İran ve ABD'li hükümet yetkililerinin, Suriye'de Devlet Başkanı Beşşar Esad rejiminin yıkılması halinde ülkenin kanlı kargaşaya sürüklenmesini engellemenin yollarını görüştüğü iddia edildi. Fransız Le Figaro gazetesinin sürgündeki bir Suriyeli muhalife dayandırdığı habere göre, aralarında diplomatik ilişki olmamasına rağmen ABD'li ve İranlı yetkililer ağustos ve eylülde görüştü. Taraflar, Suriye'de Mısır örneğindeki gibi bir yüksek askeri konsey oluşturulması fikrini ele aldı. Fransız bir diplomata göre, İranlı yetkililer Şam'da yeni bir hükümet kurulması, 'hatta rejimin başında da değişiklik' fikrini benimsedi. Fransız diplomat, İran'ın, sınır ötesine yayılabileceği için Suriye'de iç savaştan kaçınmaya kararlı olduğunu belirtti. Tahran ile Şam arasındaki ilişkilerin dengeli olmadığı belirtilen habere göre, ABD'liler de ABD askerlerinin bu yılın sonuna kadar tamamen çekilmesinden önce Irak'ın istikrarını bozmamasını ve Hamas'la Hizbullah'a desteği kesmesini istedi. İran da ABD'den Suriye'de Esad sonrasında İran'a düşman bir rejimi desteklememesini talep etti. Gazete, tarafların, Suriye'de gelecekteki herhangi bir rejimin 'bölgesel' çapta olması ve Ortadoğu'daki farklı güçlerle dostane ilişkileri bulunması gerektiğinde birleştiğini yazdı.
'Pamuk eğirme fabrikası nükleer silah tesisi olacak'
Surİye'de nükleer silah üretimi için tasarlanmış yeni bir tesis ortaya çıkarıldı. Eski bir BM müfettişi, tesisin El Hasakah kentinde olduğunu ve daha önce varlığının bilinmediğini açıkladı. Bu tesisin, Suriye'nin nükleer silah üretimi konusunda Pakistan'daki nükleer silah üretiminin babası olarak kabul edilen Pakistanlı bilimadamı Abdül Kadir Han ile çalıştığı şüphelerini güçlendirdiği iddia edildi. BM müfettişleri, şu an bir pamuk eğirme fabrikası görünümünde olan tesisin herhangi bir zamanda nükleer üretim için kullanıldığına ilişkin bir işarete rastlamadıklarını kaydetti. Yetkililer, tesisin uranyum üretimi için kurulmuş olsa bile bu planlardan daha sonra vazgeçildiğinin anlaşıldığını ifade etti. İsrail savaş uçaklarının 2007 yılında Suriye'deki plütonyum ürettiğinden şüphelenilen bir reaktörü bombaladığını hatırlatan yetkililer, bina ile Libya'daki tesis arasındaki tesadüfi olması mümkün olmayan benzerliğin, Suriye'nin plütonyumun dışında uranyum yoluyla da atom bombası üretme arayışı içinde bulunduğunu gösterdiğine işaret etti