CHP Grubu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında basına kapalı toplandı.
Altay, TBMM’de 4 No’lu Basın Kapısı önünde yapığı açıklamada, kapalı grup toplantısına ilişkin, “Son siyasi gelişmeleri değerlendirmek ve kurultayımızdan sonra bugün de gazetelere ilanı verilen 9-10 Mart tarihlerinde gerçekleştireceğimiz tüzük kurultayı ile ilgili Sayın Genel Başkanımız milletvekillerinin anlayışını, görüş ve önerilerini almak arzusundaydı” dedi.
-“PARTİ İÇİ DEMOKRASİ KOKAN BİR TÜZÜK”-
Tüzükte yapılması öngörülen değişikliklerin sorulması üzerine Altay, “Tüzüğümüz daha önce de değiştirildi. Değişiklik yapılırken kimi maddeler arasında uyumsuzluklarda vardı ama hiç şüphesiz daha demokratik, biz Türkiye’ye demokrasiyi yerleştirmek isteyen Türkiye’nin tam demokrasiyle yürümesini isteyen bir parti olarak parti içinde demokrasi kanallarının da daha genişlemesini arzu ediyoruz. Genel Merkezimizin, Genel Başkanımızın anlayışı bu. Bu çerçevede daha demokratik daha işlevselliği olan, örgütlerin çalışmalarını, çalışma imkanlarını daha kolaylaştıracak, kimi bürokratik sayılabilecek tüzükteki engelleri kaldıran daha yalın daha sade bazı konuları belki yönetmeliklere de bırakmak suretiyle herkesin rahat anlayabileceği, rahat kullanılabilen ama içinde buram buram demokrasi kokan, parti içi demokrasi kokan bir tüzük hazırlığı için düğmeye basıldı” yanıtını verdi.
-“BİR SOSYAL DEMOKRAT PARTİYE YARAŞIR BURAM BURAM DEMOKRASİ KOKAN BİR TÜZÜK”-
“Muharrem İnce’nin üç maddeden oluşan önerisi var, o gündeme geldi mi?” sorusuna da Altay, “İmza dahil, cumhurbaşkanı adayının üyelerin katılımıyla seçimi dahil sade Muharrem İnce ve arkadaşlarının önerileri değil başka arkadaşların da çok sayıda önerileri oldu. Ayrıca milletvekillerimizden yazılı olarak da istendi. Belki böyle bir istişare için bir kere daha, daha geniş ve daha uzun toplantının yapılması söz konusu. Çok sayıda öneri var. Genel Merkez daha önce Anadolu’dan örgütlerden talep ve önerileri zaten toplamıştı. Şimdi bunların hepsi değerlendirilecek ve ortaya gerçekten bir sosyal demokrat partiye yaraşır buram buram demokrasi kokan bir tüzük inşallah 9-10 Mart’ta çıkacak” dedi.
-“GÖRÜŞ FARKLILIKLARININ OLMASI BİZİM ZENGİNLİĞİMİZDİR”-
“Toplantıda tartışma yaşandı mı?” sorusuna Altay, “Sanıyorum 20’yi aşkın milletvekilimiz söz aldı. Bir tartışma yok. Tabii fikir ayrılıkları, görüş, anlayış farklılıkları biz de her zaman var. CHP her zaman çok sesli bir partidir ama tek dilli bir partidir. Dilimiz tek, sesimiz rengimiz elbette çok olacak, ciddi bir tartışma yok, görüş farklılıklarının olması bizim zenginliğimizdir” dedi.
-“BİZ DE TABİİ ISLAK İMZALAR VAR”-
“Genel Başkan, yüzde 51.2 referandumda hayır oyu çıktı, dedi. Buna ilişkin elinizde veriler var mı?” sorusuna da Altay, “Biz de tabii ıslak imzalar var. Büyük çapta bu sefer ilk defa belki 16 Nisan referandumunda ıslak imzaları topladık. Burada tabii mühürsüz oyların, zarfların, pusulaların geçerli sayılması nedeniyle böyle bir 1 puanlık farkla 'evet' çıkmış görünmekle şayet mühürsüz oylar geçerli sayılmasa bizdeki verilere göre örgütlerden sandık kurulu üyelerimizden aldığımız hangi sandıkta pusulaların mühürsüz olduğunu biliyoruz. Sandık kurulu üyelerimizden aldığımız örgütlerimizden aldığımız sonuçlar bize böyle değerlendirme yapmaya imkan veriyor” dedi.
-“AFRİN AKP’NİN MALI DEĞİLDİR”-
“İlker Başbuğ tartışması var, ne diyorsunuz?” sorusuna da Altay, şöyle dedi:
“Eski bir Genelkurmay Başkanının, şu anda sivil hayatını idame ettiren bir Genelkurmay Başkanının benim defaatle söylediğim bir şeyi tekrar etmesinden dolayı Erdoğan’ın hiddetini öfkesini anlayamadım. Afrin AKP’nin malı değildir. Afrin milli bir meseledir. Erdoğan kimse konuşmasın, bir tek ben konuşayım, herkes benim konuştuklarıma biat ve itaat etsin, benim konuştuklarımı kabul etmeyen herkese de gücüm yeterse kafasını koparırım anlayışı içinde, bu yüzden insanları hedef gösteriyor; böyle toplumu geren, ayrıştıran, kutuplaştıran bir psikolojisi ve siyasi tavrı var. Erdoğan’ın ağzından çıkan bu kaba, yaralayıcı, olumsuz sözlerin, bunun hesabını sorarım mantığındaki sözlerin kamu vicdanında olumlu karşılık bulmadığını görüyorum.
-“ASKER MİLLETİN ASKERİDİR, ERDOĞAN’IN ASKERİ DEĞİLDİR”
Daha önce de söyledim Sayın Cumhurbaşkanı bir an önce koprolali hastalığından kurtulmalıdır. Başka türlü her ağzını açana racon kesmek, tehdit etmek ve onları hedef göstermek Türkiye için doğru bir iş değildir. Afrin Türkiye’de 80 milyonun duyarlılığıdır. Ama bu Erdoğan’ın meselesi değildir. Afrin’de savaşan, kan akıtan, can veren insanlar TSK’nın unsurlarıdır. Dolayısıyla aziz milletimizin evlatlarıdır. Erdoğan’ın kendi çocukları değildir. Bir evladı bedelli, bir evladı çürük raporu alarak askere gitmeyen bir insanın bu kadar hamaset yapmasının bir anlamı yok. Asker milletin askeridir, Erdoğan’ın askeri değildir.” (