“Ülkücü hareket engellenemez”, “Kıbrıs'ı satanı, biz de satarız”, “Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma”, “Kerkük Türk'tür, Türk kalacaktır” sloganları atan ve tekbir getiren grup, ellerindeki sopaları ve perukları konvoyun üzerine fırlattılar.

Elleriyle de kurt işareti yapan gruba, çevik kuvvet ekipleri müdahale ederek, spor salonunun önünden uzaklaştırdı.

Gruptan 14 kişi gözaltına alınarak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Başbakan Erdoğan, “Hanımların etkili olmadığı bir siyasi hareketi sadece renksiz ve derinliksiz bulmakla kalmıyor, demokrasinin temsil kabiliyeti bakımından da sakıncalı ve sağlıksız buluyorum” dedi.

Zeytinburnu Abdi İpekçi Spor Salonu'na gelişinde partililerin sevgi gösterileriyle karşılanan Başbakan Erdoğan, kongrede yaptığı konuşmada, İstanbul'un kendisinde çok özel bir yeri bulunduğunu, bu kenti Türkiye'nin özeti olarak gördüğünü belirterek, gözlerini bir an olsun İstanbul'dan ayırmadığını dile getirdi.

AKP İstanbul İl Kadın Kolları Kongresi'nin Türkiye'nin geleceğine ışık ve umut taşımasını dilediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Türkiye, kördüğümü sizler sayesinde çözmüştür. Gelecek nesiller de sizin üreteceğiniz akıl ve siyaset sayesinde kendi geleceklerinden emin olarak yaşayacaklardır. AK Parti, ülkemizin kaderinde büyük bir dönüşüm ve değişim başlatmıştır. Siyasetin tükendiği, her gün yeni bir krizin yaşandığı, vatandaşlık bağlarının zedelendiği, sosyal barışın tehdit altına girdiği bir Türkiye'yi devraldık. İki yıl içinde bugünlere geldik.

Bugün, yüzümüz ak halkımızın gözlerinin içine bakabiliyorsak, bu bizim için şereflerin en büyüğüdür. Türkiye'nin itibarına itibar kattık. Halkımızın ekmeğini ve aşını büyüttük.”

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin yeni bir atılım içine girdiğini, hedeflerini zenginleştirdiği bir dönemin yaşandığını dile getirerek, şunları söyledi:

“Sizlerin siyaset içindeki varlığınız, siyaset anlayışına yaptığınız katkılar son derece önem ve değer kazanmıştır. Gerek AK Parti bünyesinde, gerek Türkiye siyasetinin genel manzarası içinde siz hanımlarımızın ağırlığını giderek artırmasından büyük bir mutluluk duyuyorum. Türkiye siyaseti, çağın gereklerine uygun, ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verecek bir yol haritasına sahip olacak ve kendini sürekli yenileyecekse, hanımlarımızın niyetlerine, sezgi ve birikimlerine mutlaka kulak vermek zorundadır. Hanımların etkili olmadığı bir siyasi hareketi sadece renksiz ve derinliksiz bulmakla kalmıyor, demokrasinin temsil kabiliyeti bakımından da sakıncalı ve sağlıksız buluyorum. Hanımlarımıza şunu hatırlatmak istiyorum; dayatmalarla, zorlamalarla siyasette katılımcılık olmaz. İstiyorum ki, hanım kardeşlerimiz, gönüllerinin derinliklerinden gelerek siyasetin içerisinde yerlerini muhakkak almalıdır, alsınlar.”