MHP lideri Bahçeli'nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
"İçinden geçtiğimiz mübarek günlerde dilimize ve nefsimize de hakim olmalıyız. Adalet ölçülerin sınandığı, ahlaki kaidelerin yaşanmasının zorunlu olduğu ibadettir. Ramazan ayı empati ister, paylaşma ve fedakarlık bekler. Onlar açken tıka basa yiyemeyiz. Bir tas sıcak çorbaya hasret kalmış yüzbinlerce kardeşimiz kardeşimiz karşımızda dururken huzur içinde uyuyamayız.
Ekonomik daralma her alanda etkisini göstermiştir. Türkiye'de artan gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Veren el alan üstünden üstündür diyen hükümet, bu aziz milletin kaynakları kimlerin cebine gitmiştir? İnsani yardımlarda Türkiye'nin ilk sırada yer aldığını pişkince ifade etmektedirler. Hazinemiz sanki dolup taşmıştır da, 5,2 milyar doları başka ülke ve toplumlara yardım olarak vermek kalmıştır. Hallerine yanmazlar, Hasan dağına oduna giderler... Hükümetin durumu aynen budur. Sayın Erdoğan ve hükümet ülkemizdeki Suriyelilere 10 milyar dolar harcandığı açıklanmaktadır. Başkalarına alicenap olan 17-25 Aralık kafası milletimize gelince sinekten yağ çıkarmaktadır. BES, haracın ipucudur.
Hükümet tasarruf açığını kapatayım derken, vicdan açığı vermiştir.
Türkiye'nin tasarruf açığı alarm zilleri çalmaktadır. Son 14 yılda cari açıkta 470 milyar dolarlık açık verilmiştir. Bu esef ve endişe verici tablodur. Yabancılar çalışıp kazanmıştır, AKP borçlanıp hazıra konmuştur. Dış borçta patlama yaşanmıştır. Kişibaşına düşen gelir 9 bin 247 dolarda sabitlenmiştir. Cüzdanlardaki paranın tutarı devamlı eksilmiş, devamlı erimiştir.
Hırsızlar yükselirken millet inmiştir. Bu manzara adaletsizlik değil midir? Sosyal ve ekonomik zulüm facia olarak sayılmayacak mıdır? Para baronları her değer ve mirasımıza akbaba gibi üşüşmüştür.
Türkiye'nin sattığı tesislerden elde ettiği paralarla yabancı sermayeler nerelerdedir? Bu paralar hangi vurguncuların hesabındadır? IMF'e borcu sıfırlamakla övünen hükümet, diğer bankalardan alınan borçları nereye saklayacaklardır?
5 kişiden 1'i işsizdir. Üretim kösteklenirken, borca dayalı tüketim güçlenmektedir. Türkiye ekonomisi ilk 3 ayda 4,8 büyümüştür. AKP'li bakanlar sıra sıra büyümeyi övmüşlerdir. Kantarın topuzunu kaçırmışlardır. Türkiye, AB'nin en hızlı büyüyen ülkesi olmuştur. Türkiye ekonomisi büyüdüyse, refah ekmek ve güven nasıl küçülmektedir? Sokağa bakıyoruz büyüyen ekonomi göremiyoruz. Yoksulluktan bitap düşen kardeşlerimize büyümeyi hatırlatıyoruz dalga mı geçiyorsunuz cevabını alıyoruz.
Büyüyen millet değilse, büyüme gerçekçi değilse, büyük büyük götürenlerin nerelere gizlendiğini kim söyleyebilecektir? AKP hükümeti cari açığa dayalı tüketimi düşürmek için kısıtlayıcı tedbirler aldı. Bunlar olmamış gibi Kaçak Saray'da danışmanlık yapan birisi, 'çok manalı ve güzel bir olay' diyebilmiştir. Büyüyen ekonomiden ziyade milyonerlerdir. Bunlar AKP'nin karanlık icraatlarının eseridir.
Sayın Cumhurbaşkanı uzaklara bakmasın, başka yerde iz sürmesin. Türkiye'nin dünyadaki işsizlik ve adaletsizliğe nasıl benzediğini görsün. Kendisine pay çıkarsın. Mutlak adalet dünya üzerinde zordur. Mutlak ahlak hepimizin elindedir. Şehit gelince yükselen, Obama konuşunca sallanan bir borsa mantığına, döviz kuruyla, faiz oranlarını indirip çıkaran küresel çetelerle savaşı kazanmadan bu milletin belini doğrultması mümkün değildir.
Ekonomiye sayılar, teoriler değil, kadim değerlerimiz yön versin istiyoruz. MHP, Türk milletinin ruh, kültür ve kimlik değerlerine yönelik ekonomik hazırlığın yanındadır.
İnsanlık hiç bitmeyen, bir arayışın içindedir. Bu arayış çetin geçmektedir. Küresel ve bölgesel huzursuzlukların tırmanmasına neden olmaktadır. Sosyal bunalımlar, ekonomik krizler ülkeleri sarsmaktadır. Bir zamanların umut ve istikrar numunesi olan Avrupa'nın sosyal ve ekonomik gelgitler sokaklara yansımaktadır.
Fransa'da yaşanan olaylar bunun en canlı delilidir. Euro2016'ya evsahibi olan Fransa'da kavga ve gürültü yorumlanması gereken bir durumdur. Demokratik içerikli tepkiden ziyade gizlenmiş nefretin ortaya çıkması her ülkeyi tedirgin etmektedir.
