Beştepe'de düzenlenen Dünya Kadınlar Günü programında konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
Kadın iyi bir öğretmense babanın, okulun, toplumun eksiğini o giderir. Her bir kanalı ayrı bir sorun, ayrı bir kanalizasyon haline dönüşmüş olan medyanın şerrinden koruyacak olan ilk ve güçlü kalkan yine kadın, yine anneler. Siz varsanız yavrular kurtulur. Yoksa Allah muhafaza. Annenin bıraktığı boşluğu dolduracak pek az alternatif vardır. Hatta yoktur. Bunun için öksüz, yani annesiz büyüyen çocukların durumu, yetim büyüyen çocuklardan çok daha vahimdir. Anne şartlar ne olursa olsun evlatlarına göz kulak olur, sahip çıkar, çekip çevirir. Çok anneler tanıdık, anne başka. Annesiz yaşamak kolay değil. İnanın baba ölür gider, bir gün iki gün ağlarsın. Ama anne gittiği zaman bir gün iki gün yetmiyor, o çok daha farklı.
Birileri ısrarla bizim validelerimizi yanlış anlatmaya çalışıyor. Kadını annelik vasfından ayırmak demek öğretmenliğini yok saymak demektir. Kadınlarımızın hakları, hukukları, sorunları konusunda şahsım kadar duyarlı, somut politikalar üretmiş, icraat ortaya koymuş bir başka cumhurbaşkanı var mıdır bilmiyorum. Bu işi çok önemsedim. En az 3 çocuk diyorum rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız oluyorlar biliyor musunuz? Bu millete düşman oldukları için rahatsız oluyorlar. Bir milleti millet yapan ailedir.
İşte göreve geldik 15 – 16 yıl oldu. Ülkemiz nereden nereye geldi her şey ortada. Rakamlar, gerçekler ortada. Bütün gelen yurtdışından liderler, ülkemizi gördüğü zaman tek şey var ‘tanıyamadık’ diyorlar. Türkiye şu anda böyle gidiyor. Eğitimde, sağlıkta gelinen yer ortada. Hele hele şehir hastaneleri devreye girdiği andan itibaren Türkiye’de şehir hastaneleriyle birlikte artık millet Cleveland’a gitmeyecek Türkiye’ye gelecek.
"DİN ADAMI OLARAK ORTAYA ÇIKIP"
Son günlerde bakıyorsunuz. Din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır.
"SİZ İSLAMI 14-15 ASIR ÖNCESİ HÜKÜMLERİYLE KALKIP DA BUGÜN UYGULAYAMAZSINIZ"
Siz islamı 14 – 15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam’ın uygulanması yer zaman koşullar her şeyiyle o da değişiyor. İslam’ın güzelliği burada zaten.
"ŞİMDİ BİR ÇOK HOCAEFENDİ BENİ TEFE KOYUP ÇALACAK"
Şimdi bir çok hocaefendi beni tefe koyup çalacak. Rabbim bizi tefe koymasın. İstisnaları genelleştirmek, tarihin belirli bir döneminde toplumların özel şartlarına uygulamaları geleneksel davranışları taşımaya çalışmak meseleyi sulandırmaya yarar. Halbuki biz sorun görüyoruz ve çözmeye çalışıyoruz. Eksikler olabilir, yanlış da yapılmış olabilir. Bunların iyi niyetle ortaya konması halinde derhal düzeltilmesi mümkündür.
"POPÜLER OLMAK İÇİN SÖYLENEN SÖZLERİ BİZ ASLA KABUL EDEMEYİZ"
Fakat sırf, var ya ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ bu mantıkla popüler olmak için söylenen sözleri biz asla kabul edemeyiz. Hele hele bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil, inanın inancımıza da dinimize de haksızlıktır. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler vardır. Kuran’a sünnete kıyasa vakıf olmayan insanlara istisnai bir takım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda züccaciye dükkanına giren fil misali bir sürü başka şeyi kırıp dökmek kaçınılmaz hale geliyor. Ya bırak bu işleri. Aslolan nedir? Bizim mukaddes kitabımız kurandır. Kuran’a ters değilse mesele bitmiştir.