Anayasa Mahkemesine götürülen Kanunların, ikramiyelerin ödenmesini engellediği sonucuna varıldığını ve Hükümete bir süre verilerek hak edişlerin ödenmesi gerektiğini belirten TÜED, “Yaklaşık 300 bin emekliye devlet borçlu gözükmektedir” dedi.
Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Başkanlar Kurulu 11-12 Mart tarihlerinde Ankara’da toplandı. Toplantının ardından Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirisi açıklandı.
Bildiride, İntibak düzenlemesinin yasalaşmasından duyulan memnuniyet dile getirilirken, diğer taraftan yeni aylık bağlama oranlarının tespit edilmesi ve gelişme hızının yüzde 75’inin verilmesinin beklentilerin uzağında kaldığı belirtildi. 2000 sonrasında emekli olanların, aylık bağlandığı tarihten itibaren refahtan pay almamalarının da bir başka haksız uygulama olduğunun ifade edildiği bildiride, hükümetin 2000 öncesi dönemde emekli olanların aylıklarına yapmış olduğu intibak iyileştirmesini, aynı şekilde 2000 sonrası emekli olanlara da uygulaması istendi.
TÜED, ayrıca 2009 yılından itibaren süre uzadıkça aylığı azaltan bir hesaplama yönteminin var olduğunu belirterek, bu uygulamanın üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğini bildirdi.
SSK VE BAĞ-KUR’DAN EMEKLİ OLAN BİR KISIM EMEKLİNİN MEMURİYETTE GEÇEN SÜRELERE İLİŞKİN EMEKLİ İKRAMİYELERİ ÖDENMİYOR
Belli bir süre 5434 sayılı Kanun kapsamında çalışanların SSK ve Bağ-Kur'dan emekli olmaları nedeniyle memuriyette geçen sürelere ilişkin emekli ikramiyesinin ödenmemesinin, uzun süredir gündemde olduğuna dikkat çeken TÜED açıklamasında “Anayasa Mahkemesine götürülen Kanunların, ikramiyelerin ödenmesini engellediği sonucuna varılmış ve Hükümete bir süre verilerek hak edişlerin ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu çağrıyı takiben TBMM, 6270 sayılı Kanun'u kabul etmiş ve 17 Ocak 2012 itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun da çözüm olmadığı ikramiyelerin ödenmesine ilişkin başvuruların reddedilmesinden anlaşılmıştır. Yaklaşık 300 bin emekliye devlet borçlu gözükmektedir” ifadelerine yer verdi.
Bildiride ayrıca, Genel sağlık sigortası kapsamında kız çocuklarının 1 Ekim 2008 öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrıldığı ve şuanda anne ve babası üzerinden sağlık yardımı alan kız çocuklarının ayrıma tabi tutulduğu belirtildi.
Öte yandan, emeklilerin büyük bölümünün katkı paylarından şikayet ettiği belirtilerek, “Gelir ve aylıklara yapılan zamlar, katkı paylarıyla fazlasıyla geri alınmaktadır. Bu bakımdan, gelir ve aylık alanların katkı paylarından muaf tutulmalıdır” denildi.
EMEKLİ PROMOSYONLARI
Emeklilere promosyon verilmemesinin, eşitlik ilkesine aykırı bir uygulamaya dönüştüğünün ifade edildiği bildiride, çalışanların aldığı promosyonun emeklilerden de esirgenmemesi ve bu konuda, Başbakanlık Genelgesi'nin yeniden düzenlenmesi istenildi. Bildiride şunlar kaydedildi:
“-4447 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesine göre memur aylıklarının artışı ile işçi ve Bağ-Kur emeklilerine yapılan artışın kıyaslamasından oluşacak farkları öngören 1 Kasım 2002 Kararnamesi'nin uygulanmaması, 2007 yılında Bütçe Kanunu ile öngörülen enflasyon farkının eksik hesaplanması derneğimizce yargıya götürülmüştür. Emeklilerin, kanunlar ve kararnameler gereği alacakları yargı süreci beklenmeden ödenmeli ve emekliler daha fazla mağdur edilmemelidir.
-3320 Sayılı Konut Edindirme Kanunu'nun kapsam maddesinde, KEY kesintilerinin sigortalılar için işverenlerin, emekliler için ise soysal güvenlik kuruluşlarınca yatırılması düzenlenmiştir. Ev sahibi olmama koşulunun bulunmasının tespiti ile birlikte sosyal güvelik kuruluşlarınca KEY kesintilerinin emekliler adına ödenmesi Kanun gereğidir. SSK, emekli olanların sınırlı bir bölümünün KEY ödemelerini yaparken, büyük çoğunluk listelerde ismi olmadığından KEY ödemelerini alamamışlardır. Bu konuda davalar açılarak emekliler yargıda hak aramaktadır. 3320 sayılı Kanun'un kapsam maddesine göre hak eden emeklilere KEY ödemeleri yapılmalıdır.”