Bilardo literatürüne geçen 40 özel vuruşu da cabası. Longoni firmasının adına ıstakalar ürettiği Saygıner, bu kez "Gizli Aşk" isimli Türk sanat müziği albümüyle sürpriz yaptı.Yaptığı işe kendini katarak bilardoda ekol olduğunu ve aynısını müzikte de yaptığını belirten Saygıner ile yürekten gördüğü şarkıcılığını ve bilardoculuğunu konuştuk. O üç banttan oynadı, ben tek bantla kaydettim.
Bilardoda sayısız şampiyonluklarınız ve başarılarınız, bilardo literatürüne giren 40 özel vuruşunuz varken neden dikdörtgen masadan CD yuvarlağına, pikeden notaya geçme ihtiyacı hissettiniz?
İhtiyaç hissetmek değil de daha çok sevgi. Bilardoya başlarken de sevgiyle başladım, o sevmenin verdiği duyguyla işimi daha iyi yaptım. O kimliğimden farklı yönlerim de vardı. Şarkı yarışmasında bu açığa çıktı. Kendimi eğlendirmek ve ruh halimi dengelemek için şarkı yarışmasına katılmıştım. Çalışarak kendimi geliştirdim. Bunu paylaşacak duruma geldiğimi düşünüyorum. İçimdeki bu gizli aşkı dışarı çıkardım, o yüzden albümün adını 'Gizli Aşk' koyduk.
Oyunculuk da yaptınız. Bilmediğimiz başka aşklarınız var mı?
Bunlar birbiriyle bağlantılı şeyler, bitmeyen bir gelişim süreci. Bilardo masası her ne kadar sınırlı bir alan gibi gözükse de içinde bir sınırsızlık da barındırır. Müzik de öyle; yedi tane nota var diye kesip atamazsınız. Varyasyonlarını bitirmek mümkün değil. Oyunculuk deseniz hakeza. Bunlar beni cezbediyor. Zoru seven bir adamım, yalapşap yapayım duygusu içinde değilim.
Şarkı Söylemek Lazım yarışmasında ikinci olduğunuzda "Albüm yapmayı düşünmüyorum." demiştiniz, ne değişti?
"Albüm yapacak kalitede değilim." dedim. Tamam oldum, diyemem ama şimdi paylaşacak duruma geldim.
Bilardo ile göze hitap ediyordunuz, şimdi müzikle ruha hitap etmeye başladınız. Nasıl bir değişimi gerekli kıldı bu?
Aslında hepimiz öğreniyoruz. Belli bilgiler ışığında bir şeyler katarak, insanlığı ileri götürüyoruz. Kimse bir şey katmasaydı, biz belki hâlâ mağarada adam çiziyor olurduk. (Gülüşmeler) Burada öğrendiğim şeylerin üzerine ruh katmayı, kendimi katmayı öğrendim. Mütevazılık gösteremeyeceğim. Birilerini taklit etseydim bu spor branşında bir ekol olamazdım. Bunu müzikte de yaptım. Kimse gibi şarkı okumuyorum. Birilerinin taklidi değilim.
Seçtiğiniz 13 şarkının hepsinde aşk acısı, melankoli var. İçinizdeki hüznün dışa yansıması mı bu?
Duygu içeride olur. Duygunun şovu yapılmaz. 'Duygusalım ben' demek çok abes. Duygusal bir insanım. Bunu karşı tarafa göstermek gibi bir amacım hiçbir zaman olmadı. Matematiksel yaklaştım. İlk okuduklarımın tamamını çöpe atıp yeniden okudum.
"Elim kadar kulağım da iyidir" der misiniz?
Böyle iddiam yok. Ses, yarıştırılan bir şey değil, herkes şarkı söylüyor. Mesele karşı tarafa geçmesi. Uzun boylu olmak değil iyi basketbol oynamak önemlidir. Ben de bağırabiliyorum. 'Nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım' derken niye bağırayım ki?
Bilardo size kendinizle yüzleşmeyi öğretmişti, bu albüm neyi öğretti?
Duygu dünyamı geliştirdi. Çünkü sözcüklerin içine girdikçe, duygu dünyamız terbiye görüyor. Duyguları olan fakat bunun çoğunu yapmayan biriydim. Şimdi farklı bakıyorum. Tabii 'her şeye duygulanıyorum, sevgi pıtırcığıyım' gibi değil. (Gülüşmeler)
Elinde bilardo ıstakalı Saygıner hayranları elinizde mikrofon görünce ne diyecek?
Gelen tepkiler olumlu. Olumsuz tepkiler veren de olacaktır. Herkes her şeyi ve beni sevmek zorunda değil. Facebook sayfamda yaptığım şeyleri insanlarla paylaşıyorum.
Bu kadar meşhur olmasaydınız yine de sesinize güvenip albüm çıkarır mıydınız?
Benim kafam tabii öyle çalışmıyor. (Gülüşmeler) 'Dünyaya tekrar gelseydiniz ne olmak isterdiniz?' Bir gelelim bakarız yani. Bakın kimsenin haberi yoktu bu albümün çıkacağından. Ben bilmiyor muyum çevremi kullanıp bir sene tanıtım yapmayı, o program benim bu program senin çıkıp 'Albümüm çıkacak, stüdyo çalışmalarına başladık' demeyi? Üstün körü bir iş yapıp pompalama çabasında olmadım hiç. Nitelikli işler yapıp adam gibi anlatma peşindeyim, adam gibi de anlatıyorum.
