Antalya’da 9 yıl önce başladığı mankenlikte altın dönemini 2004 yılında Hıncal Uluç’un sweetheart’ı olarak verdiği pozlarla yaşamaya başlayan Ece Gürsel, önümüzdeki günlerde şiir kitabı çıkarmaya hazırlanıyor. Yaklaşık 11 yıldır 200’e yakın şiir yazdığını belirten Gürsel, kitabını da Hıncal Uluç’un denetiminde çıkaracak. Son dönemde okuduğu psikoloji ve felsefe kitapları sayesinde yaşama bakışının oldukça sadeleştiğini belirten Gürsel, oyunculuğa ağırlık vererek yavaş yavaş mankenliği de bırakacağını söyledi.

Şiir kitabınızın çıkacağını duyduk, çalışmalarınız ne durumda?

Kendimi şu an tamamıyla kitabım için kapatmış durumdayım. Bu nedenle eskisi kadar çok iş almamaya çalışıyorum. En az iki, üç ay içinde şiir kitabımı çıkarmayı düşünüyorum. Kitabım iki senedir çıktı, çıkacak durumdaydı. Doğru zamanı bekliyordum, harcanmasın istiyordum. Şimdi kesin çıkarmayı düşünüyorum.

Kitabın ismi belli mi?

İsmi belli değil ama isim babası büyük bir ihtimalle Hıncal Uluç olacak. Kitabı bitirip CD’ye kaydedip ona vereceğim. O da okuyup başlığını koyacak. Bu nedenle ismi henüz belli değil. Hıncal Uluç, benim daha önce yazdığım yazıların da arkasında oldu. Her zaman beni destekledi. Onun yüzünü kara çıkarmak istemiyorum. 1996 yılından beri şiir yazıyorum zaten. Onların hepsini bu kitapta toparlayacağım.

Mankenler genelde fizikleriyle ön planda olduğu için bu tarz çalışmaları eleştiri yağmuruna tutulur.

Eleştiriler mutlaka gelir. Sonuçta bu kitap beni ve duygularımı anlatıyor. İnsanlar bu kitabı okuduklarında, benim kim olduğumu, neler yaşadığımı, bugüne kadar aşk, acı her neyse neler hissettiğimi görecek. Bu nedenle eleştirilerin o kadar çok olacağını tahmin etmiyorum. Tam tersi beni tebrik etmeliler.

Mankenliğe ne zaman nokta koyacaksınız?

Emeklilik zamanı yaklaştı mı yani?

Emekli olmam da, bundan sonra özel işlere gitmek isterim. Çünkü idealim oyunculuk üzerine kariyer yapmak artık.

Fiziğinizin bakımına ne kadar zaman harcıyorsunuz?

Artık makyaj olayını bıraktım. Saçımı hiç boyamıyorum, yüzümü de iş haricinde hiç boyamıyorum. İş sırasında zaten hiç fondöten kullanmadım. Şu an ise kendimi tamamen özüme bırakmış haldeyim. Kaşımı, saçımı, her şeyimi kendi haline bıraktım. Özüme döndüm. Oje bile sürmüyorum. O kadar doğalım yani.

Neden peki?

Sıkıldım, iki senedir saçımı boyamıyorum ve kendime şimdi çok kızıyorum. Niye bunca zaman, bu kadar çok makyaj yapmışım, saçlarımı sürekli boyatarak yıpratmışım? Çünkü bütün bu dışarıdan yaptığınız müdahaleler bedeninizi yıpratıyor. Ama bu değişimimde okuduğum kitapların da etkisi büyük.

Kişisel gelişim kitapları mı okuyorsunuz?

Yok, Kafka okurum mesela. Felfese ve psikoloji ağırlıklı kitapları okuyorum. Ancak bizi bu piyasada, bu kitaplar paklar. Ancak bu kitapları okuyarak kendimize gelebiliriz. Çünkü ayakta durmanın çok zor olduğu bir piyasada mücadele veriyoruz.

Psikoloğa gider misiniz?

Yok, hep düşünmüşümdür. Ama daha çok kendi kendime çözerim sorunlarımı. Tabii benim en büyük psikoloğum annem. Onun etkisi yaşamımda çok büyük.