Ermeni sorununun arşivler açılarak, tarihçilerden kurulacak ortak komisyon tarafından araştırma başlatılması yönündeki Türk tezi, son dönemde tarihçiler arasında ilginç bir restleşmeye dönüştü. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu, Boston’daki Taşnak arşivinde büyük sırlar saklı olduğunu söyleyip, bu arşivin açılmasını istedi ve belgelerin tasnif edilmesi çalışmaları için de 20 milyon dolar teklif etti. Halaçoğlu’na cevap birkaç gün sonra geldi. Hürriyet gazetesi, Taşnaksutyun Arşivi Sorumlusu Tatul Sonentz-Papazian’ın New York’ta yayımlanan The Armenian Reporter’a yaptığı açıklamaları duyurdu. Papazian, tasnif ve mikrofilm işlemlerinin 1995 yılında tamamlandığını ve arşivin o günden beri bütün araştırmacılara açık olduğunu söylüyordu. Hürriyet gazetesi, Halaçoğlu’nun bu resti gördüğünü ve “Hemen yarın başvuracağız” dediğini kaydetti.
NTVMSNBC, bu açıklamaların yayınlanmasından bir gün sonra Halaçoğlu’nu arayıp, “Başvurdunuz mu” diye sordu. Halaçoğlu, “Yarın, bir zaman sürecidir” dedi ve ekledi: “O arşiv sadece bazı Ermenilere açık. Biz başvuracağız ve ret cevabı aldığımızı dünya görecek.” NTVMSNBC bu kez, ABD’de Ermeni sorununa ilişkin çalışmalarıyla tanınan tarihçi Taner Akçam’a sordu. Akçam, arşivin yıllardır açık olduğunu söyledi, “Arşivde büyük sırrın saklı olduğu ise tam bir palavra” dedi.
HALAÇOĞLU: YARIN, ZAMAN SÜRECİDİR
NTVMSNBC’nin Boston’daki Taşnak Arşivi Sorumlusu’nun açıklamaları üzerine Halaçoğlu’na yönelttiği sorular ve aldığı yanıtlar şöyle:
Dün yaptığınız açıklamada Taşnak arşivine “yarın” başvuruda bulunacağınızı söylemiştiniz, bulundunuz mu?
Bir günde başvurulmaz. Arşiv başvuruları o kadar kolay değil.
|
|
“Yarın” demişsiniz de, “yarın”dan kastınız...
Yarın, zaman sürecidir. Biz biliyoruz nerenin açık, nerenin kapalı olduğunu. Ara Sarafyan dahil herkes buranın kapalı olduğunu biliyor. Ama biz nerelerin kapalı olduğunu biliyoruz. Bir defa o arşiv kapalı. Sadece Ermenilere açık, ancak her Ermeniye de açık değil. Kimlerin faydalandığına bakarsanız zaten konu kendini gösteriyor. Buraya başvuruda bulunacağız, başvurumuza nasıl cevap alacağımızı bekleyip göreceğiz. Tabii Türk kamuoyu da görecek haliyle.
Peki, ne zaman başvuruda bulunmayı düşünüyorsunuz?
En geç önümüzdeki hafta başı veya bu hafta sonuna kadar başvururuz. Yazıyı yazıp göndereceğiz, şu kişiler için araştırma izni istiyoruz diyeceğiz.
Daha önce Türk Tarih Kurumu adına resmi bir başvuruda bulunmuş muydunuz?
Hayır, başvurmama gerek yoktu. Stanford Shaw başvurmuştu, kapalıydı. Onun dışında Hilmar Kaiser gitmiş, ona da açılmamıştı. Ara Sarafyan’ın kendi ifadesiyle burası açık değildi. Zaten sadece onlar değil, Kudüs’teki Patrikhane arşivi de aynı şekilde açık değil, sadece belli kişiler inceleyebiliyorlar. Şimdi biz de şunu söylüyoruz: Bize iletilen şey, “Paramız olmadığı için tasnif edemiyoruz” idi, biz de dedik ki “Size tasnifte yardımcı olalım, tasnif ücretini biz karşılayayım.”
20 milyon dolarlık destek sözü buradan mı çıktı?
20 milyon değil, 10 milyon-20 milyon dolar, ne gerekiyorsa verelim, dedik. Ama tabii bu parayı nakit olarak vermek şeklinde değil.
Tarih Kurumu olarak resmi başvuruda bulunmadığınızı söylüyorsunuz, aynı zamanda tasnif için yardım teklifinde bulunmuşsunuz.
Ara Sarafyan’lar veya Hilmar Kaiser, tasnif edilemediği için arşivin açılamadığını söylediler, diye ifade ettiler. Ondan sonra Amerikan Temsilciler Meclisi’nin üyelerine, danışmanlarına da ifade ettik bunu.
Sizin de Ermeni sorunuyla ilgili üç kitabınız var. Bu kitapları yazarken Ermeni arşivlerinden yararlanmadınız mı?
