ANKA - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Demokrasi standartlarının yükseltilmesi açısından açık ve net çağrı yapıyoruz, demokrasi standartlarının yükseltilmesi açısından parlamentoya gelecek olan her tasarıya ‘evet’ diyeceğiz. Çünkü bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülke insanının özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ülkenin aydınlarının tehdide değil, korunmaya ihtiyacı var” çağrısını yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Turizm Sektörünün Krizi ve Belediyelerimiz" adlı toplantı sonrasında yaptığı basın açıklamasında özetle şunları söyledi:
“Sorun var ama sorunlarımız çözülmedi. Daha önemlisi kayıp yılı olarak görüyoruz diyorlar, en büyük endişemiz 2017 ve diğer yıllara sarkmış olması. Eğer sağlıklı ve tutarlı bir önlem alınmazsa turizm sektörü sadece 2016’da değil, 2017 ve 2018’de de ciddi sorunlarla karşılaşabilir.
6 milyon işsizimiz var.
Turizm sektörü 500 bin işsiz yaratacak yeniden deniyor.
Antalya’dan başlayarak sürecin giderek derinleşeceği ifade ediliyor.
Bu krizden nasıl çıkacağız.
Bugün yaptığımız toplantının ana konusu bu.
Bu sorunu aşmanın yolu kısa, orta ve uzun vadeli planlar ve politikalar oluşturmakla başlıyor.
Şu anda Türkiye dünyada en çok turist çeken 6. ülke. 10 ülkeden 6. ülke, 6. sıra Türkiye.
Ama turizmci arkadaşların bize hatırlattıkları önemli bir belge ver. BM’nin turizm konusunda yayınladığı rapor. Bu rapora göre; Türkiye önlem alınmadığı takdirde 2020 yılında ilk 10 ülke arasında olmayacak.
“TURİZM POLİTİKASININ YENİDEN SIFIRDAN ELE ALINIP YAPILANDIRILMASI GEREKİYOR”
Bu nedenle turizm politikasının yeniden sıfırdan ele alınıp yapılandırılması gerekiyor.
Yine bütün arkadaşların üzerinde hem fikir oldukları bir konu daha var. Biz sadece güneşi, denizi ve kumu satmıyoruz, satmamalıyız, olağanüstü zengin bir tarihimiz var, kültürümüz var, bunları maalesef tanıtamıyoruz. Bütün bunların hepsi yapılabilir ve Türkiye bu açıdan son derece uygun bir ülke ama siyasal iktidar bunun yeteri kadar farkında değil.
Bu yapılanma süreci içinde turizmci arkadaşlarımızın söylediği bir şey daha var; Türkiye’yi şu veya bu şekilde bütün dünya biliyor ama biz bölgesel markalar yaratmak zorundayız diyorlar.
Bölgesel markaların yaratılması açısından da turizm sektörünün tarafları diyorlar ki bizlerle yerel yönetimler ortak çalışırsa biz bu yerel markaları çok daha güçlü oluşturabiliriz.
Bir kriz yaşıyoruz diyorlar.
Yerel yönetimlerin mali kaynakları.
2002’de Adalet ve Kalkınma Partisinin acil eylem planında kısa süre içinde belediyelerin Belediye Gelirleri Kanununun çıkacağı ve yeniden parlamentoya getirileceği ifade edilmişti. 2002… 2016 bu tasarı hiçbir zaman parlamentoya gelmedi.
Turist getirenler, otel sahipleri veya turistlere başka türlü hizmet verenler bu belediyelerden hizmet bekliyorlar.
Ama bu belediyelerin sağlıklı ve tutarlı hizmet üretebilmeleri için yeterli gelir kaynaklarına kavuşmaları gerekiyor.
“BELEDİYE GELİRLERİ KANUNUN SÜRATLE PARLAMENTOYA GETİRİLMESİ GEREKİYOR”
Belediye Gelirleri Kanunun süratle parlamentoya getirilmesi gerekiyor.
Türk Hava Yolları, hepimiz övünüyoruz. Ama turizmciler Türk Hava Yolları’ndan yakınıyorlar. Turistlerin en çok geldiği Antalya, Dalaman gibi havaalanları var deniyor, Antalya ve Dalaman havaalanlarından hangi ülkelerden turist geliyorsa o ülkelere Türk Hava Yollarının tarifeli sefer koyması gerekir diyorlar. Koymadığı için de yeter kadar turist bu havaalanlarına gelmiyor diye şikayetler aktarıldı.
Sektörün bugün itibarıyla 18 milyar 900 milyon dolar borcunun olduğu söylendi. 18 milyar 900 milyon dolar sektörün borcu var.
“SEKTÖR KRİZDE, TURİST YOK”
Sektör krizde. Turist yok. Krizi aşması için hükümetin bu konuda acil önlem alması lazım. Bankalar da kapıda.
Gelirimiz yok ne yapacağız diyorlar.
Tek çare otelleri satmak, bizi bu noktaya hükümet getirmemeli diyorlar.
Turizmcilerin yine söyledikleri bir şey var; mevcut Turizm Mevzuatı bize dar geliyor. Bu mevzuatla bizim büyümemiz neredeyse imkansız.
“TÜRKİYE’NİN BOZULAN İMAJI KONUSUNDA ORTAK BİR GÖRÜŞ VAR”
Neden turist gelmiyor, asıl sorulması gereken belki temel soru bu. Türkiye’nin bozulan imajı konusunda ortak bir görüş var. Bütün sektörler turizm de dahil Türkiye’nin bozulan imajı Türkiye’ye turistin gelmesini engelliyor.
Hukuk, ciddi bir sorun.
Adalet, ciddi bir sorun.
Türkiye’de hukuk var mı?
Türkiye’de can güvenliği var mı?
İnançlar konusunda gerçekten insanlar özgür mü?
Hukukun üstünlüğü var mı?
Medya özgürlüğü var mı?
Gazeteciler rahat yazabiliyorlar mı?
Siyaset bir iç kavgaya mı dönüştü yoksa Türkiye gerçekten demokratik anlamda demokrasisi gelişmiş ülkelerle entegre mi oldu?
Türkiye’nin demokrasisinde ciddi ama ciddi kan kaybı var.
Bir turizmci aynen şunu söyledi; Türkiye’nin bozulan imajını düzeltmemiz çok ama çok zor.
Türkiye’de acaba bir demokrasi mi var, bir dikta yönetimi mi var?
Bir dikta yönetiminin Türkiye’de olduğu konusunda demokrasisi gelişmiş ülkelerde yaygın ve ortak bir kanaat var. Türkiye’de demokrasi yok, Türkiye’de dikta yönetimi var.
Dikta yönetiminin olduğu yerde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok o zaman biz Türkiye’ye niye gidelim.
Bu imaj değişmediği sürece hangi önlemi alırsak alalım Türkiye’ye yeterli turisti getiremeyeceğiz.
Bütün komşularımızla kavgalıyız. AB ile kavgalıyız, Mısır ile kavgalıyız, Libya ile kavgalıyız, Fransa, İngiltere, Almanya bütün bunlarla hepsiyle kavgalıyız.
Hukukun üstünlüğü yok etmediniz mi diyorlar, insan hakkı ihlalleri var, onları yok etmediniz mi diyorlar. Ve bütün turizmci arkadaşlarımın ortak görüşü, kesinlikle Türkiye’de hukukun üstünlüğünün sağlanması, bu konuda Türkiye’nin demokrasisinin çağdaş anlamda batılı demokrasiyle entegre edilmesi. Eğer bunlar olabilirse biz bütün sorunları aşabiliriz. Ama bunların olmadığı bir yerde biz ne yaparsak yapalım turist zaten bizim ülkeye gelmez ve bunun kaybını Türkiye yaşamış olur.
Otellerde turist yok.
KILIÇDAROĞLU’NDAN ÇAĞRI
Şunu açıklıkla ifade edelim, demokrasi standartlarının yükseltilmesi açısından açık ve net çağrı yapıyoruz, demokrasi standartlarının yükseltilmesi açısından parlamentoya gelecek olan her tasarıya ‘evet’ diyeceğiz. Çünkü bu ülkenin demokrasiye ihtiyacı var. Bu ülke insanının özgürlüğe ihtiyacı var. Bu ülkenin aydınlarının tehdide değil, korunmaya ihtiyacı var. Onların özgürce yazmaları gerekiyor. O zaman biz demokratik standartlarımızı yükseltiriz, bu ülkeye zaten turist gelir.
“TURİSTİN GELMESİNİ ENGELLEYEN EN TEMEL ŞEY TÜRKİYE’DEKİ DİKTA YÖNETİMİ”
Turistin gelmesi için her şeyimiz var. Tarih deseniz var, kültür deseniz var, deniz deseniz var, güneş deseniz var, her şey var, eksik olan ve turistin gelmesini engelleyen en temel şey Türkiye’deki dikta yönetimi. Bu yönetimin değişmesi gerekiyor.”

