The Independent gazetesinin haberine göre, bilimadamları ve tarihçiler geçmişten buyana süre gelen efsanelerin asılsız olduğunu açıkladı. Bazı İngilizler, yüzyıllar boyunca bu kafatasının Meksika'daki Aztek Uygarlığı'nda ölümün sembolü olduğuna ve doğaüstü güçleri bulunduğuna inandı.
Başka bir inanışa göre bu kafatası, biraraya getirildiğinde insanın geleceğini söyleyen 13 kafatasından biriydi. Ancak bilimadamlarının güçlü bir elektron mikroskobuyla yaptıkları kapsamlı incelemeler, bu inanışları yıktı. Çünkü kristal kafatasının 19'uncu Yüzyıl'da, Avrupa'daki kuyumcularda bulunan bir aletle parlatıldığı ispatlandı. Araştırmacılar, Meksika'da bu kadar büyük bir kafatası yapacak kadar kristal olmadığını söyledi. Uzmanlara göre bu kafatası Alman bir kıymetli taş ustasının elinden çıktı. Usta, kafatasını Brezilya'da bulunan bir doğal kristalden yonttu. Daha sonra kafatasının Meksika'daki Aztek Uygarlığı'ndan kalma bir eser olduğunu söyleyerek kolleksiyonculara sattı.
HALA İLGİ GÖRÜYOR
Bilimadamları ve tarihçilerin açıklamalarına rağmen, müzenin kafatasını halka göstermemek için böyle bir haber çıkardığını düşünenler var. Aztek Uygarlığı'na ait olmadığı kanıtlanan kristal kafatası, yine de ziyaretçilerden büyük ilgi topluyor.