Taşnak arşivinden, Ermeni arşivlerinden o şekilde yararlanamadım. Ama onların dışında Fransa’ya Ermenilerin gönderdikleri, İngiliz ve Cenevre ve Rus arşivlerinden yararlandım. Rus arşivlerinde de Taşnak’lara ait belgeler var.
Bir sürpriz bekliyor musunuz, Taşnak arşivinden size açık olduklarına dair bir olumlu bir yanıt gelebilir mi?
Zannetmiyorum geleceğini, ama gönderirlerse çok mutlu olacağım.
20 milyon dolar vaad ettiniz. Tarih Kurumu’nun o kadar parası var mı?
Tarih Kurumu’nun 150 milyon doları da vardır.
“Yeter ki Ermeni arşivleri açılsın” mı diyorsunuz?
Atatürk boşuna mı kurdu bu kurumları? Biz devletten bir kuruş almıyoruz, devletle alakamız yok. Atatürk’ün İş Bankası’nda hisseleri var biliyorsunuz. 2006’da da mahkeme kararıyla konu netleşti ve Dil Kurumu ile Tarih Kurumu’na o zamandan itibaren para aktarılıyor, biliyorsunuz. 20 milyon doların devletle hiç alakası yok. 10 milyon, 20 milyon dolar sembolik bir meseledir. Kimseye nakit olarak verilecek değil. Tasnif başladığı zaman tasnifin karşılanmasında kullanılacak. Onun ödemeleri tarafımızdan yapılacak.
Boston’daki Taşnak arşivine özel bir önem veriyorsunuz.
Kesinlikle. Mesele şudur. Osmanlı arşivini niye herkes merak ediyor, “açılsın, açılsın” diyor. Çünkü Osmanlı arşivinde Ermenilerle ilgili ne kararlar alınmış diye merak ediliyordu. Peki, Taşnakların arşivinde hangi devletlerle ilişkiler kurdukları, nerelerden silah geldiği, -elimde bazı belgeler var çünkü- hangi harekatı düzenledikleri, ne yaptıklarına ait raporların olduğunu düşünüyorum. Çünkü bunların örnekleri var. Ama Taşnak arşivinde olursa çok daha iyi olmaz mı? Bir Türk-Ermeni meselesi veya Osmanlı-Ermeni meselesi varsa, iki tarafın arşivinin de normal şartlarda görülebilmesi gerekir.
Araştırmacı olarak sizin için tam olarak ne ifade ediyor? Bir anahtar olarak mı düşünüyorsunuz?
Türk Tarih Kurumu Başkanı olarak düşünmeyin bunu, bir tarih araştırmacısı olarak düşünün. Daha objektif ve doğru sonuca ulaşabilmenin en temel yollarından birisidir her arşivi, taraf arşivlerini ve üçüncü devlet arşivlerini gözden geçirmek. Bu tarih araştırma metodolojisinin olağan kuralıdır. Anadolu’da teşkilatlanmış mıydı Taşnaklar? Taşnak örgütleri var mıydı; vardı. Taşnak isyanları var mıydı; vardı. Ruslar’la işbirliği yaptılar mı; evet. Fransız’larla işbirliği yaptılar mı; evet. Bunların hepsi var. İsyan edildi mi; evet. İnsanlar öldürüldü mü; evet. Peki, bunlarla ilgili belgelerin olmayacağını düşünebilir misiniz? Yani bütün bunların olduğunu biliyorsunuz, Taşnak arşivleri de karşınızda duruyor ve araştıramıyorsunuz. Bir araştırmacı Ermenistan’a gitti ve üç ay hapis tutuldu. Bazı belgelerin kopyalarını aldı diye. Amerika’dan gitmişti bir Türk araştırmacı. Madem açıktı, niye insanları hapishanede tutuyorsunuz?
TARİHÇİ TANER AKÇAM “ARŞİVLER AÇIK” DİYOR
ABD’de Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü Holokost ve Soykırım Çalışmaları Merkezi’nde Ziyaretçi Doçent Taner Akçam da, NTVMSNBC’nin Taşnak arşivinin “açık mı kapalı mı” olduğuna ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:
|
|
“Boston Taşnak Arşivi açıktır. Fakat arşivin müdürü veya çalışan memuru veya düzenli mesai saatleri vb.yoktur. Arşiv tasnif edilmiştir. Girard Libaridian, (şu anda Ann Arbor Üniversitesi’nde tarih profesörü) arşiv müdürü olarak çalışmış ve tasnifi yaptırmıştır. Çalışmak isteyenlerin başvuruları tek tek değerlendiriliyor. Yani istediklerine müsaade verirler, istediklerine vermezler. Gerekçeleri ise devlet arşivi olmadıkları, özel bir parti arşivi olmasıdır. Eğer varsa, bizim CHP’nin arşivi gibi. Arşivde Yusuf Halacoğlu’nun iddia ettiği ‘büyük sır’rın saklı olduğu ise tam bir palavradır.”