Fakat bilardodaki başarılarınızı anlatma noktasında da yer yer şikâyet ettiniz?
Benim yerime üzülenler oluyor, 'Ah sen Amerika'da olacaktın, vah yok şurada olacaktın' falan. Ya arkadaşım benim yerime üzülüyorsun ama ben mutluyum ya! Tek üzüldüğüm nokta polemik malzemesi olmamdır geçmişte. Bilardo Federasyonu ile aramdaki meseleler tamamen kişiseldir. Büyük mücadele vermeme rağmen sonuç alamadım, alamayınca da kariyerimi dondurdum. Bilardo Federasyonu'nun internet sitesine girin "Milli gururlarımız" köşesinde ben yokum. Beni sevmeyebilir hatta nefret edebilirsin ama sen onu oraya koyacaksın! 3,5 yıldır özel organizasyonlar yapıyorum. Portekiz liginde oynuyorum. Ben yolumda giderim. Olay çıkarmak kolay, ama yapmam; kendime yakıştıramam. Gidip düzmece bir mankene tokat atabilirim. İnsanlar gazetede görünce 'Semih mankene tokat atmış görüyor musun gidip albümünü alalım' mı diyorlar? (Gülüşmeler)
Bilardoda falso yaptığınızda alkışlanıyordu, şarkıda falso olursa ne olur?
Canlı şarkı söylemek kolay bir şey değildir. Ben asla playback yapmayacağım, asla!
Yani konserler olacak mı?
Bilmiyorum, bu benim karar vereceğim bir şey değil. İnsanların talebi olmalı. Albüm yaptım, ardından konserler gelecek fikri çok saçma.
Şarkıları ince mi görüyorsunuz, kalın mı?
Herhangi bir sınıflandırma yapmak doğru değil. Şarkı kendi içinde bir hayat. 3-4 dakikanın içinde müziğiyle, enstrümanıyla, duygu geçişleriyle bir hayat anlatıyorsun. Şarkıları yürekten göreceksin.
Bilardoda çok para kazandınız mı?
Akıllı bir insan bir mesleği şeçerken onun ne kadar para getirdiğiyle ilgilenmez. Milyonlarca dolar falan öyle bir şey yok. Ama ben dünyanın en zengin adamıyım, çünkü kazandığım gerçek bir para. Zenginlik kimsenin kazanamadığı aptal gibi yarıştır.
Istaka ile kavga ettiniz mi hiç?
Kırdım bile! (Gülüşmeler) Maçı kaybedince sinirden kırdım, gençken ama. Bilardo, rakibe bir fiske atmadan rakibi yerle bir etme sanatıdır.
Kahvede pike çekerken zılgıt yediniz mi?
Tabii canım, küçükken oluyordu. Ama o mesafeleri biraz hızlı geçtim. (Gülüşmeler) Hayatım boyunca hızlı öğrenen biri oldum. Bilardo masası parasını bir sene verdim, sonra para almamaya başladılar benden.
Yırtık çuha acemi pikeciden belli olurmuş. Acemi şarkıcı nereden belli olur?
Şarkıcılık konusunda ahkâm kesemem, ama şarkı söyleyen bir insanın kriteri nota değil, sözcükleridir. Bir şarkıcının notasının sözcükler olduğunu düşünüyorum.
Bilardoda durmayan toptan umut kesilmez malum. Sizin müzisyenliğinizden umut kesmemeli miyiz?
Yok kesmeyin! (Gülüşmeler) Sonuna kadar giderim. Bazı meslekler özeldir, müzisyenlik de öyle. İnsanların ruh halini yönlendiriyoruz. Televizyona çıkıp 'Albüm satışlarımız çok iyi gidiyor' diyen sanatçının demir tüccarı olduğunu düşünüyorum.
[email protected]
***
Bilardo oynarken insanlar beni suratsız zanneder
14 yaşında kaybettiğiniz anne-babanız bugünkü halinizi görseydi, şarkı söyleyen bir Semih Saygıner'le mi, bilardocu bir Semih Saygıner'le mi daha çok gurur duyarlardı?
Vallahi niye ayırmak zorundayız? Bence tek gurur duyacakları şey iyi bir birey olmam olurdu.
En çok sevdiğiniz parça hangisi oldu?
Çok klasik olacak ama, ayıramıyorum birbirinden. (Gülüşmeler) Söylerken keyif aldığım şarkı "Söyle naz mı bu kaş çatış?"
Bilardo oynarken de şarkı mırıldanır mıydınız?
Yok, bilardo oynarken mırıldanmam. Orada gözler dikdörtgen masanın içindedir ve orada takındığım suratı ben bilmem. Onun için beni suratsız zannederler. Çünkü bilardo oynarkenki suratımı bilirsem, benden dünya şampiyonu olmaz. Rol kesen bir adam olurum.
Eve iş götürmediğiniz için evde bilardo masanız yoktu değil mi?
Evet, götürmüyorum. (Gülüşmeler)Ama müzik gidiyor. Şimdi salonum müsait ama salona bilardo masası koyup onu niye bu kadar içeri sokayım diye düşünüyorum. Gitar çalıyorum ama gitarist olmak için değil; seslere aşina olmak ve duyduğum sesleri tekrar enstrümanın başında doğrulamak için. Denemedim ama telli birkaç enstrümanı daha tıngırdatabilirim sanırım24 NİSAN 2011/ZAMAN