Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı ve üyeleri için kullandığı ifadeler nedeniyle 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istenen gazeteci Fatih Altaylı, gelişmeyle ilgili olarak ilk kez açıklamalarda bulundu.
"Bu davaya şerefle gider, şerefle kendimi savunurum. Bu bana açılan ne ilk ne de son dava. Beni Tansu Çiller dava etti, Erbakan etti, Ecevit hiç etmedi, Tayyip Bey daha önce dava etti. Tayyip Erdoğan seçim kazandığı gün ben de ona dava kaybetmiştim. Bana herkes dava açabilir. Önemli olan ben kendimi savunacağım. Ben haklıysam ben kazanacağım, onlar haklıysa adil bir karar verilmesi dışında talebim olmaz" diyen Altaylı, şöyle devam etti:
'BU FETVAYI VERENLERİN KİM OLDUĞUNU BİLMEM AMA AĞIR LAFLAR EDERİM'
"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ilgili biriminden kim davacı oldu bilmiyorum, galiba hepsi birden davacı olmuştur. Daha benim elime bildirim geçmedi. Ben de medyadan gördüm. 6 aydan 4 yıla kadar hapis istemi var.
Tam depremin ertesinde, bizim en az 200 bin insanımızı kaybettiğimiz depremin ertesinde birileri depremzede kız çocukları evlat edinebilir ve onları nikahınıza alabilirsiniz diye bir fetva veriyorsa, bu fetvayı verenlerin kim olduğunu bilmem ama ağır laflar ederim. Bu kabul edilemez.
'HAPİS YATACAKSAM DA HAYSİYETİMLE YATARIM, FİKRİM ZERRE KADAR DEĞİŞMEZ'
İnsanın gözünün önüne şu geliyor; deprem olmuş, ben ölmüşüm, geride bıraktığım kızımla ilgili birileri böyle konuşuyor, ahkam kesiyor. Bu insanı delirtir. Bu fikrimden beni davayla döndüremezler. Bu kabul edilebilir bir cümle değildir. Depremin ertesinde ilk konuştuğun şey... 'Depremde anasız babasız kalan kız çocukları evlat edinip nikahınıza alabilirsiniz' diyen kimse bununla ilgili çok ağır konuşurum. Bu davada da şerefle yargılanırım. Hapis yatacaksam da haysiyetimle yatarım. Ama fikrim zerre kadar değişmez."