Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığına göre Seibert Türk siyasetinde artan kutuplaşmadan kaygı duyduklarını belirtti. Merkel’in konuyu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile pazartesi günü yapacağı görüşmede de dile getireceğini belirten Seibert, Alman liderin pazar akşamı ise sivil toplum temsilcileriyle bir araya geleceğini ifade etti.
Alman hükümeti açısından ‘canlı bir demokraside’ basın ve düşünce özgürlüğünün kilit rol oynadığını kaydeden Seibert, “Bu sadece basının çalışmaları için değil, siyasi ve toplumsal tartışma ortamına katılmak isteyen tüm vatandaşların kamuya açık ifadeleri için de geçerli. Özellikle de vekillik görevini özgürce ve bağımsız bir şekilde yapabilmeleri gereken vatandaşların seçtiği temsilciler için…” dedi.
Olumlu karşılayan yok
Meclisteki oylama Alman siyasetinde dikkatle izlendi. Sosyal Demokrat Parti Meclis Grubu Başkanvekili Rolf Mützenich, Türk meclisini kendi kendini yetkisizleştirmesi tehlikesine karşı uyardı. Mützenich, Erdoğan’ın dokunulmazlıkların kaldırılması hedefine ulaşmasıyla ‘Türkiye’deki demokratik gelişimin bir temel taşının daha kaldırılmış olacağını’ söyledi.
Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Bavyera Eyalet Parlamentosu Grup Başkanı Gerda Hasselfeldt de Türkiye’de olup bitenlerin Avrupa demokrasi anlayışıyla bağdaşmadığını belirterek, bunun Türkiye’nin AB üyeliğinin mümkün olmadığı yönündeki görüşü güçlendirdiğini söyledi. CSU İç Politika Sözcüsü Stephan Meyer de Erdoğan’ın otokratik yönetim tarzının hukuk devletini zayıflattığını söyledi: “Erdoğan’ın yönetiminde Türkiye AB’den ve Batılı demokrasi ve insan hakları anlayışından maalesef giderek uzaklaşmaktadır. Bu üzücü ve endişe verici gelişme karşısında, vize serbestisi konusunda verilen onayın dayandığı temelin geçerliliğini yitirip yitirmediği sorusu ortaya çıkmaktadır.”
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir de Die Welt’e verdiği demeçte dokunulmazlıkların kaldırılması konusunun ‘muhalefeti sindirmeyi ve Erdoğan usulü terörle mücadele ile karşı karşıya bırakmayı’ hedeflediğini belirtti.