Tuta kelebeği (domates güvesi) adında bir zararlı, domateslerin yeşillerini yemeye başladı. Domatesin içine giriyor. Kelebek İzmir, Bodrum ve Antalya’dan Anadolu’ya doğru yayılıyor. Tarlaları silip süpürüyor. Seracılar tedbir almaz ise, sera domateslerini de yiyecek.
“Yaz olsun da tarla domatesi yiyelim. Domatesin tadını alalım” diye bekleşir dururuz. Çanakkale domatesi özlemiyle günler geçer. Geliniz görünüz ki, bundan sonra tarla domatesi yemek hayal olacak.
Güney Amerika’da ortaya çıkan, bir yumurtayla bir nesil bırakabilen “Tuta absaluta” adındaki kelebek (domates güvesi), 2007 yılında İspanya’dan Akdeniz bölgesine giriş yaptı. Günde 35 km mesafe alabilen ve hızla yayılan bu kelebek, bitkinin sapında, yaprağında ve meyvesinde dokunun altına giriyor. Bitkinin sapı, yaprağı kuruyor. Eğer her şeye rağmen bitki ürün verebilir ise ürün kurtlu ürün oluyor.
2007 yılında İspanya’da görüldüğünde önlem almamız lazımdı. Tarım Bakanlığı tehlikeye gereken önemi vermedi.
Bile bile kapıyı açtık
2009 yılında Tuta kelebeği (domates güvesi), Urla’nın Yağcılar bölgesinde, Çeşme’nin Ovacık Köyü’nde, Çanakkale’nin Batakova beldesinde, Bodrum’un Mumcular bölgesinde tespit edildi. Tarım Bakanlığı gene de olan biteni ciddiye almadı.
Geldik 2010 yılına... Tuta kelebeği (domates güvesi) tarlalardaki domatesleri yiyor. Seralara da dadanır ise, Türkiye’de uzun süre domates üretme şansını kaybedeceğiz.
Türkiye’de yılda 10.5- 11 milyon ton domates üretiliyor. Üretimin 5 milyon tonu seralarda, 5.6-6 milyon tonu tarlalarda yapılıyor. Domatesin yaklaşık 2 milyon tonunu ihraç ediyoruz. 2 milyon tonuyla salça yapıyoruz. Kalanını halkımız tüketiyor.
Anadolu’nun birçok yöresinde aşılı fideyle domates üretimi başladı. Yaz aylarında tarlalarda üretilen domatesler TIR’lar ile komşu ülkelere ihraç ediliyor. Domates güvesi tarla domatesi ihracatını da engeller hale geldi. Son olarak Ukrayna 50 TIR dolusu domatesi “domates güvesi” nedeniyle iade etti.
Üretici perişan
Bodrum’un Mumcular bölgesinde yaşayanların ve tarlalarında sebze ve meyve üretenlerin büyük bölümünün fidelerini Tuta kelebeği (domates güvesi) ürün vermeden yemiş. İlaçla mücadele edenlerin ise ürünlerinde güve var.
Güve giren domateslerin üzerinde ufacık siyah noktalar oluşuyor. Pazarda insanlar eskiden tarla domatesi peşinde koşardı. Şimdi domatesleri ellerine alarak üzerinde siyah noktalar var mı, yok mu diye bakıyor.
Sayın okuyucularım, satın aldığınız domateslerin üzerinde siyah nokta veya kirli renkli benekler görür iseniz,
o bölümleri bıçakla çıkartıp atmadan domatesi yemeyiniz, kullanmayınız.
O bölümde domates güvesinin yumurtası veya kalıntısı vardır.
İLGİLİ ARANIYOR: Ekmek diyoruz, süt, et, yoğurt, peynir diyoruz, domates, ayçiçeği, bebek maması diyoruz... GDO diyoruz, gıda güvenliği diyoruz... İnsanın sağlığını, midesini ilgilendiren her konuda sorumlu olarak karşımıza Tarım Bakanlığı çıkıyor. Tarım Bakanlığı sorunlara gereken ölçüde ilgi göstermiyor, çözüm getirmiyor. Bakanlığın zirai araştırma birimleri var. Türkiye’de 27 üniversitenin ziraat fakültesi, 15 üniversitenin veteriner fakültesi var. Bu fakültelerin öğretim üyeleri, araştırma merkezleri var. Bu fakültelerden her yıl 3 bin yüksek ziraat mühendisi ve veteriner hekim mezun oluyor. Ülkede 75 bin yüksek ziraat mühendisi, 25 bin veteriner hekim var. Ve de ülkenin en önemli tarım sorunlarında, gıda güvenliğiyle ilgili konularda bu kurumlar, bu uzmanlar beklenen ilgiyi göstermiyor. Neden acaba?