Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ramazan Bayramı mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da azaptan kurtuluş olan bir Ramazan ayını daha tamamlayarak kavuştuğumuz mübarek Ramazan Bayramı'nızı canıgönülden tebrik ediyorum.
Ramazan Bayramı'nın; ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için huzura, felaha, esenliğe, kardeşliğe vesile olmasını diliyorum.
Rabbime, bizleri sağlık ve afiyet içerisinde bir Ramazan Bayramı'na daha eriştirdiği için hamdüsenalar ediyorum.
Gazze'de yaşanan soykırım sürekli daha vahim bir boyuta ulaşıyor
Maalesef, bu Ramazan ayını da gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde yaşanan zulümler, katliamlar, acılar sebebiyle yine buruk geçirdik.
Bilhassa Gazze'de yaşanan soykırım, bir parça vicdanı, ahlakı, izanı olan herkesin yüreğini parçalayacak görüntülerle, sürekli daha vahim bir boyuta ulaşıyor.
Türkiye olarak, bu vahşete karşı duruşumuzu net bir şekilde ifade ediyor, yardımlarımızla kardeşlerimizin yaralarını sarmaya çalışıyoruz.
Ancak, Batılı ülkeler başta olmak üzere, dünya bu zulme karşı fiilen harekete geçmedikçe, zalimlerin cesareti ve cüreti artmakta, mazlumların feryatları arşa ulaşmaktadır.
İnşallah önümüzdeki dönem, bu konuda tüm dünyada bir uyanışa vesile olur.
Suriye'de yaşanan gelişmeleri anbean takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz
Diğer yandan komşumuz Suriye'de yaşanan bizi de yakından ilgilendiren gelişmeleri anbean takip ediyor, gerekli tedbirleri alıyoruz.
Suriye'nin toprak bütünlüğü ve milli birliği çerçevesinde atılan adımları sabote ederek, güney sınırlarımızdaki istikrarsızlığı sürdürmek isteyenlerin farkındayız ve inşallah hiçbirine müsaade etmeyeceğiz.
'Terörsüz Türkiye' vurgusu: Örgütün kendini feshetmesini ve silahlarını tamamen bırakmasını bekliyoruz
Aynı şekilde, "Terörsüz Türkiye" hedefimiz doğrultusunda başlattığımız çalışmaları, yol haritamıza uygun şekilde sürdürüyoruz.
Devletimiz, çağrı yapılmasını sağlayarak üzerine düşeni yapmıştır. Şimdi sıra, örgütün çağrıya 'ama'sız, 'fakat'sız uymasına gelmiştir.
Bu konuda sınırsız bir vakte, tahammüle sahip değiliz.Daha fazla oyalanılmadan, örgütün kendini feshetmesini ve silahlarını tamamen bırakmasını bekliyoruz
Küresel, bölgesel ve iç dinamiklerimiz bize, böyle bir sürecin başarıyla neticelenmesine, hiç olmadığı kadar uygun bir zemin sunmaktadır. Bunu hep birlikte başardığımızda, ülkemizi 40 yıllık kanlı ve zorlu bir musibetten, inşallah tamamen kurtarmış olacağız.
Depremin fiziki yıkımını tümüyle telafi ediyoruz
Son iki yıldır gündemimizin ilk sırasından asla düşürmediğimiz bir diğer meselemiz de deprem bölgesinin ayağa kaldırılmasıdır. Depremin ikinci yıl dönümü vesilesiyle 201 bin konutumuzun anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettik. Yıl sonuna kadar bu rakamı, konut ve iş yeri olarak 453 bine çıkartmayı hedefliyoruz. Böylece, milletimize verdiğimiz sözleri harfiyen yerine getirerek, depremin fiziki yıkımını tümüyle telafi ediyoruz. Her birini rahmetle yâd ettiğimiz kayıplarımızın hatırası, elbette ebediyen yüreklerimizde yaşayacaktır. Şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırarak, bu büyük felaketle hayatları altüst olan vatandaşlarımıza yeni bir ufuk, yeni bir fırsat sunacağız. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür felaketlerden muhafaza eylesin, diyoruz.
İstanbul'u depreme hazırlama hususunda daha etkin adımlar atacağız
Tabii, deprem tehdidi, Marmara bölgemiz başta olmak üzere, ülkemizin pek çok yerinde hala en önemli meselemiz olmaya devam ediyor. Hükümet olarak biz tüm planlamalarımızı ve hazırlıklarımızı yaptığımız halde, belediyelerin umursamazlığı sebebiyle arzu ettiğimiz hızda bir dönüşüm gerçekleştiremiyoruz. Önümüzdeki dönemde, gerekirse bu sorunu aşacak ilave tedbirlerle, İstanbul'u depreme hazırlama hususunda daha etkin adımlar atacağız.
İstanbul halkına yapılmış en büyük ihanet
İstanbul'a hizmet için tahsis edilen kaynakların şahsi ikbal hırsları, kişisel ticari çıkarlar uğruna yağmalanması, şehrin halkına yapılmış en büyük ihanettir. Elbette her İstanbullunun kendisinin ve evlatlarının geleceğini, hayatını, güvenliğini, huzurunu çalanlardan hesap sorma hakkı vardır.
Batı ülkelerinde ortaya çıktığında "demokrasinin, hukuk devletinin, ahlaklı siyasetin ve ilkeli yönetimin gereği" olarak alkışlanan yargı süreçlerinin, ülkemizde politize edilerek sulandırılmasına kimse itibar etmemelidir.
Yolsuzluk ve rüşvet çarkının üzerini örtmek için, kamu güvenliğini ve ekonomimizi hedef alacak kadar şuurunu kaybedenleri; "Türkiye'yi çökertirsek, iktidarı da çökertmiş oluruz" anlayışıyla hareket edenleri, aziz milletimizin ferasetine havale ediyoruz.
Yargı sürecinde ortaya çıkacak yeni gelişmeleri de dikkate alarak, bu hususta gerçekçi, adil ve vicdanlı bir tavırla hayatına ve şehrine sahip çıkacak her bir İstanbullu kardeşime şükranlarımı sunuyorum.
Yola çıkan vatandaşlara uyarı: Trafik kurallarına riayet edin
Cumhurbaşkanı ve hükümet olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuz doğrultusunda ülkemizi her alanda hak ettiği seviyelere çıkarmak için kararlılıkla çalışmayı ve mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
Bu vesileyle, idari izinle 9 güne çıkardığımız bayram tatilinde yollara çıkan tüm vatandaşlarımdan, trafik kurallarına riayet etmelerini bekliyorum.
Bir kez daha Ramazan Bayramı'nın gönüllerimize sekinet, kalplerimize sevgi, ülkemize huzur, mazlum coğrafyalara barış getirmesini diliyorum.
Vatandaşlarımın her birini tekrar muhabbetle selamlıyorum.
Bayramınız mübarek olsun."