CNN canlı yayınına katılan Hamzaçebi şunları söyledi:
Muharrem İnce her yere gitti, heyecanlı mitingler de oldu gerçekten. CHP örgütü olağanüstü katılım gösterdi. Bunu eğer bir başarı olarak değerlendiriyorsak bu açıdan bakmak gerekir buna. Bu çok önemli bir heyecandı. Sayın İnce’yi aday gösteren Sayın Kılıçdaroğlu’dur.
Seçim öncesi sürece bir bakalım, Türkiye nasıldı? Demokrasi çok büyük açmazların içerisindeydi, tek adam rejimi ülkesine hakim olmuştu, insanlar geleceğinden emin değildi. Sayın Cumhurbaşkanının kararlarıyla yargı karar veriyor izlenimi bütün Türkiye’ye hakimdi. Ekonomi hiçbir şekilde iyi gitmiyordu. Böyle bir tabloda Sayın Kılıçdaroğlu millet ittifakını kurdu. 15 vekili İYİ Parti’ye verdi, baraj sorunu kalktı. Bakın barajı Sayın Kılıçdaroğlu kaldırdı. Gerek Meral Akşener’in diğer adayların aday olmasındaki engelleri kaldırdı. 100 bin imza için vatandaşlarımıza çağrı yaptı. Bu çok büyük bir atılımdı. O günlerde herkes Kılıçdaroğlu’nu alkışlıyordu. Bugün ne değişti? Bugünkü eleştirileri ben anlayabilmiş değilim.
Sayın Kılıçdaroğlu kendisi aday olmadı. İki kez kurultaylarda aday olmuş olan Muharrem İnce’yi aday yaptı. O günlerde herkes alkış tutuyordu. Sayın Muharrem İnce ikinci tura kalamadıysa bunun sorumluluğunu Kılıçdaroğlu’na vermek vicdani midir? Sorumluluk hepimizindir. İnce’nindir, CHP’nindir, CHP yönetiminindir. Bu sorumluluktan kimse kaçmaz.
BUNUN BİR KARŞILIĞI OLACAK MI?
CHP bir kere ana ilkelerini koymuş durumda. Siyaseti ilkelerden felsefeden soyutlar kişiler düzeyine indirgerseniz, kişiler yarışına dönüşür buradan hiçbir şey çıkmaz. Buradan uzak durmak lazım. CHP böyle bir parti değil. CHP Genel Başkanları, Cumhurbaşkanı olmaz. Cumhurbaşkanları halen anayasadaki yemin maddesine göre tarafsızlık üzerine yemin ederler.
PARTİ TABANI DİYOR Kİ, GENEL BAŞKANLIK KOLTUĞUNA İNCE OTURMALI DİYOR…
Parti tabanı nerede? Partinin önünde yüzlerce, binlerce insan var Kılıçdaroğlu’na destek için gelmiş durumda.
Cumhurbaşkanlığı seçimini Cumhur ittifakının adayı Erdoğan kazandı. Referandumda oylar nasıldı? Aslında başa baş seviyedeydi. 50-50. Ne olmuş şimdi cumhur ittifakı? Yüzde 52,5’a gelmiş durumda. Demek ki referandumda ‘evet’ oyları, ki cumhur ittifakını oluşturuyor varsayabiliriz bunu, üzerine 1-2 puan daha koymuş. Şimdi başarı buradan oyu aktarmakla olur. Bunu aktarmazsanız, seçim sürecine bağlı değişiklikleri başarı olarak görmek doğru değildir.
Ama CHP bakın oy sayısındaki düşüşe rağmen milletvekili sayısını artırmıştır. Millet ittifakı 22 milletvekili daha fazla almıştır.
Başarı veya başarısızlık hem Cumhurbaşkanı adayımızın hem CHP’ye aittir. Hepsi bize aittir. Şöyle bir gerçek var, AK Parti’nin oyu yüzde 41,8’e inmiştir. Yüzde 50’lerden 41,8’e inmiştir. AK Parti 2002’den bu yana ilk kez parlamento çoğunluğunu kaybetmiştir. Bir koalisyona mahkum olmuştur. Koalisyon olacaktır.
