Kaplan, bugün Edirne'ye gelerek Demirtaş ile cezaevinde avukatı olarak görüşme yaptı.
Kaplan, ziyaret çıkışında, daha önce de sık sık cezaevinde görüştüğü Demirtaş'ın son yaşanan tartışmaların ardından kendisi ile görüşmek istediğini bildirmesi üzerine geldiğini söyledi. Bugün uzun ve verimli bir görüşme yaptıklarını belirten Kaplan, şöyle dedi:
"Hem kendi davalarının durumunu hem önümüzde yaklaşan kongre tarihi ve yaşanan tartışmaları konuştuk. Kastı aşan bir tweet üzerinden sonraki 2-3 twet'te parti iç tüzüğü, parti geleneklerine dikkat çekilmesine rağmen ırkçılık bazına taşınmak istenilen, partimize karşı pusuda bekleyen bazı kesimler oldu. Ve ben, her gün basında bunların hepsi her gün sansür uygularken, her gün bu partiyi yok sayarken, televizyonlarda HDP'yi konuşurken ama HDP'li bir milletvekilini çağırmayan bu yaklaşımların hastalıklı olduğunu ve pek de dostane olmadığını bildiğim için hiçbir basına bu konuda açıklamada bulunmadım. Ta ki Sayın Demirtaş, kendisi açıklamada bulundu. Kastı aşan bir tweet nedeniyle ırkçılık suçlamalarının son derece yanlış olduğunu, Hasip Kaplan'ın hayatı boyunca tüm mücadelesiyle ırkçılığa, ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı mücadele eden bir hukukçu, bir de demokrasi mücadelesinde bulunan bir milletvekili olduğunu, Meclis performansıyla, kitaplarıyla bunu söylediğini anlattı. Ben de teşekkür ettim."
Kaplan, Demirtaş'a, doğrusunun bu olduğunu ve genel başkanının açıklamalarına itibar ettiğini ve bundan sonraki süreçte bu tür tartışma zemininde bulunmak istemediğini anlattığını söyledi. 40 yıllık bir hukukçu olduğunu ve bugüne kadar parti içinde yaptığı çalışmaları anlatan Kaplan, şunları söyledi:
"Şunu ifade etmek istiyorum; HDP Türkiye'nin 3'üncü büyük partisi. Bir realitemiz, bir gerçekliliğimiz var. İki eş başkan var, genelde birisi Türk oluyor, birisi de Demokrasi Barış Partisi geleneğinden gelen arkadaşlarımızdan oluyor. Sayın Demirtaş da bunun en son başkan temsilcisiydi. Yine bir kongre süreci var önümüzde. HDP farklı kültürlerin, farklı kimliklerin, inançların, ırkların hepsinin mozaiği olan bir partidir. Biz bu partiyi direne direne kurduk. Meclis'te mücadelesini vererek büyüttük ve barajı aştık. Bizim görevimiz milletvekili olarak, eski bir milletvekili olarak halkımız için çalışmak. Barış, demokrasi mücadelesini sürdürmektir. Umuyorum ki parti de bu yanlış tartışmaya son nokta koyacaktır. Sayın Eş Başkanımın bu açıklamalarından sonra, daha sağlıklı bir kurultay çalışmasına yönelip, konferanslarda kim başkan olmak istiyor, nasıl projeler götürmek istiyor, bunların tartışacağı daha farklı bir tartışma zemini yaratılmasını diliyorum. Bu tartışmalar yaşanırken kırılanlar olabilir, üzülenler olabilir. Gönül almasını da biliriz, doğru olan yerde de doğru olduğumuzu ifade etmesini de biliriz. Halklarımızın gerçeklerini de takip eder dikkat çekeriz. Zaten benim dikkat çekmek istediğim, Doğu'da, Güneydoğu'da partimin çok oy aldığı bölgelerde, eş başkanlık seçimlerinde bunların dikkat edilmesiydi. Umarım bunlar anlaşılmıştır. Tartışmaların hepsini geride bırakıyoruz."
Bir gazetecinin, "Attığınız bir tweet'te bir Türk'ün partinin başına geçmemesini istemediniz mi?" sorusu üzerine Kaplan, şöyle yanıt verdi:
"Asla böyle bir şey söz konusu değil. Ben attığım tweet'lerin devamında diyorum ki partinin tüzüğüne göre iki eş başkan vardır, biri kadın biri erkek olur. Biri Türk, biri Kürt'tür. Farklı bileşenlerden olur. Partinin tüzüğünü hatırlatmak neden ırkçılık olsun. Biz kendi partimizde Türk'e, Türk deriz, Kürt'e de Kürt deriz, Boşnağa, Boşnak deriz, Arnavut'a Arnavut, Süryaniye, Süryani, Ermeniye Ermeni deriz, Laza da Laz deriz. Bizim partimizde herkes kendi kimliğiyle onurlu bir mücadele eder ve herkes bu hukuk çerçevesinde bir araya gelir. Benim gibi hayatı ırkçılıkla, ayrımcılıkla geçen birine yöneltenler hepsi hava cıva almıştır. Sadece tüzük hatırlatması yaptım."
Bir başka gazetecinin "Demirtaş aday olmayacağını açıkladı ama bu kesin karar mı? Siz aday olacak mısınız?" sorusuna ise Kaplan, "Ben aday olmayacağım. Çok keyifli bir görüşme yaptık. Halkımıza selam sevgileri var. Süreci çok iyi takip ediyor. İnanın şu anki parti liderleri içinde geleceği olan tek lider Selahattin Demirtaş'tır. Diğerlerinin hepsi gidicidir. Çünkü insanların fikirleri, insanların mücadelesi götürür. Ve eğer birilerinin arkasında halk varsa, o yaşar ve yaşatır. Şu anki durum da bu. Sayın Demirtaş da izliyor. Kesin bir karar diyemeyiz. Halkımız isterse Selahattin Demirtaş ikna edilebilir. Örgüt, parti isterse ikna edilebilir" yanıtını verdi.