TBMM'ye Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla sunulan tasarıya göre, asker, validen izin almadan, birlik komutanının emri ile operasyon yapabilecek.
Arama ve operasyonlarında da hakim iznine gerek olmayacak. Kamu düzeninin bozulması halinde İçişleri Bakanı'nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla askeri birlik görevlendirilecek.
Birliklerin çapı, teşkilatı, emir komuta ilişkileri, kuvvet kaydırılması konusunda Genelkurmay yetkili olacak.
TSK personeli, kendi birlik komutanının emri ile, genel kolluk kuvvetlerinin yetkilerini de kullanıp, terör mücadelesi yapacak. Valiler ise bu dönemde koordinasyon görevi yapacak. Polis-Asker ortak operasyonlarında da komuta, en yüksek rütbeli askeri birlik komutanında olacak.
Bu faaliyetler sebebiyle işlendiği iddia edilen suçlar, askeri suçlardan sayılacak. Askere soruşturma izni verilmeden, gözaltı ve tutuklama yapılamayacak. Görev sırasındaki zararı, devlet tazmin edecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böyle protokol olmaz" demişti
Cumhurbaşkanı Erdoğan 4 Şubat 2010'da iptal edilen EMASYA için, ‘'Böyle protokol olamaz, olmayacak. Bu işi bitireceğiz” demiş, dönemin AKP Genel Başkan yardımcısı Ayhan Sefer Üstün de, “Hiçbir zaman 1990'lara ve onun hukuk düzenine dönülmez. EMASYA'nın geri gelmesi mümkün değil” demişti.
EMASYA Protokolü nedir?
EMASYA, Şemdinli’deki Umut Kitabevi’nin bombalanmasının ardından astsubayın ifadesiyle kamuoyunun gündemine girmişti.
Protokol, Türkiye’nin gündemine ise Balyoz Eylem Planı iddialarıyla oturdu. 27 maddeden oluşan protokol askere, şehirlerdeki toplumsal olaylara müdahale imkânı tanıyor, terör şüphesi durumunda olaylara el koyabiliyordu.