İzmir Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yılmaz'ın, FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yaşadığı Pensilvanya'ya parça parça has altın sevkiyatı yaptıkları iddia edilen 3 tutuklu sanık hakkında hazırladığı ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, örgütün "sosyo-kültürel, zihinsel yapısı" ile"istihbarat ağı ve illegal yapılanması"na yer verildi.
İddianamede, örgüte üyelik için herhangi bir kriterin olmadığı, her türlü etnik kökendeki kişinin, yapıya uzak gibi duran grupların, ateist, Yahudi ya da Hristiyanların da yapılanma içerisinde yer bulabileceği belirtildi.
"PARA VARSA SUÇ DA ÖNEMLİ DEĞİL, GÜNAH DA"
Örgüte kabul edilen kişilerin suç işlemiş olup olmamalarının da önemli olmadığının anlatıldığı iddianamede, örgüt üyeleri içinde suç işleyenlerin kendi mensubu kolluk, yargı ve yönetici konumundaki kişilerce aklandıklarının sık sık görüldüğü, örgüt anlayışında, dini vecibelerin yerine getirilmesinden veya Kuran-ı Kerim'in yasakladığı eylemlerden kaçınmaktan ziyade, "paranın" öncelik arz ettiği, himmetini veren kişinin işlediği suçun veya günahın bir öneminin olmadığına vurgu yapıldı.
Meşru olmayan yollardan elde edilen kazançtan örgüte istenen pay verilmiş ise işlenen günahın ya da suçun üzerinin örgüt tarafından organize bir şekilde örtüldüğünün kaydedildiği iddianamede, Gülen'in verdiği kararı sorgulama anlamına gelecek her düşünce, eylem ve tavrın kuvvetle ezildiği, Gülen ve ona bağlı diğer yöneticilerin tüm talimatlarının aklın da ötesinde bir kutsiyet kazandırılarak uygulandığı ifade edildi.
"GÜLEN'İN İÇTİĞİ SUYUN ARTIĞI İÇİN SIRAYA GİRERLER"
Örgüt mensuplarınca "insanüstü bir varlık" olarak kabul edilen Gülen'in, FETÖ'yü ve kendini, devlet düzeninin üstünde gördüğü dile getirilen iddianamede, "Öyle ki, bu 'insanüstü varlığın' yarım bıraktığı yiyecek atığı veya suyu, içeceği bile olağanüstüdür. Örgüt üyeleri onun içtiği çay veya suyun artığını içmek için sıraya girer ve ona kutsiyet atfederler. O, Peygamberler, evliyalar ve diğer din büyükleriyle mana aleminde buluşan ve görüşen onlarla istişare eden bir kimsedir. Ev ve yurtlardaki dini olduğu söylenen sohbetlerde işlenen önemli temalardan biri budur. Bir kimse bu temaya iman etmediği müddetçe gerçek bir üye olamaz ya da onların ifadesiyle iman etmiş sayılmaz. Örgüt, üyelerine onu bir 'Mehdi', 'Mesih' veya 'Muhterem' olarak tanıtmaktadır." ifadelerine yer verildi.
Buna benzer hususların örgütün hızlı bir şekilde büyüyüp FETÖ elebaşına mutlak bir bağlılık duymasına vesile olduğuna işaret edilen iddianamede, "Çocuğu olmayan örgüt mensupları, sözde liderlerini görmek için ABD'ye gidip Pensilvanya'da kendisinden aldıkları 'okunmuş hurma'yı yiyerek çocuk beklemektedir. Söz konusu haletiruhiye, yüksek tahsil yapmış örgüt üye ve mensupları için de geçerlidir." değerlendirmesi de yer aldı.
"EMNİYET'İN BELGELERİ, YASA DIŞI YOLLARLA ELDE EDİLDİ"
İddianamede, ayrıca FETÖ'nün Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığının bilgi, belge ve dosyalarını "illegal" bir şekilde nasıl elde ettiğine dair ayrıntılara yer verildi.
Örgütün istihbarat ağı ve illegal yapılanması hakkındaki bilgilerin anlatıldığı iddianamede, örgütün etkin bir istihbarat ağına sahip olduğu, kamu kurumlarında çalışan FETÖ mensuplarının elde ettiği bilgi ve belgeleri örgüte aktardığı, bunları büyük bir havuzda topladığı, bu bilgi ve belgelerin amaca uygun hale getirilerek "hasım" cephedeki kişi ve kurumlar aleyhinde kullanıldığına vurgu yapılırken, özellikle emniyet teşkilatındaki istihbarat bilgilerinin yasa dışı yollarla ele geçirildiği anlatıldı.
