Balbay, Ekim ayında Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinden çıkarılmıştı. Vakıftan yapılan açıklamada "Tasfiye edildiğini" öne süren Balbay'a cevaben "Cumhuriyet gazetesinin kendisine sağladığı sevgi, saygı, itibar, makam ve mümkün olan her türlü olanağı unutarak, içinde yetiştiği kuruma bu şekilde bir karşılık vermesini, ileride pişmanlık duyacağı bir anlık duygusal davranış olarak değerlendirmek isteriz" denmişti.
Mustafa Balbay, 25 Ocak'ta Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç'i arayarak şubat başında yazılara başlamak istediğini ilettiğini, 1 Şubat Pazartesi günü "yeniden merhaba" başlıklı yazısını gazeteye gönderdiğini, ancak yayımlanmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Genel yayın yönetmen yardımcısına bilgi verdim. 'İcra kurulu başkanı Akın Bey sizinle ilgili bir karar alındığını söyledi' karşılığını aldım. Bana hiçbir şey söylenmediğini, izne ayrılırken söz verdiğim gibi şubat başında yeniden yazı gönderdiğimi anlattım. Biraz sonra bana döneceğini söyledi. Aradı ve 'Vakıf yönetimi siz izindeyken karar almış. Aktif siyaset yapanlar artık yazı yazmayacakmış' dedi. Bunun doğruluğu, yanlışlığı bir yana, en azından bana bilgi verilmesi gerekirdi."
Açıklamada Balbay, bunun üzerine icra kurulu başkanıyla da konuştuğunu ve kendisine, "Bugün öteki gazetelerde de milletvekili yazarlar var. Sadece Birgün gazetesinde üç CHP milletvekili yazı yazıyor. Hal böyleyken benim izinli olduğum dönemde böyle bir karar almak üstelik de haber vermemek gazetenin hiçbir ilkesiyle örtüşmüyor" dediği bilgisine de yer verdi.
Gazete yönetiminin, kendisiyle ilgili kararın yazılı iletilmesine de olumsuz yanıt aldığını vurgulayan Balbay, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hem gazete sayfalarında, insanların kendisinden habersiz karar alınıyor, haksızlık yapılıyor diyeceksiniz sonra da bana bunu yapacaksınız. Ben yüzünüze başka, arkanızdan başka konuşmam. Bu tablo Cumhuriyet'te 'Fetoculuktan Kürtçülüğe kadar her şey serbest ama CHP milletvekili olarak yazı yazmak yasak' diye özetlenecek bir tablodur. Üstelik ben bu gazete için bedel ödedim. Açın iddianameye benimle ilgili bölüm Cumhuriyet'le başlıyor Cumhuriyet'le bitiyor."
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'ndan Ekim'de çıkarılmıştı
Cumhuriyet, aktif siyasete atıldıktan sonra da Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu'ndaki üyeliğinin devamı için girişimlerde bulunan ve "tasfiye edildiğini" öne süren gazetenin eski Ankara Temsilcisi olan ve yazarı Mustafa Balbay'la yollarını 8 Ekim'de ayırmıştı. "Gazetecilik ile siyaseti ayırma" ilkesinin "Ergenekon davası sürecindeki mağduriyeti" dikkate alınarak Balbay için bir süre uygulanmadığını duyuran Cumhuriyet, "Mustafa Balbay'ın gazetemizle ilişkisi kesilmek zorunda kalınmıştır" açıklamasını yapmıştı. CHP'den İzmir Milletvekili seçildikten sonra gazetede yazılarını sürdüren Balbay'ın Cumhuriyet hakkındaki sözlerinin "üzücü" olduğu vurgulanan açıklamada, "Cumhuriyet gazetesinin kendisine sağladığı sevgi, saygı, itibar, makam ve mümkün olan her türlü olanağı unutarak, içinde yetiştiği kuruma bu şekilde bir karşılık vermesini, ileride pişmanlık duyacağı bir anlık duygusal davranış olarak değerlendirmek isteriz" denmişti.
