Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
34,3398
EURO
36,3149
IMKB
9.300,000
ALTIN
2.825,500
 
Hava Durumu ANKARA
19 / 28 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Can Dündar: Beraat Bekliyorum
Can Dündar: Beraat Bekliyorum
 
Can Dündar, bugünkü duruşmaya dair beklentilerini anlattı. Beraat beklediğini söyleyen Dündar, "Burası Türkiye belli de olmaz" dedi.
 
1.4.2016 - 09:47

Özlem Gürses / Sözcü -

  25 Mart’taki duruşmada milletvekili ve diplomatların ısrarının oyunu bozduğunu belirten Dündar, bugünkü duruşmaya ilişkin şunları söyledi: Bu artık politik bir kavga. Bu dava da bütün dünyanın gözlediği bir dava… Şimdi verecekleri karar eskisinden daha fazla başlarını derde sokacaktır.
ŞU FIRTINA BİTSİN, ‘MUSTAFA’YI SÖZCÜ OKURLARI İÇİN ANLATMAK İSTERİM
Can Dündar’a Mustafa filmi üzerine kopan tartışmaları hatırlattım… “Biliyorum, en çok da sizin gazetenin okuyucuları” diye söze başladı: Benim için bir kırılma noktası o, ne yaparsam yapayım değişmiyor. Bu fırtınalı günler geçsin, sizin gazeteniz için Mustafa’yı anlatmayı çok isterim…
“Özgürlük güzel… ama bir hakikati anlatmak için tutsaklık da kötü değil.” Cumhuriyet Gazetesi’ne, Can’ı görmeye giderken aynen böyle düşünüyordum. Hiç şüphesiz ki gazetecilik de tıpkı memleket gibi tarihinin en karanlık günlerini geçiriyor. Çarşamba günü konuştum Can’la, bugün 1 Nisan. O duruşmadan beraat bekliyor. Göreceğiz. Ne de olsa burası Türkiye, içimizden geçirdiğimiz endişelerimizin en vahim halleriyle gerçeğe döndüğü ülke. Can’a gazeteyi ve ona hâlâ öfke duyulan Mustafa filmini de sordum. Anlattı…
ÜNLÜ OLMAK DA BİR TUTSAKLIK
- Türkiye’nin en ünlü tutsakları oldunuz…
Ünlülük de bir tutsaklık aslında, çifte kavrulmuş oldu.
- Kitabının imzası için Bursa’daydın. Nasıl karşılandın?
Bursa çok çok iyiydi. Her zamankinden farklı bir durum var bu sefer. İnsanlar hem bir geçmiş olsun demek, hem de destek olmak coşkusuyla geldiler. Hükümetin gadrine uğramış bir tutsağa gelir gibi, ilk kez bu kadar kucaklandım. Çok etkileyiciydi.
- “Tutuklandık…” Bir kitap mı, başka yok mu?
Var aslında, başlanmış kitaplarım vardı, onlara da çalışma fırsatı buldum. İyi değerlendirebilirsen orası sana telefonu olmayan, kapısı fazla çalmayan bir çalışma ortamı sunuyor. Bir mezara da dönüştürebilir, bir çalışma ofisine de. Süreyle de ilgili, gerçekten bazı kişilere mezar oldu çünkü Silivri. 3 ay bir tür balayı, uzadıkça bir cehenneme dönüşür.
TOPLUMA NASIL KÜSEYİM?
- Okuyucuya kırgınlığın olmadı mı? “Bunları öğrenin diye yapıyoruz gazeteciliği” gibi…
Yok, hayır. Siyaset bilimi tahsil ettim, doktoramı orada yaptım, en son suçlanması gerekenin toplum olduğunu düşünürüm. Ben topluma küsmem, insanlara darılmam. Biliyoruz toplumun koşullarını, oraya buraya silah gitmiş, hükümet onlara yalan söylemiş, şu anda gündemlerinde bu yok. Bu da bizim hatamız, bunu onların gündemlerine sokacak olan biziz.
- Nasıl bizim hatamız?
Ekmek derdinde insanlar. Biz ekmeği dağıtamadık adil bir şekilde. Ve onları bir çuval kömüre muhtaç hale getirdik, bu yılların birikimi. Eğitimi aksattık, köy enstitülerini kapattık…
HALKI SUÇLAMANIN ANLAMI YOK
- Sen nasıl sorumlusun ki bütün bunlardan? Karar mekanizmalarında olanlar sorumlu…
Evet ama halkı suçlamanın da bir anlamı yok. Şu da bir yaşam tercihi, oraya nöbete gelen bir avuç insan vardı, ben onları takdir etmeyi tercih ettim öbürlerine kırılmaktansa… Çünkü anlaşılabilir bir şey, insanların işi var, o işini kaybedecek, bundan korkuyor. Belediyede zar zor iş bulmuş, bize destek olursa o işinden olacak, ya da haberi yazarsa hedef haline gelecek.
- Öte yandan uluslararası platformlarda da olağanüstü bir ilgi gösterildi. Bu seni şaşırttı mı?
Evet, o şaşırttı beni doğrusu, bunu beklemiyordum. Bir kısmı ikiyüzlülük, Merkel’in benim hapishane maceramla ilgileniyor olması olsa olsa vicdan azabından olabilir, Erdoğan’la flört ederken. Kendisine yazdım da bunu. Ama bir sürü uluslararası meslek kuruluşunun oralara gelmesi, nöbet tutması büyük bir dayanışma örneğiydi. Bir yerde dayak atarsan bütün dünya artık bunu duyuyor ve yardıma koşuyor. Bu da çok sağlıklı bir şey, hiç öyle emperyalizmle filan ilgisi yok.
- Son olarak konsoloslar bu öfkeden nasiplerini aldılar. 1 Nisan’da sence yine salonda olacaklar mı?
