Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Zeytin Dalı Harekatı'na değinen Erdoğan, "Adım attığmız her yerin güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir" dedi. Çocuklara cinsel istismarla ilgili yasal düzenleme için hazırlık yapıldığını belirten Erdoğan, "Caydırıcı olması bakımından en ağır müeyyideler için adımlar atılacaktır. En kısa sürede bu meseleyi çözüme kavuşturacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan konuşmasının başında Afrin'e yönelik yürütülen Zeytin Dalı Harekatın değindi ve şehir merkezi kuşatmasının yakında olacağını söyledi.
Erdoğan şunları kaydetti: "32. gününe giren Zeytin Dalı Harkatı'nda 1715 teröristi etkizi hale getirdiğimiz operasyonda 32 de şehidimiz var. Yavaş ilerliyor görülebilir ama biz oraya önümüze geleni yakıp yıkmak için gtimedik. Biz yaşanılabilir ve güvenli bölge haline getirmek için girmiş bulunuyoruz. Adım attığmız her yerin güvenli olarak kalması bizim için çok önemli. Sahada belirli hazırlıkların da yapılması zaman alıyor. Önümüzdeki günlerde Afrin şehir merkezinin kuşatmasına geçilecektir. Böylece hem şehre ve bölgeye dışarıdan gelen yardımların önü kesilecek. Türkiye'nin ve Türk milletinin kırmızı çizgilerini yok sayanlara gerekiyorsa alınlarının ortasına bu çizgileri göstermek boynumuzun borcudur. Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş. Bu soruyu soranlar batılı tarihçilerin yazdıkları kitapları okusunlar. Dedelerinden veya onların babalarından savaşanlar varsa onlara sorsunlar. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin'e gelsinler. Bu tokadın hak edenden başkasına atılmadığını da soruşturup öğrensinler."
"ÇOCUĞA İSTİSMARDA EN AĞIR MÜEYYİDE İÇİN ADIM ATILACAK"
Çocuklara yönelik istismarla ilgili yasal hazırlık yapıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Masum olan çocuklarımız rabbimizin bize emanetidir. Bu masumların her türlü tehdit ve tehlikeden korunması da bizlerin sorumluluğnudadır. Son günlerde karşımıza çıkan çocuklara yönelik alçakta saldırılarla ilgili haberlerbizi bu sorumluluklar konusunda düşünmeye yöneltmelidir. Çocuklara yönelik bu alçaklıklar istismar değil alelen toplumu çöküşe götürecek dinamittir birer alçaklıktır. Böyle bir duruma asla kayıtsız kalamayız. Dün Bakanlar Kurulu toplantısında bu konuyu ele aldık. Çocuklar konusundaki hassasiyetimizi her düzeyde ortaya koymak mecburiyetindeyiz. Dün Beştepe'de toplanan Bakanlar Kurulu'nda meseleyi ele aldık. Bu konudaki bilincin artırılması hususunda çalışma başlattık. Bu heyet çok kısa süre içinde değerlendirmeler ışığında çözüm tekliflerini getirecek. Ardından ilk Bakanlar Kurulu'nda yasal düzenlemeleri derhal hayata geçireceğiz. Caydırıcı olması bakımından en ağır müeyyideler neyse alınacaktır, adımları atılacaktır. Bu tür konuların beklemeye uzatmaya tahammülü yoktur. Bu tür suçları işleyenlerin tüm indirimlerin kolaylıkların dışında tutulması şarttır. Milletin gözünde ve toplumda açılan yaralar bir insanı öldürmekle aynıdır. Bu tür suçlara verilen cezaların hissiyatımıza uygun olması gerekir. En kısa sürede bu meseleyi çözüme kavuşturacağız."
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan diğer mesajlar şöyle:
"İDLİB'DE DE MÜNBİÇ'TE DE AYNISI OLACAKTIR"
"Türkiye askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak görmüştür. Yıllarca Suriye'deki terör örgütlerinden yönelen tehditlerin önlenmesini bekledik. Baktık ki, bu tehditler azalacağı yerde artıyor ve sınırlarımızı aşıp bize zarar veriyordu. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik. Fırat Kalkanı harekatından sonra orası huzur ve güven ikliminin hakim olduğu yer haline geldi. Afrin'de de aynısı olacaktır. İdlib'de de Münbiç'te de aynısı olacaktır. Ülkemizin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyen güçler hoşnutsuzdur.
