"Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik" suçlamasıyla konduğu Silivri Cezaevi'nden geçtiğimiz günlerde tahliye olan Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Cevheri Güven "Cezaevi personeli ile ilgili çok sıkıntımız olmadı. Ama bizim kaldığımız yeni bina inşa edilirken sanki insanların psikolojisini bozmak için yapılmış. Biz tamamen tecrit uygulamasına maruz bırakıldık. Ağırlaştırılmış müebbet suçu almış kişilere ne uygulanıyorsa bize de o şartlar uygulandı" dedi.
Güven, "Televizyondan Özgecan’ın katili ceza alınca 36 yıl tek başına bir hücrede kalacak, avluya tek başına çıkacak, ziyaretçisi haftada bir gelecek diye duyurulmuştu. Baktım, ben de bu şartları yaşıyorum. Ben bir genç kızı ellerini bağlayıp benzin döküp yakmadım. Bir tane haber yazdım ve tutukluyum, hükümlü değilim" diye konuştu.
Çocuğuma aldığım çikolatayı Can Abi'ye bıraktım
Özgür Düşünce'den Cihan Acar'a konuşan Cevheri Güven, "Can Abi bize komşu olduğunda çok sevindik. Büyük moral oldu bize. Kantinden küçük küçük bitter çikolata almıştım. Yılbaşında bir görüş hakkı tanınıyor. O açık görüşte yılbaşı çikolatasını çocuklarımla birlikte yeriz diye düşündüm. Sonra sürpriz bir şekilde tahliye olunca içimde buruk bir acı oldu. Sonuçta bir sürü mahsum insanı bırakıp çıkıyorsun. Ben de çocuklarımla yemek için aldığım o çikolataları Can Abi ile paylaşmak istedim. Çikolataların üzerine küçük notlar yazdım ona verdim. Bunlar bizim oradaki tek moral kaynağımız" dedi.
Plastik şişelerle çay gönderiyorduk
Güven, "İçeride tek başına yürüyorsun hüzünlü şekilde, bir anda kafana bir şey düşüyor. Bir bakıyorsun komşun sana paket göndermiş. Belki dışarıdan bakınca çocuksu gibi görünüyor ama bu sürprizler orada çok ayrı bir güç ve mutluluk veriyor bize. Mesela biz prosedür gereği ilk günler çay makinesi alamadık. Birisi size yukarıdan plastik soda şişesiyle çay gönderiyor. Biz de Can Abi geldiğinde ona plastik şişede çay göndermiştik. Daha sonra Can Abi bana bir not göndermişti. ‘Biz plastik şişelerle aşmaya çalıştığımız bu duvarları bir gün yıkarak aşacağız. Bunların hepsini birbirimize gülümseyerek anlatacağız’ demişti" diye konuştu.
İçeride en zor şey tek başına bırakılmak
Cevheri Güven, "Bugün Silivri’de tutulan insanlar kendi alanlarında çok iyi insanlar. Ama içeriye bir ayakkabı sokmaya çalışıyorsunuz, hava soğuk ihtiyacınız var. O ayakkabının ipinin kenarındaki halka metal diye içeri alınmıyor. İnsanları en çok zorlayan şey tek başına bırakılmak. Oradaki gazeteciler Türkiye’nin çok ihtiyacı var. Ama orada saçma sapan işlerle uğraştırıyorsunuz. Bu ülkeye gerçekten çok yazık" görüşünü dile getirdi.
Çıplak arama yapmak istediler
Haber yaparken gözaltına alınıp sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle tutuklandıktan bir buçuk ay sonra tahliye edilen gazetecilerden JİNHA Muhabiri Vildan Atmaca, "13 Kasım günü haber takibi sırasında gözaltına alındım. Daha sonra tutuklanma kararı çıktı. Gerekçe olarak 13 Kasım günü Facebook’ta geçmişe dönük yaptığım paylaşımlar gösterildi. 46 gün cezaevinde birçok sorun ve sıkıntı yaşadım. Çıplak bir şekilde arama yapmak istediler bu durumu kabul etmedim. Daha sonra sözlü tacizlere maruz bırakıldım. Sık sık koğuşlarımız asker tarafından basılıp aranıyordu" dedi.