Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
36,4874
EURO
39,3963
IMKB
10.459,000
ALTIN
3.408,580
 
Hava Durumu ANKARA
-1 / 16 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
DEVRİM YAPSANIZ, HANGİ TV KANALINI ELE GEÇİRMEK İSTERDİNİZ?
DEVRİM YAPSANIZ, HANGİ TV KANALINI ELE GEÇİRMEK İSTERDİNİZ?
 
“Siz devrimci olsanız bugün hangi televizyonu ele geçirmeye çalışırdınız?”
 
9.10.2006 - 00:20

Beyaz mermer merdivenlerle çıkılan binanın görkemli girişinde sıra sıra polisler.

Ellerinde kalkanlar, yağmur gibi yağan parke taşlarına karşı kendilerini korumaya çalışıyorlar.

Karşılarında, abartısız, onbinlerce kişi. Göstericiler...

Macar devlet televizyonunu ele geçirmek isteyen, ellerindeki bildirinin canlı yayında okunmasını talep eden göstericiler.

Polis zaman zaman taşlara biber gazıyla ve tazyikli suyla cevap vermeye çalışıyor, ama bu çok yetersiz.

İncecik hortumlardan fışkırtılan su göstericilerin hırsını dindirmeye, onları geri püskürtmeye yetmiyor.

Biber gazı da öyle!

Göz yaşartıcı gaz dumanları yükseldiğinde, göstericiler sadece beş on metre geri çekiliyorlar.

Televizyon binasını korumaya çalışan polislerin ise geri çekilme şansı yok, çünkü sırtları artık duvarda.

Gaz maskeleri de yok!

Bu yüzden sıkılan gaz, göstericilerden çok onları perişan ediyor.

Göz yaşartıcı gaz biraz dağılınca göstericiler yeniden saldırıyor.

Göğüs göğüse süren çatışmalar.

Polis silah kullanmıyor!

Copla, sopayla, iki taraf da allah ne verdiyse, girişiyor birbirine.

Ve Macar halkı nefesini tutmuş kavgayı izliyor! Hem de canlı yayında!

İki televizyon canlı yayında bu inanılması zor ve saatler süren kavgayı naklen veriyor. Ama başka açıdan.

Devlet televizyonu kameramanları “içerden”: stüdyolardan, pencerelerden ve polislerin arkasından...

Ve özel televizyonlardan “Hir TV” ise “dışardan”: göstericilerin arkasından canlı yayında!

Göstericiler

Sonunda büyük kapışma göstericilerin zaferiyle, ama aslında “berabere” bitiyor!

Sabaha karşı, takviye güç gelmeyince, binayı savunan polisler, TV çalışanlarını da tahliye edip, binayı terk ediyorlar!

Yani televizyon binası “düşüyor”, ama neye yarar? Yayın tümden kesildiği için göstericiler boş binayı kırıp döküp, bildiriyi okuyamadan evlerine gidiyorlar!

“Ayaklanma” bitiyor!

Sivil hayattaki, zorlu bir futbol maçının ardından olduğu gibi, hakedilmiş dinlenme başlıyor.

Binayı terkeden, bayraklı, flamalı göstericilerin, “Ne maçtı ama” gibi yorumlar, yaptığı kesin..

Futbol benzetmesi tesadüf değil, çünkü o geceki gösteriler halkın hükümete karşı protestosu nedeniyle başlamış olsa da, aslında kavganın göbeğinde ve önsaflarında her maçtan sonra polisle çatışan holiganlar var.

İki taraf da birbirini yakından tanıyor.

Ertesi gün bilanço ortaya çıkıyor: İkiyüzü aşkın yaralının yüzde sekseni polis! Güvenlik güçleri ikinci günden itibaren, süren çatışmalara karşı daha hazırlıklı! Televizyon binası önündeki fiyaskonun acısını çıkartıyorlar!

Peki ya işin öbür yüzü? Yani medyanın fiyaskosu? O nasıl telafi edilecek?
Asayiş sorunlarıyla birlikte “medya meselesi” de Macaristan’ın gündemine oturuyor.

İkinci günden itibaren, Macar Devlet Televizyonu, reklam ve tanıtım atağına geçiyor.

Reklamlar, tanıtımlar, ilanlar:

“Biz haber olmak istemiyoruz, haber yapmak istiyoruz” diyor bir ilan.

Ama bazıları ise devlet televizyonunun bu fazlasıyla göze batan “pr çalışmasından” rahatsız.

Biraz şaka yollu da olsa, aslında “siz açtınız bu belayı kendi başınıza” diyor bazı eleştirmenler.

Hazırlanan bir afiş
"Siz devrimci olsanız bugün hangi televizyonu ele geçirmeye çalışırdınız?"