"DİYALOG YOLUNU KAPATMAYI ASLA DÜŞÜNMÜYORUZ"
Sahadaki varlığımızı etkin bir şekilde sürdürürken diplomasinin imkanlarını da ihmal etmiyoruz. Verilen sözler geçmişte tutulmamış olsa da muhataplarımızla diyaloğu kesmemeye özen gösterdik. Silah teslimatlarını belgelediğimiz halde pişkinlikle iddialarını sürdürmekten elbette üzüntü duyuyuoruz. Biz bütün video kayıtlarıyla beraber tespitleri tek tek gösterdik. Bunlar batıdan geldi. Bunlar Suriyeli değil. Bunlar işte sizin askerleriniz, sizin bayrağınız. Hala yok diyorsunuz. Sizin tanklarınız, sizin toplarınız. Bunlar buraya zembille inmedi. Buraya 5 bin TIR'la taşındı, 2 bin kargo uçakla geldi. Kime karşı kullanılıyor önemli olan bu. Biz bunları görüyoruz onun için de madem ki stratejik ortağız sizi de uyarıyoruz. Üç beş gün içinde çözeceğiz dedikleri halde hala aynı işleri yaptıklarını görmekten dolayı öfkeliyiz. Diyalog yollarını kapatmayı da asla düşünmüyoruz. Bu görüşmeler önümüzdeki dönemde de sürecektir. Sahadaki operasyonları da kesintisiz devam ettireceğiz. Suriye meselesinin tüm taraflarıyla kesintisiz iletişim halinde olmaya çalışıyoruz. Dün Putin ve Ruhani ile telefon görüşmem oldu. Sahadaki varlığımızla sözümüzün gücünü birleştirerek en doğrusunu başarmanın çabası içindeyiz. Türkiye çok yönlü bir politika izlemek mecburiyetindedir. Biz güneyimizdeki komşularımızla hala yakın ilişkilere ve bunu gerektirdiği sorumluluklara sahibiz.
"TERÖRİZME KUCAK AÇMAYIN Kİ, YARIN SAKLANACAK YER ARAMAYIN"
Avrupa'daki ve dünyanın her köşesindeki vatandaşlarımız müsterih olsunlar arkalarında Türkiye vardır ve olacaktır. Dün faşizm ve komünizm gibi ideolojilerle sınanan dünya bugün terörizm imtihanındadır. Dünya bu imtihanı başarıyla veremiyor. Eğer bir ülkede terör örgütü olarak tanınan bir yapının mensupları masum insanlara şiddet uyguluyorsa orada sözün bittiği yere gelinmiştir. Pek çok Avrupa ülkesinde bölücü terör örgütü yandaşlarının yaptığı budur. Terör örgütünün adı eğip bükerek açıkca itiraf ettikleri gibi gerçekleri gizlediklerini sananlar sadece kendilerini kandırıyor. Türkiye olarak sınırlarımız boyunca ve içinde başımıza musallat edilen terör örgütleriyle baş eder hepsinin de hakkından geliriz. Cesaretlendirilen bu terör örgütleri faaliyetlerini başka yerlere doğru genişlettiklerinde işin rengi değişecektir. Terör örgütlerinin saldırılarına muhattap olduklarında sırça sarayda oturduklarını çok çabuk anlayacaklardır. Kimi ülkelerin gerçek tehdidin farkına varamayıp meseleyi yine yabancı, İslam düşmanlığı gibi sığ korkulara bağlamasıdır. Biz müttefiklerimizi, dostlarımızı tüm ülkeleri bu büyük tehdit konusunda uyarıyoruz. Terörizme kucak açmayın ki yarın kendinize korku içinde saklanacak yer aramak zorunda kalmayın.
"ÜLKEMİZDE İŞSİZLİK DEĞİL ÇALIŞACAK ELEMAN SORUNU YAŞANACAKTIR"
Ülkemizin ve milletimizin sıkıntılarını asla ihmal etmiyoruz. Türkiye'nin 2014'e kadar yakaladığı güçlü büyüme performansı bir parça gölgelenir gibi olmuştu. Ekonomi üzerinde estirilen olumsuzluk havası farklı sonuçlar doğurmuştu. Geçen yıl bu olumsuz havayı dağıttığımız bir dönem oldu. 2017'de büyüme oranının üyzde 7,5'ler civarında olacağının anlaşılması, turizmde yeniden 32 milyon turist seviyesine yükselmemiz tüm dünyaya çok ciddi mesajlar vermiştir. İstihdamdaki kırılmanın önüne geçerek ibreyi yukarı çevirdik. 28,6 milyon kişilik istihdam seviyesine ilk kez ulaşıldı. İstildam seferberliğiyle 1,5 milyon kişiyi ilaveten istihdam içine aldık. Hedefimiz yeni seferberlikle bu sayıyı artırmak ve işsizlik hedefini tek haneye indirmektir. İstihdamın desteklenmesine yönelik teşviklerin süresi uzatılmış ve yeni programlarla genişletilmiştir. Stratejki olarak belirlediğimiz sektörlerde çok ciddi desteklerle işveren ve çalışanların önünü açıyoruz. İmalat ve bilişim sektörlerinde sigorta ve prim desteklerini tutarı 2 bin liranın üzerine kadar çıkabiliyor. İstihdamın tabanını genişletebilmek için teşviklerde kadınlara ve gençlere öncelik veriyoruz. Yakında ülkemizde işsizlik değil çalışacak eleman bulma sorunu yaşanmaya başlayacaktır. İstihdamın merkezinde özel sektör yer alıyor, devlet teşvik eden konumunda. Özel sektör istihdam imkanını artırmak için ekonomi yönetiminden adalete, enerjiye kadar ilgili tüm bakanlıklarımız da reform programları üzerinde çalışıyor. İş yapmak, ticaret yapmak, üretmek isteyenleri kapı kapı dalıştırarak bezdiren tüm işlemleri tek çatı altında toplamaya gayret ediyoruz. Girişimci ber yere müracaat yapacak. Böylece işadamlarının daha işin başında 40 kapı dolaşmasına yol açan süreleri azaltıyoruz."