9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ABD arşivlerindeki 1960’lı yıllara ilişkin açıklanan gizli belgeleri değerlendirdi ve “Bunları referans olarak kabul etmek yanlıştır” dedi. Demirel, belgelerin bu zamanda yayınlanmasının düşündürücü olabileceğini söyledi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ABD arşivlerindeki 1960’lı yıllara ilişkin açıklanan gizli belgeleri değerlendirdi ve “Bunları referans olarak kabul etmek yanlıştır” dedi. Demirel, belgelerin yayınlanmasının zamanlamasının düşündürücü olabileceğini söyledi.
9. Cumhurbaşkanı Demirel, Radyo televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Metin Özkan ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini kabul etti. Demirel kabulde, gazetelerde yayınlanan 1960’lı yıllara ilişkin ABD’nin gizli belgeleri değerlendirdi. Demirel, şöyle dedi:
“Amerika veya diğer devletlerde, bizim devletin arşivlerine baksanız bir memlekette ne olduğunu merak edenler kendi teşkilatları aracılığıyla bunu rapor etmişlerdir. Bunları referans olarak kabul etmek yanlıştır. Tek referans olarak kabul etmek yanlıştır, eksik unsurları vardır, doğru olmayanları vardır. İstihbarat alıyor sağdan soldan. Bir kısım şeyler var ki, Türkiye’de o kadar açık, o kadar belirli ki bunları yeni baştan öğrendik diye düşünmeye gerek yok. Öyle olduğu açık. Bir mecelle kaidesi var. Bedahet olan yerde dalalet olunmaz. Yani eğer açıklık varsa zihin kargaşasına gerek yoktur. 2 kere 2 dört müdür beş midir? Dörttür.”
Demirel, bu belgelerin bugün yayınlanmasının dezenformasyon olup olmayacağı yolundaki bir soruyu yanıtlarken, “Neşredilenlerin içinde hakikat payı olanlar da var, olmayanlar da var. Arşivlerde bu bilgiler varsa, bu zaman neşredilmiş olması düşündürücü olabilir. Bunlardan korkmamak lazım. Yüzleşmek lazım. Bizim arşivimizde, başka ülkelerin arşivinde, Türkiye’ye ait ne varsa hepsiyle yüzleşmek lazım. Adam söylüyor, diyor ki, Başbakana Cumhurbaşkanına haber verilmişti. Hayır verilmemişti ama Cumhurbaşkanı tedirgindi o zaman, yazdılar bunları.” karşılığını verdi.
ERGENEKON
9. Cumhurbaşkanı Demirel, Ergenekon operasyonuyla ilgili bir soruyu da yanıtlarken şöyle dedi :
“İyi şeyler değil tabii ki onlar. Ama sadece bizim ülkemizde değil, başka ülkelerde de bu çeşit şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bir ülkede sistem işlese bir takım kurtarıcılar meydana çıkmaz. Ama her ülkede sistem ne kadar iyi işlerse işlesin, henüz olgun demokrasi haline gelmemiş ülkelerde sistem ne kadar iyi işlerse işlesin kurtarıcılar daima olacaktır. 3 kişi, 5 kişi bir araya gelir memleketin işleri iyi gitmiyor diye konuşurlar. Bu gayet doğaldır. Burada kalsa mesele yok. Ama hadi biz bu memleketin işlerini doğrultalım diye eyleme geçildiğinde takdirde o yanlıştır. Eylem zaten vardır. Şöyle vardır, siyasi partiler, basın, gösteri yürüyüş hakkı vardır Türkiye’de. Meydanlar hürdür düşüncenizi her zaman söyleyebilirsiniz. Ama siz, bir ülkede terör varsa, 'devlet terörü önleyemiyor, hadi biz yapalım’ dediğiniz zaman o paramiliter olur. Devleti sıfıra indirirsiniz. Bunları Türkiye 70’li yıllarda yaşadı. Kurtarıcılığa kalkmak yanlış. Ama bir de tabii ki devletin iyi işlemesi lazım ki, vatandaşların kafasında ‘Devlet bu işlerin altından kalkamaz gibi bir kanaat olmamalı. Bu Devlete inanç meselesi.”