Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük, yaptığı açıklamada, konulmuş kurallara uyulmasının, bireysel sorumluluk duygusu içinde ele alınması gerektiğini söyledi.
Konulmuş bir kurala uymadığı için birinin ölmesine neden olan kişinin, kasten adam öldürmüş gibi bir sorumluluk taşıdığını belirten Küçük, yasaklanmış, kanunların izin vermediği bir şeyi yapan kişinin kanun nazarında büyük suç işlediğini, dini açıdan da bir hayata mal olanın cezasının çok büyük olduğunu ifade etti.
Bir kuralın ihlali sonucu bir kişinin hayatı sona eriyor veya yaralanıyorsa, bunun vebalinin ne kadar büyük olduğunun insanlara anlatılması gerektiğini belirten Küçük, şunları kaydetti:
“Bu anlamda çeşitli konularda, trafik kuralları, uyuşturucu kullanmak gibi konularda Emniyet Genel Müdürlüğü ile Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerini biraraya getirip, bu konuları konuşacağız. İnsanımızı bu yönde eğitip, mesela kırmızı ışıkta geçmenin asla caiz olmadığını, bunu yaptığında bir kişinin hayatına mal olmuşsa, bu insanın aslında ömür boyu bunun vebalinden kurtulamayacağını ve aynı zamanda çok büyük bir ceza alması gerektiğini anlatırız, bizim yapacağımız bu.”
Türkiye'de trafik kurallarına uyulmamasından kaynaklanan çok büyük kazalar olduğuna işaret eden Küçük, şöyle konuştu:
“İlgili kurumların bize verdiği bilgiye göre, Türkiye'de ölümlü trafik kazalarının yüzde 90'ı kurallara uymamaktan kaynaklanıyor. Dolayısıyla devletin kurumlarının ve bu kurumlar arasında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulunun da bu yönde söyleyecek sözü olabilir. Biz bunu kurulda görüşmeyi o bakımdan arzu ettik.”
İnsanlara trafik kurallarına uymanın ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu anlatmak konusunda dini kurumların da çok büyük sorumluluğu olduğunu vurgulayan Küçük, “Camilerdeki vaiz, hatip, din görevlisi, imam, bu konulara ne kadar çok temas ederse kuralsızlıklar o kadar çok önlenmiş olur” dedi.
'CENAB-I HAK HESABINI SORACAK'
“Cana, mala mal olan, insanların hayatını karartan şeylerin dinen affedilmez kusurlar olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün. Bu trafik kuralı da olsa, dinin yasak, haram kıldığı bir şeyi kullanmak da olsa böyle” diyen Küçük, şöyle devam etti:
“Mesela bir kişi, aklını ve idrakini izale eden içki, uyuşturucu kullandıktan sonra araba sürüyor. Bu, bile bile hayata kast etmek gibidir. Dinin bunu makul görmesi mümkün değildir, zaten kanunlar da bunu makul görmüyor. Dolayısıyla dinin koyduğu kuralların şöyle bir arka planı var; insanları bu açıdan eğitmemiz çok önemli. Yani kanunlar bunun cezasını dünyada tayin ediyor, veriyor. Din ise tüm insanlara varlığı sabit olan iki alemi hesaba katan bir anlayışı öğretiyor. Dünyada da sorumluluğun var, ahirette de. Burada, kanundan kaçabilirsin, ama orada Cenab-ı Hak bunun hesabını sana soracak. İnsanlara bu arka planı, Allah'ın huzurunda hesap sorma düşüncesini inancı gereği kabul ettirebilirsek, bunu çok işlersek, bu insanlar umulur ki 'Kanundan kaçarım ama Allah'tan kaçamam' duygusuna sahip olur da belki çok daha disiplinli olurlar.
Meşru olarak konulan ve insan hayatıyla alakalı, insanın, bireyin ve toplumun huzurunu sağlayıcı kurallara uyulmasını din de zaruri görür. Buna vacip, farz dememiz gerekmiyor. Trafik kuralları da buna dahildir
http://www.posta.com.tr/yasam/HaberDetay/Diyanet__Kirmizida_gecmek_caiz_degil.htm?ArticleID=108032