Göreceğiz, hakikaten kestiremiyorum çünkü o artık diplomatik bir krize dönüştü. Ne destekleri çok abartmalıyız, ne de bu eleştirileri. Bunlar uluslararası ilişkilerde jestler.
CEMAATE HİÇ YAKIN OLMADIM 
- Sen Cemaatçi misin?
Hayatımda hiç yakın olmadım cemaatlere, hiçbir türüne. Bir takım da tutmam ben mesela, bir partiye de angaje olmadım. Hiç taraftarlık ruhum olmadı, hiçbir rozet takmadım, kendimi bir kuruma ait hissetmedim. Bana söylenecek en komik şey bu, çünkü hiçbir otorite tanımadım ben.
- Gazete ne durumda; maaş ödeyebiliyor musun?
Cumhuriyet her zaman bir türbulans gazetesidir. Çok zor zamanlar geçirdik, olağanüstü yoğun çalıştılar çocuklar, 4 aydır 1 gün izin yapmadan. Fakat müthiş bir dayanışma duygusu ve direnç kazandı gazete. Maaş ödeyebildik, hiç aksatmadan. Tabii ki çok yüksek maaşlar değil.
POLİTİK ALANDA GÜÇLENDİK
- 1 Nisan’dan ne bekliyorsun?
Son duruşma milletvekilleri ve konsoloslar salonda kalmakta ısrar ettikleri için ertelendi. Onlar çıkartılsaydı tutuklanmamızı isteyecekti savcı. Onların ısrarı oyunu bozdu. Türkiye bir hukuk devleti olsa AYM’nin bu kararından sonra beraat etmemiz lazım. 1 Nisan’da da tutuklama kararının zor olduğunu düşünüyorum. Bu artık politik bir kavga. Ve biz sosyal ve politik alanda güçlendik, yalnız olmadığımızı gördük, ulusal ve uluslararası alanda desteği hissettik. Mahkeme ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın bu haber artık bütün dünyanın bildiği bir habere dönüştü. Bu dava da bütün dünyanın gözlediği bir dava. Şimdi verecekleri karar eskisinden daha fazla başlarını derde sokacaktır. Bu bir avantaj mı, evet. Aynı zamanda Erdoğan’ın şimşeğini çekmesi açısından dezavantaj gibi görülebilir. Ama ben kolay kolay cesaret edemezler diye düşünüyorum, yine de burası Türkiye, hiç belli olmaz!
EN KIRILGAN CUMHURBAŞKANI
- Cumhurbaşkanı ve MİT’in müdahil olması durumu değiştirmedi mi?
Düşünebiliyor musun, bir zavallı gazeteci ve karşısında Cumhurbaşkanı ve MİT Müsteşarı. Tarihimizin en alıngan Cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız! Bu bir panik göstergesi, ben gene tersinden okuyorum, çok korkuyor Erdoğan. Ve bu korkudan dolayı da baskıyı artırdı. Bizim yapmamız gereken korkutmaya devam etmek.
- Cumartesi sabahının manşetini düşündün mü ? İki versiyon olarak…
Henüz düşünmedim, onu da gazetedeki arkadaşlar düşünsün !
Kimilerinin beni ezmek için çırpınışını izledim
- Silivri’de ne değişti?
Özendirici olmak istemem ama iyi geldi bana! Kendinle hesaplaşma, kendini tanıma, yalnızlıkla baş etme… Dostunu düşmanından ayırma.
- Öyle bir şey oluyor mu gerçekten?
Tabii ki. Yokmuşsun gibi davrananlar, yıllarca seninle yan yana olduğunu düşündüğün meslektaşlarının ikiyüzlülüğü. Kimilerinin seni ezmek için, kimilerinin kurtarmak için çırpınışı. Oturduğun yerden izlemek inanılmaz.
- Sevimsiz bir benzetme olacak ama, ölmüşsün de cenazeni izliyormuşsun gibi…
Aynen, yüzde yüz doğru. Ben hayatımda hiç bu kadar yalnız kalmamıştım. 40 gün tamamen kendinlesin. Ondan sonra da Erdem’le bir dönemimiz var. Eşimle bile o kadar yakın yaşamadım ben, 24 saat bir adamla birliktesin. Kızdığın şeyler, üzüldüğün şeyler, katlandığın şeyler. Fakat şunu hissettim, çok hazırlıklıymışım. Belki Türkiye’de gazeteci olmaktan gelen bir şey.
Hapiste yazı yazarken bariyerlerden kurtuldum
- Ve çıktın. Ama sevenin kadar sinir olanın da var. Hatta çok kızgın olanlar da…
Bir şey itiraf edeyim mi, sosyal medyada hakkımda yazılan yorumları hiç okumadım. Orası bir gayya kuyusu ve okuduklarına göre bir savunma sistemi kuruyorsun. “Ne diyecekler, patron ne diyecek, arkadaşlar ne diyecek, hükümet ne diyecek, benim okurlar kızar mı, bu kelimeyi anlar mı?” bütün bunlar bizim önümüzde birer bariyer. İlk kez hapishanede tuhaf bir şekilde hiç olmadığım kadar özgürdüm! Bizi hapseden sadece hükümet değil ki, aynı zamanda okurlarımız, aynı zamanda çalıştığımız gazete, aynı zamanda önyargılarımız, bütün bu biriktirdiğimiz “konu komşu ne der” halleri…
- Kendinle hesaplaştın mı? Özeleştiriler, keşkeler…
Çok çalıştım, bunları pek düşünmedim. Bizi tecrit etmeye çalıştılar, başaramadılar. Milletvekillerinin, avukatlarımızın, arkadaşlarımızın yalnız bırakmaması sayesinde…



