Başbakan Yıldırım şunları söyledi:
Türkiye milleti ile ülkesi ile bölünmez bir bütündür. Türkiye eyalet sistemine geçecek diyorlar. Eyalet sistemi dediğiniz şey bir merkezi hükümet olur federal hükümet bir de hükümetçikler olur. Eyalet sistemi budur. Türkiye'nin cumhuriyetle beraber üniter devlet yapısı anayasanın ilk 3 maddesinde tanımlanmıştır yerini almıştır. Bunun üzerine tartışma yapmak bu ülkeye çok büyük haksızlıktır. Biz neyin mücadelesini veriyoruz? PKK ile FETÖ ile verdiğimiz mücadele bayrak millet üniter devlet mücadelesidir. Bu gerçek ortadayken abuk sabuk bir takım yalanlarla dolanlarla milletin kafasını karıştırmak doğru mu?
'EYALET SİSTEMİ VARSA...'
Eyalet varsa, eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa ben bugün bu görevi hem parti genel başkanlığını, hem başbakanlık görevini anında bırakacağım. Biz hayatımızı bu iş için verdik. Böyle bir iftirada bulunmak şehitlerimizin ruhunu incitmektir. Gazilerimize en büyük hakarettir. Ama buradan soruyorum. Bu iftirayı atanlar aynı şeyi yapabilecekler mi? Getirin şu anayasanın neresinde eyalet varsa gösterin, ispat edin, ben bütün görevlerimi bırakacağım. Siz aynı şeyi yapacak mısınız? Ülkücü kardeşlerimizin hassasiyeti neyse bizim de hassasiyetimiz en az o kadardır.
'DEĞİŞİKLİĞİ BAHÇELİ İLE BİRLİKTE YAPTIK'
Bu anayasa değişikliğini Bahçeli ile beraber yaptık. Bu konulardaki o titiz çalışmaları şimdi lekelemek, kafa karıştırmak, muazzam bir reformu tartışılır hale getirmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Açık ve net söylüyorum, yapılan bu anayasa değişikliğinin içinde yer almayan hususlarla ‘eyalet gelecek, eyalete kapı açılacak’ gibi laflarla itibarsızlaştırmaya çalışanlar, toplumdan gerekli desteği bulamayanların başvurduğunu bir iftira dışında bir şey değildir. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum. Milletimiz bunu bilmelidir, bu konuda esas olan anayasanın içinde yazılanlardır. Esas olan bu ülkenin başbakanı olarak bizim söylediğimizdir, cumhurbaşkanımızın söylediğidir.
‘Her şey tek adam üzerinde toplanıyor. Diktatörlük, otoriteleşme, padişahlık, efendim Meclis’in yetkileri tek adama veriliyor… Yargı tek adama veriliyor… Şimdi ne kadar ilginç, FETÖ PKK Avrupa’daki bazı ülkeler de aynı şeyleri söylüyor. Ana muhalefetin genel başkanı da bu ağızdan konuşuyor. Anayasa metnini açacaksın, okuyacaksın. Orada ne yazıyorsa ona göre konuşacaksın. Başkalarından duyduğun gibi konuşamazsın. Ana muhalefet demek iktidar alternatifi demek. Peki ben şimdi soruyorum, siyasi partilerin olduğu yerde, seçime girdiği yerde patronun millet olduğu yerde tek adam olur mu? Padişahlık olur mu? 5+5 iki dönem ancak görev yapılacak bir yerde diktatörlük olur mu? Tek adamlık olur mu?
'MECLİS İKTİDAR PARTİSİNİN BASKISI ALTINDA'
Yeni sistemde kanun teklif etme yetkisi sadece milletvekillerine veriliyor. Şu an iktidar partisinin istemediği hiçbir kanun Meclis’ten çıkmaz. Aslında şu anda Meclis iktidar partisinin baskısı altındadır. Bu kalkıyor. Çünkü icra ile Meclis’i birbirinden ayırıyoruz. Milletvekili bakan olursa milletvekilliği gidiyor. Hem yasamada olayım, denetleyeyim… Hem savcı hem hakim olmuyor.
İcra da Cumhurbaşkanı’nın kurduğu kabinesiyle yoluna devam ediyor. Peki neden böyle oluyor? Çünkü mevcut Meclis’te güven oyu var, bunda yok. Niye yok? Çünkü güvenoyunu sandıkta millet veriyor. İktidar doğrudan seçiliyor. Böyle hadi seçimleri yapalım, Ankara’da otursunlar hükümet kursunlar… Siz başkasını seçiyorsunuz, bakıyorsunuz memleketi yöneten bir başkası. Biz bunu seçmemiştik diyorsunuz. Bu sistem bunu getiriyor, bunu ortadan kaldırıyoruz. İşi sağlama alıyorsunuz.
Bütün yaygara niye biliyor musunuz? Türkiye maalesef çok partili hayattan başlayıp, 60 ihtilalinde çok kötü bir sınav verdiler. Yüzde 57-60 oyla seçilen iktidarı, siyasi ihtiraslar uğruna darbeyle alaşağı ettiler. Başbakan, bakanlar astılar. Ondan sonra bu vesayet alışkanlığı devam etti.