Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Bülent Ersoy ile avukatı katılmadı. Şikayetçiler Savaş Altay, Hayati Karataş ve kas rahatsızlığı bulunduğu için adliyeye tekerlekli sandalye ile gelen Hakan Özgül ise duruşmada hazır bulundu. Ersoy’un avukatı Muhittin Yüzüak, Ersoy’un duruşmaya katılmama nedenine ilişkin mahkemeye mazeret dilekçesi gönderdi. Duruşmada ifadesi alınan şikayetçilerden Hakan Özgül, Ersoy’un televizyon programında ’’bilinçli olarak askerlikle ilgili sözler sarf ederek, askerlerin ve ailelerinin moralini bozduğunu’’ öne sürdü. ’’Ersoy’un sözlerinin terör örgütü yandaşlarınca propaganda malzemesi yapıldığını ve sözlerin nereye gittiğinin anlaşıldığını’’ savunan Özgül, sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.

Hayati Karataş da, Ersoy’dan şikayetçi olduğunu belirterek, sanığın tutuklanmasını istedi.

Hakim, Cumhuriyet Savcısına, Ersoy’un duruşmaya gelmemesine ilişkin gönderilen mazeret dilekçesi ile Karataş’ın talebi konusundaki görüşünü sordu. Savcı da, Ersoy’un avukatının, sanatçının aylar önce planlanan bir organizasyon gereği konser vermek için Bodrum’da bulunacağını için duruşmaya katılamayacağı hakkında mazeret dilekçesi gönderdiğini anlattı.

Ersoy’un konserinin duruşma gününden önce belirlendiğinin belgelenemediğini kaydeden savcı, sanatçının duruşmaya zorla getirilmesini, Karataş’ın talebinin ise sanığın kaçma ve delil karartma şüphesi bulunmaması yüzünden reddedilmesini istedi.

Daha sonra hakim Bülent Ersoy’un bir sonraki duruşmaya polis zoruyla getirilmesini ve Karataş’ın talebinin reddini kararlaştırarak duruşmayı erteledi.

-İDDİANAMEDEN-

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 24 Şubat 2008’de bir televizyon kanalında canlı olarak yayınlanan eğlence içerikli programın sunucuları arasındaki şüpheli Bülent Ersoy’un, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) gerçekleştirdiği sınır ötesi harekata ilişkin diğer sunucuların yaptıkları konuşmalardan farklı bir yorum getirerek, halkı askerlikten soğutan sözler sarf ettiği belirtiliyor.

Ersoy’un sözlerinin Avrupa’da yayın yapan terör örgütü PKK/Kongra-Gel denetimindeki Roj Tv tarafından övüldüğü belirtilen iddianamede, Ersoy’un ’’bu sözlerinin arkasında olduğunu söylediğine’’ yer veriliyor.

İddianamede, sanatçının ifadesinde TSK’ya saygılı olduğunu ve mirasının bir kısmını Mehmetçik Vakfı ve Türk Eğitim Vakfı’na bağışladığını ve buna ilişkin bağış senedini ibraz edeceğini söylediği anlatılan iddianamede, herhangi bir belgenin ise sunulmadığı ifadesi yer alıyor.

Türk milletinin askerliğe verdiği önem ve değer nedeniyle, milletin vicdanında ’’Asker ocağı’’ ile ’’Peygamber ocağı’’nın eş değerde tutulduğu kaydedilen iddianamede, tüm dünyada aynı anda yayınlanan konuşmanın, savaş ortamındaki asker ailelerinin tedirginliği ve Mehmetçiğin moral değerleri yönünden düşünülmesi gerektiği ifade ediliyor.

İddianamede, Ersoy’un sanatçı kişiliğinin halka tesirinin olacağının da muhakkak olduğu dile getirilen iddianamede, sözlere ilişkin her yöreden RTÜK’e yoğun şikayetler geldiğinin ve bu tepkilerin internet sitelerinde dile getirildiğinin görüldüğü kaydediliyor.

Ersoy’un konuşmalarının eleştiri ve düşünce açıklama boyutunun ötesine geçtiği ve suç kastının açıkça ortaya konulduğu bildirilen iddianamede, Ersoy’un demeçlerinden pişmanlık duymadığının anlaşıldığı ve sözlerini bilinçli olarak sarf ettiğinin anlaşıldığı dile getiriliyor.

İddianamede, Bülent Ersoy’un ’’basın yoluyla halkı askerlikten soğuttuğu gerekçesiyle’’ TCK’nın 318. maddesi gereğince 9 aydan 2,5 yıla kadar hapsi isteniyor