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


Cemaatten Kayyum'u Şok Eden Hamle!

Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi Bombası

Star Gazetesi Ankara Bürosunda Deprem
»  Flaş.. Selvi Habertürk İle Anlaştı
»  Abdülkadir Selvi Yeni Şafak'tan Ayrıldı
»  HDP’li İki Vekilin Eşi AA’dan Atıldı!
»  TRT Spor'da Sürpriz Ayrılık
»  Habertürk Bursa Bürosunu Kapattı!
»  Yeni Yüzyıl'da Ekler Kapandı!
»  Hürriyet'ten Flaş Ayrılık!
»  Zaman'a, Akit'ten Genel Yayın Müdürü!
»  Gazeteci Mehmet Balıkçıoğlu'nun Acı Günü
»  İsmail Küçükkaya'ya Hacker Şoku!
»  Star'dan Obama'yı Kızdıracak Manşet
»  Twitter'dan Erdoğan'a Sansür
»  Gazete Habertürk'te Tenkisat Şoku!
»  Cumhuriyet'e 18 Gün İlan Kesme Cezası
»  Cemaat'in yeni Gazetelerine Satış Şoku!
»  Cumhuriyet Gazetesi'nde Ayrılık
»  TRT'den 'Canlı Bomba' Savunması!
»  TRT'de Suriyeli Çocuk:Canlı Bomba Olurum
»  Bi’Kitap ile“ALO KİTAP” Dönemi Başladı!
»  Ali Ulurasba Yine Şaşırttı
»  TFMD, Yılın Basın Fotoğraflarını Seçti
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.