“Atatürk’e saygı duruşunda bulunmak putperestliktir!
Laiklik, Allah’ın emirlerine karşı gelmektir!
‘Allah’tan başka ilah yoktur’ diyenlerin, Allah’ın emirlerine uyup bu uğurda cihat etmeleri gerekir!
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun” demek, şirk (Allah’ın yerine konmak) ve küfürdür!
TBMM en tehlikeli yerdir; çünkü 550 milletvekili bu Meclis çatısı altında İslam’a aykırı kanun yapmaktadır!
Milletvekili andını içenler, Müslüman sayılmaz!
Anıtkabir’de saygı duruşunda bulunmak puta tapınmaktır!”
***
Bu sözleri; bedava dağıtılan “İman Nasıl Muhafaza Edilir?” isimli kitaptan aldım!
Peki; bu kitap nerelerde “bedava” dağıtılıyor?
Cami önlerinde!
Hani Başbakan’ın şehit cenazelerindeki protestolara kızarak “Siyaset ve slogan meydanı haline getirmek
saygısızlıktır” dediği camilerde... Cami avlularında protestoya uğrayınca devletin polisini, savcısını, hakimini
seferber edeceksiniz; ama aynı mekânlarda “bedavaya” dağıtılan kitaplarla “CİHAT ÇAĞRISI” yapılmasını
görmezden, Atatürk’e, Meclis’e, milletvekillerine sövülmesini duymazdan geleceksiniz...
Bu kitapları dağıtanların peşine polis takmayı aklınızın ucuna bile getirmeyeceksiniz...
***
Başbakan Recep Tayyip Bey:
Camilerimizin avlularında yıllardır “naylon holdingleri” için vatandaşlarımızı dolandıran din tacirlerinin peşine
polis taktınız mı bir kere olsun?
Ya da onlarla kol kola fotoğraf çektiren bakanları kabinenizden çıkarmayı aklınızın ucuna getirdiniz mi?
O kutsal mekânları kendilerine sığınak yaparak bu ülkeyi yıkmak için ellerinden geleni artlarına
koymayanları yakalatıp içeri atabildiniz mi?
Daha geçen sene bir camimizde adam linç edenlerden hesap sorabildiniz mi?
Hayır!
Camilerimizde bu iğrençliklerin yapılmasına göz yumacaksınız...
Tüm bunlar, o kutsal mekânların “manevi değerleri”ne saygısızlık olmayacak...
Başında bulunduğunuz devletin düzenine karşı cihat ilan edilmesini” öneren kitaplar, o mekânın
“maneviyatı”na ters düşmeyecek...
Ama siz; hükümetinizi protesto eden üç-beş vatandaşı tutup içeri attıracaksınız...
Bu mu sizin “adalet” ve “kutsal mekân” anlayışınız?
*****
UYUM!
Başbakan Erdoğan başkanlığında toplanan Güvenlik Zirvesi’nden sonra yapılan açıklamada, “Terörle
mücadelede uyum içindeyiz” denilmiş...
Aman ne iyi...
Bu zaten “olması gereken” bir şey değil mi?
Terör belasına evlatlarını her gün ikişer üçer şehit veren bu millet sizden “uyum” mu bekliyor, “çözüm”mü?
Diyeceksiniz ki, “Elbette çözüm için de önlemler almışlardır ama bunu açıklamaları doğru olmaz.”
Umarım öyle olmuştur...
Çünkü biz bu bataklıkta “uyumlu uyumlu” daha fazla debelenmek istemiyoruz!
*****
GÜNÜN SORUSU
AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, seçimlerde AKP’nin kan kaybedeceğini, hükümeti ise CHP ve
MHP’nin kuracağını iddia etmiş.
Bu yüzden mi yeniden aday olmadınız Sayın Çömez?
*****
AKP 36, CHP 35!
Yok yok; bu sayılar sandığınız gibi iki partinin önümüzdeki seçimlerden alacağı oy oranı değil...
Yeni sarayları (parti genel merkezleri) için harcadıkları paranın miktarı!
AKP’nin “yedi yıldızlı oteli” yaklaşık 36 milyon YTL’ye (36 trilyon TL) mal olmuş...
CHP’nin “akıllı binası”da 35 milyon YTL’ye...
Peki; nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Hazine’den... Oraya da bizden alınan vergilerden!
Hazine sırf “siyasi faaliyetlerini yürütürken namerde muhtaç olmasınlar” diye veriyor bu parayı partilere;
böyle “har vurup harman savursunlar” diye değil!
Ama onlar kendilerine saray yavrusu yaptıkları gibi bir de utanmadan “Mobilyalar İtalya’dan, mermerler
bilmem nereden geldi” diye caka satıyorlar ya; kahroluyorum:
Sanki babalarının parasını harcıyorlar!
Sahi; Türk malının suyu mu çıktı?
Onca parayı hiç olmazsa bu ülkede harcasaydınız da ekonomiye biraz faydanız dokunsaydı olmaz mıydı?
***
Tevfik Fikret boşuna söylememiş:
“Yiyin efendiler yiyin... Bu
han-ı iştiha sizin!
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Ne diyelim... Afiyet olsun!