Şiddet birkaç gün önce Orlando şehrinde korkunç şekilde ortaya çıkmıştır. 11 Eylül'den sonra ABD'nin korku tüneline girmesine yol açmıştır. Açıkça kınadığımız bu saldırı oldukça manidardır. Bu ülkenin YPG'ye destek vermesi, elbette insanlık vicdanına sığmadığı gibi uluslararası hukuka uymamaktadır. Sayın Erdoğan'ın, Obama'yı hayalkırıklığı şekilde tanımlaması dönemsel eleştiridir. Ama ABD'nin terör örgütlerini himaye altına alması gelişmişlikle ifade edilemeyecektir. Orlando katliamının benzerleri Türkiye'de de olmaktadır. İzmir'de yakalanan seri katil de bu çerçevede yorumlanabilecektir.
Her terör saldırısından sonra Batılı ülkeler soğuk taziyelerden başka katkı vermemektedir. Siyasi hesaplaşmalar terörizm kanalıyla görülmektedir. Orlando katliamının Ortadoğu'da yeni saldırıların bahanesi olmasından çok ABD için özeleştiri olmasını temenni etmesini sağlamalıdır. Terör ateşi yandıkça dünya emniyetli olmayacaktır. ABD'nin terörle arasına mesafe koyması, bölgesel ve küresel istikrara hizmet edecektir.
6 Haziran 2016'da Vezneciler'de bomba yüklü araç hainler tarafından patlatıldı. Bu alçak saldırıyı TAK isimli cinayet örgütü işledi. Midyat'ta caniler emniyet müdürlüğüne saldırdılar. Dantelli kefen giymediler. Başlarına eşarpla kapatıp molotof atan fistan giyip kahpelik yapan zenne kılıklı kancıklar karşısında Türk'ün iffet ve namusunu savundular. Kim erkek, kim mert, kim kalleş kim namert dünyaya gösterdiler.
Erkek etek giyerse ya korkudan, ya sapıklıktandır. Kadın polislerimiz fitneye meydan okudular. Şerefsizlere ders verdiler, fistanlarını başlarına geçirdiler. Şehitlerimizle övünüyorum.
Teröristler buldukları her imkanı değerlendirerek ya bomba atmakta ya da kurşun atmaktadırlar.
Hainler bilsinler ki Türk milleti bir ölürse bin dirilir. gteröristler açtıkları fitne çukuruna eninde sonunda gömülecektir. PKK doğmamış bebeklerin katilidir.
20 Temmuz 2015'ten bu yana 589 şehit düşen vatan evladının kanı yerde kalmamalıdır. Hükümet terör örgütüyle buluşayım, yeniden çözüm süreci başlatalım dememelidir. Nevruz'da AKP ile PKK arasında aracılar mekik dokumuş, bir orta yol bulma çabası aranmıştır. Bu Davutoğlu'nu karalamak için düzenlenen linç kampanyası değilse, bu ihanetin altından kimse kalkamayacaktır. AKP, PKK ile masaya oturmak için gerekçe aramaktadır.
AKP ile PKK'yı kuytu köşede görüşürken yakalarsak dünyayı başlarına yıkarız. Süreç bitmiş ve gömülmüştür. İhanetin defin işlemi tamamlanmıştır. Sayın Erdoğan terörle mücadelenin yürütüleceğini söylerken Başbakan da aynı görüşü tekrarlamaktadır. Terör örgütü paramparça edilmelidir.
CHP Genel Başkanı şehit cenazelerinde protesto edilmektedir. Sabıka kayıtları bulunmasının yanı sıra, sosyal medyada hastalıklı fotoğraflarının yayılmasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu'na boş mermi kovanı atılmış, çelengi parçalanmıştır. Bu densizliği geçiştirmek mümkün değildir. AKP, bu taşkınlıklara prim vermiştir. Türkiye'de cami avlusunda kavga edilirse, namaz kılmayanlara hayvan denilirse birlikte ve kardeşçe nasıl yaşayacağız. Mermi kovanı atmak planlı, organize ve siyasi bir hamledir. Fitneye çanak tutmak PKK'ya hizmettir.
Muhammed Ali'ye bir kez daha rahmet diliyorum. Sayın Erdoğan da törende oradaydı. Türkiye'nin onuru ayaklar altına düşmüştür. Bu ABD'nin ayıbıdır. Erdoğan'ın ABD'ye gidişi rahatsız edicidir. Kendi şehidimiz varken, acımız yok sayıp başka ülkedeki cenazeye gitmeyi tasvip etmiyoruz.
Başka adreslerde taziye sırasına girmek akıl ve vicdanla izah edilemez. Şehitlerimiz bayrağa sarılı tabutlara konulurken, Diyanet İşleri Başkanı ve damadını alıp ABD'ye gitmesi çok yanlıştır.
Erdoğan'ın şehit cenazesinde arayıp bulamadığı nedir? Konuşma yapmak istediniz izin verilmedi, Kabe örtüsüne müsaade edilmedi, Kuran okunmasına onay çıkmadı, hediyelerinizi veremediniz. Kabe'nin örtüsünü bir şehidimizin tabutuna koymamışken, bunu başka bir cenaze için uygun buldunuz?