Çünkü mali anlamda çok zor durumda olan devlet televizyonu, bundan bir kaç ay önce, bu yılın 1956 macar ayaklanmasının 50. yıldönümü olmasını kullanan bir reklam kampanyası başlatmıştı.

Şöyle bir afiş bastırmıştı mesela MTV:

“Siz devrimci olsanız bugün hangi televizyonu ele geçirmeye çalışırdınız?”

Tabii ki MTV, cevabını fısıldıyor, afiş.

İşin espirisi şu: 1956 ayaklanmasında, Sovyetlere karşı bağımsızlık isteyen devrimciler, o zamanın en önemli medya kurumu olan devlet radyosunu kuşatmışlardı.

“Şimdi de hedef biz oluruz” demeye getiriyor afiş. “Çünkü özel televizyonlar değil, biz önemliyiz!” diyor devlet televizyonu.

Evet, hayat bazen en cüretkar senaryoları bile aşan düşünceleri gerçeğe dönüştürebiliyor.

Peki gelelim işin ahlaki boyutuna:

Canlı yayında işgal yaşanıyor.

Kabul, bu iş sonuçta bir haber, yani kendine haberciyim diyecek, ve fırsatını bulursa bu olayı yayınlamayacak televizyon olmamaz.

Ama göstericilerin arasından saatlerce canlı yayın yapan ve muhalefetin sözcüsü konumundaki “Hir TV” yani Haber Tv’nin yaptığı da yenir yutulur gibi değil.

Hir TV olayın başından beri saldırganları “devrimciler” ve “özgürlük savaşçıları” olarak tanımlıyor.

Sanki karşıda ele geçirilmeye çalışılan yer, mesleki anlamda dayanışma gösterilmesi gereken bir televizyon binası değil, düşman bir ülkenin garnizonu!

Binanın önündeki polisler sanki kendi devletinin polisi değil, işgal güçleri...

Aradan iki hafta geçti, ama daha “maç” devam ediyor.

Hem taraftarlar, göstericiler ve polis arasında ve hem de medya temsilcileri arasında.

Olay RTÜK benzeri kurumlar tarafından da değerlendiriliyor elbet, ama bütün mesele toplumsal meşruluğun olup olmadığına dayanıyor...

Eğer insanlar seyrediyorsa ve seyrettiğini onaylıyorsa, medya temsilcileri istediğini yapabiliyor.

Ahlaki olmasa bile...

İşte tehlikeli olan tam da bu aslında...



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


GAZETECİ ALİ EKEYIMAZ'IN ACI GÜNÜ

TV PROGRAMLARI BIKTIRDI, RTÜK'E ŞİKAYET YAĞIYOR

SURATINA TÜKÜRÜLEN YAZAR
»  AFGANİSTAN'DA 2 ALMAN GAZETECİ ÖLDÜRÜLDÜ
»  DİZİ DANIŞMANI GAZETECİLER KİMLER?
»  DİNÇ BİLGİN:'İŞİM YOK, GEÇİNEMİYORUM''
»  KARAMEHMET,"ATV'NİN YARISI BENİM"DEDİ
»  TRT'YE EN GÜÇLÜ ADAY BAKAN ŞENER'İN KARDEŞİ
»  KONUŞAN KOMUTANA HAPİS CEZASI VAR
»  GÖZCÜ GAZETESİN'E DARBE
»  TESEV RAPORUNU HAZIRLAYAN GAZETECİ KAÇTI
»  AKŞAM GAZETESİ'NDE GERGİN BEKLEYİŞ
»  CEM UZAN-FATİH ÇEKİRGE NEREDE BİR ARAYA GELDİ?
»  STAR GAZETESİNDE HANGİ YAZARLARIN İŞİNE SON VERİLDİ?
»  AMERİKALILARIN ÖNEMSEMEZ GÖRÜNDÜĞÜ O HARİTA'NIN GERÇEK HİKAYESİ
»  METİN ÖZKAN, TERCÜMAN GAZETESİ ANKARA TEMSİLCİSİ
»  BASIN KONSEYİ'NDEN KANALTÜRK'E STV UYARISI
»  TELEVİZYONLARA İZLEYİCİ DENETİMİ GELİYOR
»  İHLAS HOLDİNG, TGRT'Yİ DEVRETTİ
»  MEDYA BARONLARI BAŞBAKAN MASASINDA
»  VAKİT'İN HABERİ AĞIR CEZALIK
»  İRTİCA FM'E RTÜK TAKİBİ
»  SAADET PARTİSİ'NDE BASIN MÜŞAVİRİ DEĞİŞİKLİĞİ
»  GAZETECİLERE ATİNA KIYAĞI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.