Dumanlı'ya göre devlet cemaatten itirafçı çıkarmak için bütün kamu kuruluşlarını didik didik ediyor. Hatta itirafçı olmaya ikna etmek için "tanık koruma programı" bile öneriliyor.
ERGENEKONCULARDAN ALINAN AKIL
Paralel yapı, çete, örgüt gibi suçlamalarla Hizmet Hareketi’ni hedef alanlar, somut delil bulamayınca hukuk devletini yok edecek bir süreç başlattı. Başbakan’ın hayalî suçlamalarını davaya dönüştürmek için kamu kuruluşları didik didik ediliyor. “Tanık Koruma Yasası’ndan yararlanma” vaadiyle bazı kişilere itirafçı olması öneriliyor. Eski Ergenekon sanıklarından alınan akılla, yabancı istihbarat örgütlerinin kapısı çalınıyor.
Başbakan, yolsuzluk iddiaları ortaya çıktığından beri “paralel yapı” diyor, çete, örgüt gibi suçlamalar yapıyor ve Hizmet Hareketi’ni hedef gösteriyor. Hukuk devletinde önce somut delil bulunur, sonra suçlama yapılır ve suç sabit oluncaya kadar da insanlar masumdur.
SUÇ UYDURULUYOR
Parti devletinde ise durum tam tersi: Önce hayalî suçlamalar yapılıyor; sonra işgüzar yetkililer o iddiaların içini doldurmak için suç ve suçlu uyduruyor. Şimdi Türkiye’de bu süreç yaşanıyor. Bütün kamu kuruluşları didik didik ediliyor, “itirafçı” aranıyor. Onlara “etkin pişmanlık” önerilerek “Tanık Koruma Yasası’ndan yararlanma” vaat edilerek “paralel yapı hakkında itirafçılık” teklif ediliyor.
O yetmezmiş gibi eski Ergenekon sanıklarından akıl alınarak yabancı istihbarat örgütlerinin ve güvenlik birimlerinin kapısı çalınıyor; yıllar önce kurulan kumpaslardan hareketle dava açılmak isteniyor. Daha düne kadar en ağır ithamlarla komplo senaryosunun düzenleyicisi olarak gördükleri uluslararası istihbarat örgütlerinden medet ummaları ve şimdi onlarla işbirliği yapmaları nasıl bir halet-i ruhiyenin hakim olduğunu gözler önüne seriyor. Bu saatten sonra Başbakan’ın doğrudan hedef gösterdiği bir kitle hakkında suç uydurup soruşturma başlatılması adaletle, hukukla, vicdanla izah edilemez.