Basın toplantısı sırasında gazetecilerin gündene ilişkin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Bir gazetecinin, İmralı Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüşen HDP heyetinden Sırrı Süreyya Önder'in "siyasi heyetler üzerinden görüşmeler başladı" ifadelerini kullandığını anımsatarak, HDP ve MİT dışında Öcalan ile başka heyet ya da kurumların görüşmesine izin verilip verilmediği sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Çok ham, hayal bir şey. Böyle bir görüşme söz konusu değil, bu anlayışla yaklaşmaları halinde kendi kapılarını da kapatırlar. Şu anda sadece bizim müsaade ettiğimiz HDP, daha önce BDP mensupları adaya gitmişlerdir, bir de istihbarat teşkilatımız gitmektedir. Bunun dışında bizim müsaademiz zaman zaman uluslararası veyahut sağlık noktasındaki gitmesi gerekenleri gönderdiğimiz olaylar olmuştur, asla bunun dışında siyasi bir heyetin, ekibinin oraya gitmesi veya basın mensuplarının oraya gitmesi böyle birşeye müsaade etmiş değiliz, böyle birşey yok, olamaz. İleride olur mu olmaz mı bunlar şartların oluşturacağı, olgunlaştıracağı şeylerdir."
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bugün Diyarbakır'da eylem yapan annelerden bazılarının çocuklarının dağda olmadığı ve bunların parayla istihbarat tarafından yönlendirildiği açıklamasını anımsatarak, değerlendirilmesinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "İsmini zikrettiğiniz şahıs zaten bunlar doğru konuşmamakla tanınmış kişilerdir. Bunlar da dürüstlük yok, bunlar yalanı çok rahat kullanıyorlar" dedi.
Başbakan Erdoğan, evlatları dağa götürülen annelerin, babaların günlerdir orada oturup feryat ettiklerini, evlatlarını geri istediklerini anlatarak, dağa götürülen çocukların anne, baba, dede ve nineleriyle telefonda görüştüğünü, bu kişilerin sürekli ağladığını söyledi.
-"Eğer dağa kaçırılmadığını ispat ediyorlarsa nerededir bu çocuklar?"
"Evladı Amerika'da, İngiltere'de olanlar, paralarını oraya akıtıyorlar" diyen Başbakan Erdoğan, iddia sahibinin, iddiasını ispat ile mükellef olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:
"Eğer dağa kaçırılmadığını ispat ediyorlarsa nerededir bu çocuklar? O zaman bulsunlar getirsinler. İddia her zaman iddiayı ortaya atanların bunu ispatıyla ortaya çıkar. Şimdi bu kişi, eğer böyle birşey söylüyorsa bunu ispatla mükelleftir. Sen kalkıp da 'Milli İstihbarat Teşkilatı buradaki annelere, babalara para vermek suretiyle böyle bir eylemi yaptırıyor' dersen, bu çok kuru, temeli olmayan, aslı astarı olmayan bir iddiadır.
Tabi ben burada yazılı ve görsel medyayı da duyarlılığa davet ediyorum. Çünkü şu anda bu süreç gerçekten dayanılır, tahammül edilebilir bir süreç değildir. Bunu sizler özellikle medya mensupları olarak çok iyi biliyorsunuz ki dağlara kaçırılmış olan bu gençlerin akıbetini sizler de hep yaşadınız, medya olarak bunları gördünüz, biliyorsunuz. Bunlardan geri dönenler sayıları az da olsa hepimizin malumudur."