Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Birileri bölmek, parçalamak istiyor ama biz bunu Rabia'mızla geri çevireceğiz. Onların bu gayretleri bizi birbirimize daha çok yaklaştıracak. Makam mevki hepsi geçici. Düşünün ne olacak 2 metreküplük bir yere bizi gömecekler. Ölümden kaçmak var mı?" dedi. Vatanımızı parçalamak isteyen şu an bedelini ödüyor diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu milletin huzurunu bölmeye kimsenin hakkı yok. Birliğimizi beraberliğimizi bozdurmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet tanımıyoruz. Öyleyse ne yapacağız bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Ana muhalefetin başındaki zatın 15 Temmuz şehitlerinin yanında değil de onları şehit eden hainlerin yanında durduğunu görüyoruz. Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun. 'Onların acaba yakınları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar' diye soruyor musun? Niye düşünsün ki, havalimanına gelip Bakırköy'deki belediye başkanının evinde istirahate çekilip televizyondaki darbeyi seyreden bir adamdan başka ne bekleyebilirsin ki.
'SEVSİNLER SENİ, İSPATI ORTADA İŞTE'
Utanmadan 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi beklerdim' diyor. Ben haberi tüm milletime verdim. Biz telefonlarla haberi verdiğimizde on binler, yüz binler meydanlara yürüdü. İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman on binler oradaydı. Ama sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin.
Bu millet senin nasıl bir yalancı olduğunu biliyor senin hayatın yalan.Bu kişi hayatının hiçbir döneminde milletimizin, devletimizin hakkını hukukunu savunmamıştır. Hep fitnenin, ayrıştırmanın peşinde olmuştur. Tüm terör örgütlerine destek vermiştir. PKK'nın destek verdikleriyle kol kola yürüyen kişi değil mi? Onlar destek verdi, güya Hakkari'de miting yaptı. Bu iş yürek işi. Bu öyle lafla yürümüyor.
Biz bu noktaya 40 yıllık bir siyasi mücadele ile geldik. Bay kemal gibi gökten zembille inmedik.
DEAŞ'E NE YAPTIKSAK, YPG'YE DE AYNISINI YAPACAĞIZ
Zalimin adı dün rejimdi, DEAŞ'tı, bugün YPG. DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacağız ve sınırlarımızı güvenli hale getireceğiz.
'BU HUSUMET KERVANINA BİZİM DAVA ARKADAŞLARIMIZIN BİR KISMI DA KATILIYOR'
Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK'da kamu görevlilerinin aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis'te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz'da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda afedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz. Bu husumet kervanına bizim dava arkadaşlarımızın bir kısmı da nasıl katılıyor, birilerinin zil takıp oynamalarına vesile oldukları için yazıklar olsun. Özellikle CHP'nin bazı milletvekilleri her türlü terbiye ve haysiyet sınırını aşan cümlelerle güya hükümete ama aslında millete hakaret etmeye başladı. Hele Muğla Milletvekili var ki, terbiyesiz, ahlaksız ifadelerle benim milletime saldırmıştır.