Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Beyoğlu'nda bir vatandaşın ara sokaklarda lastik yakan eylemcilere pompalı tüfekle ateş açması olayını, “Vatandaşlarıma özellikle sabır tavsiye ederim. Fakat bu sabır nereye kadar olacak bunun da endişesi içindeyim. Eğer siz vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, vatandaşın hayatına kastederseniz, hayatına kastettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri, böyle imkanı varsa kendisini savunma yoluna gidecektir. Bu tür yollara bir tür sevktir” sözleriyle değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin hafta sonu Van ve Hakkari'de olduğunu anımsatarak, “Özellikle bazı kesimin siyasi demeçleriyle bölgedeki tansiyonu yükseltmesini neye bağlıyorsunuz?” sorusu üzerine, “Bölgede özellikle yaklaşan yerel seçimler sebebiyle alternatif bir siyasi gücün olamaması ve bu tür tehditlerle orada yalnız kalma gayretine yönelik bir adım olarak görüyorum. Tabi bu süreci ne yazık ki provoke eden bir adımdır. Gerek Van'da yapılmak istenen ama istediklerine ulaşamama bunları iyece sertleştiriyor” dedi.
-“ÖZGÜR OLMAYAN KİMSE YOK ORTADA”-
DTP'yi kastederek, Van'da geçen dönemde seçim kaybettiklerini ve bu dönemde ne olacağı endişesi içinde olduklarını söyleyen Erdoğan şöyle konuştu:
“Dükkanların kepenklerin indirtmek istediler ama Vanlı vatandaşlarım buna asla ilgi duymadı ve kepenkleri indirmedi. İndirmeyince bu defa oradaki vatandaşların araçlarını yakma yoluna gittiler. 3-4 vatandaşın araçlarını yaktılar. Lastikler yaktılar, söndürmeye gelen itfaiye aracını yakma yoluna gittiler. Ve bu arada da bazı vatandaşlarımızın alışveriş mağazaların camlarını kırma yoluna gittiler. Bunlar da o belirli partinin mensupları olup hemen o olaydan sonra o partiye kaçtı. Sonra sığındıkları yere gidip girdiler. Bu bir gerçeği gösteriyor. Bunun adı demokrasi değil, farklı yöntemlerle oy devşirebilmek. Bunun adı insan hakları değil, farklı yöntemlerle güya insan hakkı talebinde bulunuyormuş gibi bir yola girmek. Bunun adı özgürlük mücadelesi de değil. Çünkü özgür olmayan kimse yok ortada.”
-“BUNLAR İNSAN DÜŞMANI”-
Başbakan Erdoğan, Hakkari'de ve Yüksekova'da yaptıkları açılış törenleri sırasında da eylemler yapıldığını ve basın mensuplarının Hakkari'ye alınmadığını anımsatarak Hakkari Belediyesi'ne eleştirilerde bulundu. Erdoğan şöyle devam etti:
“Çünkü bunlar insan düşmanı. Bunların insan onuruna insan hayatına saygıları yok. Ve buradan oy devşirmeye çalışıyorlar. Atılan adımlar buna yönelik. Aynı şeyi şehir merkezinde girdiğimizde yaşadık gördük. Orda da maalesef kontak kapatma tehdidinden tutunuz ‘sokağa çıkmayacaksınız' tehdidine varıncaya kadar bunu yaptılar. Buna rağmen yine de sokağa çıkanlar olmadı değil, oldu. Genç çocuklar yavrular Türk bayraklarıyla sokağa çıkanlar oldu. Biz de sokağa çıkanlarla hemhal olduk. Üzülerek müşahede ettiğim bir şey var o da şu: Hakkari Belediyesi malum partinin belediyesidir. Ben partimin kuruluşunda da oraya gittiğimde ondan sonraki gidişlerimde de hangi Hakkari varsa bugün de aynı Hakkari var. Yerel yönetim açısından söylüyorum. Sadece merkezi yönetim olarak yaptıklarımız dışında bir değişim gelişim söz konusu değil. Bunu da halkımızın dikkatine özellikle sunmak istiyorum.”
-“BU SABIR NEREYE KADAR”-
Bir gazetecinin İstanbul Beyoğlu'nda bir vatandaşın ara sokaklarda lastik yakan eylemcilere pompalı tüfekle ateş açtığını anımsatarak, “İnsanların tahrik olma durumu var. Geçmişte bu ülke çeşitli acılar yaşadı. Yine bir ülke acaba yine bir çatışma ortamına mı sürüklenmek isteniyor. Bu konuda vatandaşlara ne tavsiye ediyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan'dan tartışmalı bir açıklama geldi. Erdoğan şöyle dedi:
“Vatandaşlarıma özellikle sabır tavsiye ederim. Fakat bu sabır nereye kadar olacak bunun da endişesi içindeyim. Eğer siz vatandaşın mağazasının camlarını indirirseniz, vatandaşın hayatına kastederseniz, hayatına kastettiğiniz vatandaş kalkıp da eğer elinde böyle bir tedbiri, böyle imkanı varsa kendisini savunma yoluna gidecektir. Bu tür yollara bir tür sevktir.”
-“GENÇLER, BU OYUNA GELMEYİN”-
Miting yapılacak alanların belli olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
“Gidersin bu meydanda demokratik hakkını kullanırsın mitingini yaparsın. Ama hayır, ben isteğimi yerde yaparım dediğin zaman, kusura bakma istediğin yerde yapamazsın. Düşünün çocukları kullanıyorlar. 6-7 yaşında çocuklar, 10-11 yaşında çocuklar, 15 yaşında gençler… Bu gençler geliyorlar, benim semtimdir Beyoğlu. Dolapdere'den Taksim'e çıkan o dar yollarda lastikler yakılıyor. Orada o halkın yaşadığını düşünün. Ben evlerinden kaçışanları gürdüm. Bu olacak iş mi Allah aşkına? Bunun insanlıkla ne alakası var, bunun demokrasi mücadelesiyle ne alakası var, bunun özgürlük mücedelisye ne alakası var? Bu terörün tam manasıyla mahalle aralarına girmek suretiyle halkı tahrik, halkı bu noktada böyle bir çatışmanın içine çekmekten başka bir yol değil. Bu iyi bir yol değil.”
"Vatandaş imkanı varsa kendini savunur"
“Özellikle gençlerimize sesleniyorum” diyen Başbakan Erdoğan, “Bu oyuna gelmeyin bakın 10 yıl 15 yıl 20 yıl sonra ‘biz nasıl aldatıldık' diye dert yanarsınız ama iş işten geçmiş olur. Bakın geçmişte aynı şeyleri bu ülke yaşadı. 60'lı yıllarda bu ülke yaşadı Ve şimdi o dönemin insanları karşılıklı mücadele ettikleri insanlarla kol kola. Ortaklıklar kurmuşlar, ‘biz nasıl bu oyuna geldik, nasıl bu tezgaha geldik' hep bunu şimdi konuşuyorlar. Şimdi dikkat ediyorum, çıkarıyorum arşivleri aynı oyun bugün de tezgahlanıyor. Bu oyuna gelmeyelim. Gençlerimiz bu işe kurban etmeyelim. Onun için de medyaya yazılı ve görsel medyaya bu noktada çok büyük iş düşüyor. Onun için de özellikle terör örgütünün propagandasını yapacak yollardan kaçınmaları lazım. Bunu özellikle ben hatırlatmak istiyorum” diye konuştu. (ANKA)