Ruanda'nın Fransa'daki eski büyükelçisi Jacquea Bihozagara, Fransa'nın Afrika'daki etkinliğinin aktif rolünün, kıtadaki nüfuzunun azalması kaygısından kaynaklandığını öne sürdü.
Fransa ise, 100 gün süren ve en az 800 bin Tutsi ile ılımlı Hutuların öldürüldüğü soykırımda herhangi bir rol oynadığı iddialarını reddediyor.
Tanıkların ifadelerinin sona ermesi ardından yargıçlar heyeti Uluslararası Adalet Divanı'na suç duyurusunda bulunup bulunmayacağına karar verecek.
Eski Adalet Bakanı Jean de Dieu Mucyo'nun başkanlığındaki heyetin oturumları yerel radyodan naklen yayınlandı.
Heyet, Fransa'nın soykırımda rol oynadığını iddia eden ve soykırımdan sağ olarak kurtulan 25 tanığın ifadelerini dinliyor.
Heyet başkanı Dieu Mucyo, oturumları ''Ruanda tarihinin önemli bir dönemiyle ilgilenen herkesin tanık olması gereken önemli bir soruşturma'' olarak niteledi.
Fransız Haber Ajansı AFP'nin haberine göre, tanık olarak üç saat süreyle ifadesi alınan Ruanda'nın eski Paris Büyükelçisi Bihozagara, ''Fransa pişmanlık duyduğunu açıklamadı'' görüşünü dile getirdi ve soykırımın ardından bile Fransa hükümetinin ülkede yaşayan soykırım zanlılarını yakalamadığını söyledi.
BBC'nin Kigali'deki muhabiri Geoffry Mutagoma, oturumlar sırasında katliamlar ardından Fransız askerlerinin milislere Kongo Cumhuriyeti'ne kaçmaları için yollar açtıklarının iddia edildiğini de aktardı.
Fransız askerlerinin rolü
İddialar arasında, Habyarimana hükümetini destekleyen Fransa'nın, yönetim içinde bazı kesimlerin soykırım planladığını bilmesine rağmen orduya askeri eğitim verdiği, ayrıca soykırım sırasında da saldırıları önlemediği öne sürülüyor.
Soykırımın son haftalarında Birleşmiş Milletler'ce yürütülen Turkuaz Operasyonu kapsamında, güvenli bölgeler oluşturulması amacıyla Ruanda'nın bazı bölgelerine Fransız askerleri sevkedilmişti.
Ancak Ruanda, askerlerin Hutu militanlarının Tutsilerin yaşadıkları kamplara girmelerine izin verdiklerini öne sürüyor.
Tanık olarak dinlenen eski diplomat, ''Turkuaz Operasyonu'nun amacı, soykırım suçlularını korumaktı. Çünkü soykırım Turkuaz bölgelerinde bile devam etti'' dedi.
Ruanda'daki heyetin bulgularını altı ay içinde açıklaması bekleniyor.
Fransa suçlamaları reddediyor
Soykırımda rol oynadığı suçlamalarına hedef olan Fransa, soykırıma katıldığı iddialarının ilk kez ortaya atıldığı 1998 yılında, parlamento bünyesinde bir soruşturma başlatmıştı.
Bu soruşturma komisyonun üyelerinden Jacques Myard, BBC'nin sorularını yanıtlarken, Ruanda'daki soruşturmayı güvenilir bulmadığını söyledi.
"Bence Ruanda'nın başkenti Kigali'de yapılan tam bir sahtecilik. Fransa'nın burada saklayacak bir şeyi yok." diyen Myard şöyle devam etti:
"Soykırımdan bahseden; soykırımı önlemek için asker sevkeden ilk ülke bizdik. Kigali'deki hükümet de durumun şimdi daha kötü olduğunu biliyor. Karşı saldırıya geçti. Kamuoyunu yanıltmaya çalışıyor. Açıkça söylemek gerekirse, Kigali'de yapılan oturumlar bir oyun. Şu anda Ruanda'yı yönetenler savaş suçlusudur. Eğer gelip bizim yetkililerimizi de dinlemek isterlerse hükümetimizin evet diyeceğini umuyorum."
Fransız yetkili, Ruanda hükümetinin asıl soykırımı tetikleyen gelişmelelere; Ruanda'nın o dönemdeki cumhurbaşkanının taşıyan uçağa yönelik füze saldırısının soruşturması gerektiğini savundu.
Saldırı, soykırımı tetikleyen gelişme olarak görülüyor.
1994 yılında Hutu kabilesine mensup Ruanda Cumhurbaşkanı Juvenal Habyarimana'yı taşıyan uçak inişe geçtiği sırada, karadan ateşlenen bir ya da iki füzeyle düşürülmüştü.
Bu olay, hükümet yanlısı aşırı uçtaki Hutular için azınlıktaki Tutsi ve rejim karşıtı Hutular'ın yok edilmesine gerekçe olarak kullanıldı.
Ruanda'da o dönem iktidarda olan Hutular, azınlıktaki Tutsileri ve soykırıma karşı çıkan Hutular'ı katletti.
100 gün içinde en az 800 bin kişi katledildi. Fransa, uçağa yönelik saldırı emrini Ruanda'nın şimdiki devlet başkanı Paul Kagame'nin verdiğini öne sürüyor.
Kagame ise, iddiaları reddedereki saldırının sorumlusunun Hutular içindeki radikal gruplar olduğunu öne sürüyor. 1994'te Fransa, Hutu rejiminin en yakın müttefikiydi.