Cumhuriyet'in açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:
Cumhuriyet Vakfı, Cumhuriyet gazetesinin isim ve imtiyaz hakkının sahibidir. Vakıf, çok uzun yıllardan beri gazete bünyesinde çalışan gazeteci, yazar ve yöneticilerden oluşan 12 kişilik bir yönetim kurulunca yönetilmektedir. Vakıf resmi senedi gereğince yönetim kurulu üyeleri iki yıllık bir süre için görev yapmak üzere seçilmektedir. Önceki yönetim kurulu üyelerinin iki yıllık görev süresi 7 Ekim 2015 günü sona ermiştir. Aynı gün, seçici kurul üyeleri toplanmış, önümüzdeki iki yıllık süre için görev yapacak yeni yönetim kurulu üyelerini, vakıf senedi hükümlerine uygun olarak belirlemiştir. 12 kişilik yeni yönetim kurulunda, önceki dönemde de görev yapan 9 kişi yeniden seçilmiştir. Cumhuriyet Vakfı'nın önümüzdeki dönemde görev yapacak yeni yönetim kurulu üyeleri olarak (alfabetik sırayla) Akın Atalay, Bülent Utku, Eser Sevinç, Güray Öz, Hakan Kara, Hikmet Çetinkaya, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Müslüm Özışık, Nebil Özgentürk, Orhan Erinç ve Önder Çelik seçilmişlerdir.
Mustafa Balbay
Cumhuriyet gazetesinin kişilerden bağımsız, kurumsal ilkeleri vardır. Bunlardan birisi de, uzun yıllardan bu yana uygulanagelen siyasi partilerde yöneticilik ya da milletvekilliği ile gazetecilik gibi iki ayrı görevin eşzamanlı olarak yürütülememesidir. Bu gazetenin 91 yıl önceki ilk sayısında kurucusu Yunus Nadi'nin kaleminden duyurduğu ve Cumhuriyet Vakfı'nın resmi senedinin başlangıç bölümünde de vurgulanan "Cumhuriyet, ne hükümet, ne de parti gazetesidir." sözüne özen gösterilmektedir.
Bu temel ilkeye ters düşen bir işlem ve uygulamaya (geçmiş yıllarda kısa süreliğine gerçekleşen bir-iki istisna dışında) izin verilmemektedir. Cumhuriyet Vakfı, kurulduğundan beri bu ilkeye özen göstermiş; bu gazetede bulunup da aynı zamanda siyasi partilerin yönetim kademelerinde görev almaya başlayan kişilerin gazete ile ilişkisi -karşılıklı anlayış çerçevesinde- askıya alınmıştır.
Ergenekon davası sürecinde 2009 yılı Mart ayında tutuklanan, yaklaşık 5 yıl özgürlüğünden yoksun bırakılan, gazetemizin eski Ankara temsilcisi, köşe yazarı ve Cumhuriyet Vakfı yönetim kurulu üyesi Mustafa Balbay'ın, o dönem yaşadığı büyük mağduriyet gözetilerek, bu ilkeye, olayın ve sürecin özelliği, hassasiyeti dikkate alınarak bir defaya mahsus istisna yapılması uygun bulunmuştu. Bilindiği gibi, Mustafa Balbay 2011 milletvekili seçimlerinde CHP'den İzmir milletvekili oldu. Aralık 2013'de tahliye edildi. Dört ay önce yapılan seçimlerde tekrar CHP'den milletvekili seçildi. Halen milletvekilliği görevine devam ediyor. Gelinen aşamada, istisna uygulamasına gerek görülmemiştir. Bu nedenle, kendisinin açıklaması da dikkate alınarak -milletvekilliği görevi devam ettiği sürece- Mustafa Balbay'ın gazetemizle ilişkisi kesilmek zorunda kalınmıştır. Seçim sonucu ve bu durum Mustafa Balbay'a özgü bir yaklaşım değildir; kendisinin özel durumu nedeniyle ertelenmiş bir ilke ve kuralın uygulamaya konulmasıdır. Kaldı ki, Cumhuriyet'in yayın yaşamının geçmişinde, kendisinin de katıldığı, hatta bizzat önerdiği, bu ilkeye dair birçok uygulama bulunmaktadır.
Bir siyasi partiden milletvekili olan kişinin, siyasi partilerden bağımsızlık iddiasındaki bir yayın kuruluşunun yönetiminde yer almasının, o yayın kuruluşunun bağımsızlık, tarafsızlık iddiasını gölgeleyen farklı bir görüntü ve algıya neden olacağı kuşkusuzdur.
Cumhuriyet'in bu yaklaşımı ve ilkelerini en iyi bilenlerden biri olan Mustafa Balbay'ın, buna rağmen durumu, "Cumhuriyet'ten tasfiye edildiği" şeklinde değerlendirmesi üzücüdür. Cumhuriyet gazetesinin kendisine sağladığı sevgi, saygı, itibar, makam ve mümkün olan her türlü olanağı unutarak, içinde yetiştiği kuruma bu şekilde bir karşılık vermesini, ileride pişmanlık duyacağı bir anlık duygusal davranış olarak değerlendirmek isteriz.
Saygılarımızla,
Cumhuriyet Vakfı