1. Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar'ın Marmaris'ten hareket etmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı arayıp “Sayın Cumhurbaşkanım siz meşru Cumhurbaşkanısınız. Size bağlıyım. Ankara’ya gitmeyin. İstanbul’a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım' dediğini" aktardı. Org. Dündar'ın "Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hızlı hareket etmesini istediğini söyleyen Selvi, "Erdoğan, hareket ettikten 62 dakika sonra darbeciler Cumhurbaşkanı’nın kaldığı oteli bastı. Ancak Erdoğan’ın elini çabuk tutması darbecilerin planını bozdu" ifadesini kullandı.
"Karanlık Darbe girişiminin liderinin eski Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın Öztürk olduğu ortaya çıktı" diyen Selvi, "Darbenin başarısız olduğunun ortaya çıkması üzerine Akın Öztürk, kaçmak amacıyla helikoptere binmeye çalışırken vurularak yaralandı. Ardından da tutuklandı" dedi.
Darbeyi planlayan kim sorusuna, Anadolu Ajansı’nın vatana ihanet suçlamasıyla hâkim karşısına çıkacağını duyurduğu EDOK Komutanlığı’nda görev yapan Korgenaral Metin İyidil cevabı verildiğini hatırlatan Selvi, "Aynı zamanda Genelkurmay Adli Müşavirliği’nden kısa bir süre önce alınan Albay Muharrem Köse’nin de darbenin planlanmasında önemli rol üstlendiği söyleniyor. Muharrem Köse ani bir kararla görevinden alınmıştı. Köse, e-mail hesabındaki hareketlilik ve olağanüstü telefon trafiğinden kuşkulanılarak görevinden alınmış. Keşke bu kuşkular sürekli olsa da darbenin planlandığı istihbaratı alınabilseydi" ifadelerini kullandı.
Selvi'nin Hürriyet'te "Darbe gecesinin kader anları" başlığıyla yayımlanan (17 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Demokrasi tarihine kara leke olarak geçen 15 Temmuz gecesini patlama seslerinin arasında yayın yaptığımız Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilciliği'nin olduğu binada geçirdim.
Gün bitti, darbeciler kaybetti ama gelişmeler bitmedi.
İstanbul’dan askeri hareketlilik haberini aldığımda ilk yaptığım Genelkurmay’ın ışıklarının yanıp yanmadığını kontrol etmek oldu.
Genelkurmay'a ulaşamadım
Ama ne yaptımsa Genelkurmay’a ulaşamadım. Genelkurmay’ın önündeki tankları, sokağı kesmeye çalışan polisleri görüp gazeteye döndüm. Uçaklar büyük bir gürültü çıkararak uçuyor, atılan bombaların sesi kulaklarımızı tırmalıyordu. CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat’la birlikte canlı yayına girdik.
Hande, sürecin en kritik anında Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bağlantıyı gerçekleştirdi. Erdoğan darbecilere meydan okudu, halkı demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı. Erdoğan’ın çağrısı üzerine millet sokağa çıktı.
O sırada milletvekilleri darbeye karşı direnmek üzere Meclis’te toplanmaya başladı. Genelkurmay’a ulaşıp darbe girişiminin emir-komuta zinciri içinde olup olmadığını tespit etmeye çalışıyordum. Her zaman görüştüğüm telefon numaraları çalıyor ama bir türlü yanıt verilmiyordu. Zaman ilerledikçe Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanı ve Jandarma Genel Komutanı’nın darbecilerin elinde olduğu haberi geldi. Demokrasi adına kara bir gündü.
Komutan: Size bağlıyım
Darbenin kaderini belirleyen görüşme ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, Marmaris’ten hareket etmeden önce gerçekleşti. 1. Ordu Komutanı Org. Ümit Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayıp “Sayın Cumhurbaşkanım siz meşru Cumhurbaşkanısınız. Size bağlıyım. Ankara’ya gitmeyin. İstanbul’a gelin, ben sizin güvenliğinizi sağlarım” dedi.
Org. Dündar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hızlı hareket etmesini istemişti. Erdoğan, hareket ettikten 62 dakika sonra darbeciler Cumhurbaşkanı’nın kaldığı oteli bastı. Ancak Erdoğan’ın elini çabuk tutması darbecilerin planını bozdu.
Fidan'ın sakalları uzamıştı
Demokrasiye kara bir lekenin çalındığı bir geceden, milletin demokrasi destanı yazdığı bir sabaha uyandık. Başbakan Binali Yıldırım’ın, Genelkurmay Başkanı ve bakanlarla birlikte yaptığı açıklamayı izlemek üzere Çankaya Köşkü’ndeydim. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın sakalları uzamıştı. “Sabaha kadar çatıştık” dedi. “Sistematik şey bitti, şimdi nokta atış var” diye konuştu. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar, darbecilerin elinden kurtarılıp Çankaya Köşkü’ne getirilmişti. Açıklama sırasında renk vermemeye çalışsa da Hulusi Paşa’nın üzüntüsü yüzünden okunuyordu. Darbeciler tarafından derdest edilen Jandarma Genel Komutanı Org. Galip Mendi de darbecilerin elinden kurtarılmıştı. Galip Mendi, sivil bir giysi içinde geldi Çankaya Köşkü’ne. Hulusi Paşa’nın Genelkurmay Karargâhı’nda çalışırken saat 17.00 civarında darbe girişiminden haberdar olduğu söyleniyor.
Akın Öztürk'ü vurdular
Paşa başka bir karargâha geçmeye ve darbeyi önlemek için önlem almaya çalıştı mı orasını bilmem ama karargâhında görev yapan subaylar tarafından tutuklandı. Akar’ı, gece yarısına kadar karargâhta tutan darbeciler, 03.05’te Akıncılar Üssü’ne nakletmişler. Genelkurmay Başkanı, Özel Kuvvetler’in düzenlediği bir operasyonla kurtarıldı. Ancak darbeciler Kara Kuvvetleri Komutanı ile Genelkurmay 2. Başkanı’nı tutmaya devam ettiler. Nerede? Akıncılar Üssü’nde. Akıncılar Üssü’ndeki 141. Filo Komutanı Yarbay Hakan Karakuş, Akın Öztürk’ün damadıydı.
Gün aydınlandı. Karanlık darbe girişiminin liderinin eski Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Akın Öztürk olduğu ortaya çıktı. Darbenin başarısız olduğunun ortaya çıkması üzerine Akın Öztürk, kaçmak amacıyla helikoptere binmeye çalışırken vurularak yaralandı. Ardından da tutuklandı.
Planlayan KRG. Metin İyidil
Darbeyi planlayan kim sorusuna, Anadolu Ajansı’nın vatana ihanet suçlamasıyla hâkim karşısına çıkacağını duyurduğu EDOK Komutanlığı’nda görev yapan Krg. Metin İyidil cevabı veriliyor. Aynı zamanda Genelkurmay Adli Müşavirliği’nden kısa bir süre önce alınan Albay Muharrem Köse’nin de darbenin planlanmasında önemli rol üstlendiği söyleniyor. Muharrem Köse ani bir kararla görevinden alınmıştı. Köse, e-mail hesabındaki hareketlilik ve olağanüstü telefon trafiğinden kuşkulanılarak görevinden alınmış. Keşke bu kuşkular sürekli olsa da darbenin planlandığı istihbaratı alınabilseydi.
Başka bir bilgi ise darbenin 4 Mayıs Çarşamba günü olarak planlandığı ancak Muharrem Köse’nin Adli Müşavirlik’ten alınması üzerine 15 Temmuz’a ertelendiği yönünde.