Örgütün bu yöntemle, kendisinden olmayanların önünü kestiği veya kendisinden olmaya mecbur bıraktığı, bazı kurum ve kuruluşlarda üst düzey görevlere gelebilmek için FETÖ'ye aidiyetliğin şart koşulduğunun aktarıldığı iddianamede, terör örgütüne biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul eden şahısların üst görevlere yükseltildiği ifade edildi.
FETÖ'CÜ OLMAYAN MEMURLARA CEZALAR
İddianamede, FETÖ/PDY'ye mensup olmayan kamu çalışanlarına haksız yere birtakım idari cezalar verildiği, bunlar hakkında davalar açılmak suretiyle önemli görevlere gelmelerinin engellendiği, sicillerinin bozularak yükselmelerinin önüne geçildiği iddiaları yer alırken, örgütün şahıslar hakkındaki soruşturma dosyaları ve ses kayıtlarının dava sonuçlanmadan algı operasyonları yaratmak amacıyla kamuoyuna el altından sızdırıldığı bildirildi.
Devletin gizli bilgi ve belgelerinin yayınlanması, devletin gizli arşivlerinde bulunması gereken bilgi ve belgelerin ilgili kurum dışına çıkartılması gibi konularda örgütün her türlü illegal yolu tercih ettiğine dikkat çekilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin "altın nesil" adıyla yetiştirip kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirdiği üyelerinin son zamanlarda kamuoyunun çok da bilmediği yöntemleri kullandığı vurgulandı.
"HABER SİTESİYLE GİZLİ BELGELERE ULAŞTILAR"
İddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Özellikle Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüklerinde bir bilgi, belge veya dosya aktarılacağı zaman örgüt üyeleri sahte isimlerle tanımlanmış bir haber sitesini kullanmaktadır. Sahte bilgilerle üyelik oluşturulduktan sonra şifreler örgüt üyelerine verilmekte, açılan internet sayfasında görüntü olarak haber sitesi bulunmakta ancak görüntünün alt kısmında bulunan ikona dokunulduğunda yeni bir sayfa açılmaktadır. Bu sayfa üzerinde kimlerin online olarak bağlı olduğu görülmektedir. Bu şekilde dosya aktarımı veya veri paylaşımı yapılıp, şube müdürlüğü aracılığı ile elde edilen önemli bilgi ve belgeler haber sitesi portalı üzerinden toplanmaktadır. Bu şekilde devletin resmi makamlarında bulunan her türlü gizlilik içeren bilgi ve belge, örgütün bölge sorumlularına ulaştırılmaktadır. İstihbarat şube müdürlüklerinde takip edilen adli konular, cemaat sorumluları tarafından verilen talimatlar, açığı aranan şahıslara ilişkin dinleme bilgileri gibi dosyalar bu yöntem kullanılarak örgüt sorumlularına iletilmiştir."
İddianamede, bu illegal sistemin çok önemli görülen durumlarda kullanıldığı, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve üst yönetimden gelen talimatların doğruluğu, akla uygunluğu, dini, hukuki, ahlaki boyutunun sorgulanmadığı, mutlak itaat ve tam teslimiyet gösteren örgüt mensuplarının, sistemde "özel" olarak seçildiği ileri sürüldü.
OPERASYONUN GEÇMİŞİ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ekipleri, 1 Ağustos'ta düzenlediği operasyonda Semih S, Ahmet İ. ve Furkan Ç'yi gözaltına almış, 3 şüpheli sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.
Operasyonda aranan firari şüphelilerden Mehmet Eldem'e ait Eldem Kuyumculuk isimli iş yerinde de yüklü miktarda has altın ele geçirilmiş, tutuklanan 3 zanlının örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in bulunduğu Pensilvanya'ya parça parça has altın sevkiyatı yaptığı tespit edilmişti. Ekiplerin, 1,5 kilogram has altına sevkiyat sırasında, 30 kilogram has altına ise iş yeri aramasında el konulmuştu.
Olayı soruşturan cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 5 ila 10 yıl hapis cezası istemiyle İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine dava açmıştı.
(MEDYARADAR)