CHP, TBMM’de çok önemli bir aktör olacak. Siyasetin yapılacağı yer yine TBMM’dir. Koalisyona mahkum olduğu andan itibaren cumhurbaşkanı, o andan itibaren parlamentoda her şey olabilir. Bir araya gelmeyecek partiler bir araya gelebilir. İç güvenlik yasası diye bir yasa gelmişti. Böyle iki aya yakın bir mücadele oldu. bir araya gelmek denilen partiler bir aradaydı. Temel hak ve özgürlüklerini kısıtlıyordu.
Özel bir ihraç dosyası parti gündeminde yok ancak seçim sonuçlarının açıklanmasından itibaren, disiplinsiz hareketleri tüm kamuoyu gözlüyor. İhraç kararı verir, vermez ayrı bir şey. İhraç kararını PM vermez. Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk eder. Değerlendirir, kararını verir. Parti Meclisi durumu genel olarak değerlendirecektir. Hangi partilinin, hangi disiplinsiz eylemi vardır, buna bakar. İhtiyaç duyduğunu yüksek disiplin kuruluna sevk eder. CHP, seçim sonuçlarını değerlendirir. Bütün örgüt değerlendirir. Örgütün bu sonuçları eleştirme hakkı her zaman vardır. biz dinamik bir partiyiz, biat eden bir parti değiliz.
Eleştiriyi gayet doğal görüyoruz ama bu eleştiri bu partinin genel başkanına, kurumsal kimliğine saldırı niteliğine dönüşürse PM’nin buna seyirci kalması mümkün değildir.
KILIÇDAROĞLU KİMLERİ İŞARET ETTİ? İNCE’Yİ Mİ KAST ETTİ?
Hayır, bir kişiyi kast etmiş olması mümkün değil. Ben size şu kişiyi kast etmiştir diyemem. Genel bir değerlendirme yapıyor. Kılıçdaroğlu çok demokratik bir insandır. Fazla hoşgörülüdür bile diyebiliriz. Ama parti disiplin demektir. Disiplini çok fazla esnetemezsiniz. ‘Herkes disiplinli olsun’ diyor parti.
İNCE İLE HİÇ GÖRÜŞTÜ MÜ?
Bilgi sahibi değilim. Ama süreç içerisinde görüşürler tabi ki. Birisi cumhurbaşkanı adayımız, birisi genel başkanımız. Niye görüşmesinler?
Sayın İnce’nin örgütleri, illeri konuşması kötü bir şey değil ki. Onun ülkeyi dolaşması kadar doğal bir şey yok.
KURULTAY YÜRÜYÜŞÜ OLABİLİR Mİ? ‘ÖNDEN YÜRÜYÜN DERLERSE YÜRÜRÜM’ DEMİŞTİ…
Elbette dolaşabilir, CHP’li olarak hakkıdır, cumhurbaşkanı adayı olmuş kişi olarak hakkıdır. Kurultay lafı bizim partide çok sık konuşulur. Ben size samimiyetle şunu söyleyeyim, bu kadar kurultay gördüm. Bizim delege sağ duyuludur. Olayları iyi değerlendirir. CHP’de daima programlar, ilkeler siyasetin sosyal ve politik özü önemlidir. Partinin ve kişilerin tutarlı bir duruşu yok ise bunu çok iyi değerlendirir. Ben kurultay ihtiyacı görmüyorum. Ama kurultayın olup olmayacağına delegeler karar verir. Ben delegenin bu seçim sonuçlarını çok sağlıklı değerlendireceğini düşünüyorum.
Bu seçim dönemine kadar Kılıçdaroğlu alkışlanırken, seçim sonrası ne değişti de eleştiriliyor? Bunu haksız bulduğumu söyleyebilirim. İnce’nin almış olduğu 30,6’lık oy oranını başarı olarak değerlendiriyorsak, bunda sayın Kılıçdaroğlu’nun çok büyük payı vardır. şimdi seçim sonuçlandıktan sonra Kılıçdaroğlu’na bu eleştirileri yöneltmeyi son derece haksız buluyorum.