10 MADDELİK YOL HARİTASI

Toplantının sonunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yapılan tüm konuşmalara bağlı olarak turizmi kurtarmak için 10 maddelik bir yol haritası açıkladı:

1 - Siyaset, dış politika Türkiye’nin çıkarları üzerine inşa edilmeli ve imajı düzeltilmeli.
2 - 2020 yılında Birleşmiş Milletler, Türkiye’nin turizmde ilk ona giremeyeceni söylüyor. Dışarıdan gelen turist sayısında altıncı sıradayız. Turizm sektöründe yeniden onarım, yapılanma gerekli. Özellikle teknoloji ve iletişimdeki gelişmeler dikkate alınmalı. Sektör temsilcilerinin de içinde bulunacağı bir planlama yapılmalı.
3 - Yerel yönetimler çevre duyarlılıklarını korumalı ve özellikle bu konuda daha ciddi çabalar harcamalılar. Kıyıların korunması açısından bu konu önemli.
4 - Turizm çeşitlendirilmeli, planlama ve tanıtım yeniden ele alınmalı.
5 - Bu süreç içinde yerel yönetimler alt yapı çalışmalarına başlamalı ve bitirmeli.
6 - Turizmciler ve belediyeler hem sezon öncesinde hem de sezon sonrasında bir araya gelmeliler. Turizmciler hangi eksiklikler olduğunu aktarmalılar, sezon sonunda da amaçların ne kadar gerçekleştiğini ve diğer sezona nasıl hazırlanmaları gerektiği konusunda planlama yapmalılar.
7 - Türkiye’nin bölgesel tanıtıma ihtiyacı var. Özellikle yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmalı, yerel markalar yaratmalıyız.
8 - Belediyelerin güçlü mali tablolarına kavuşturulması gerekiyor. Böylece belediyeler, turizmcilerin bekledikleri yatırımları ya da tanıtımları biran önce yapmalılar.
9 - THY, Antalya ve Dalaman gibi yerlerden başlayarak, özellikle turistlerin yoğun olarak geldiği ülkelerle doğrudan tarifeli seferler yapabilmeli.
10 - Yeni cazibe merkezleri oluşturmak için turizmciler ve yerel yönetimler mutlaka bir araya gelmeli.