Konuşmasından satır başları:
Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında bir para trafiğini belgelerle açıkladı. Bellway diye bir şirket var Man Adası'nda kurulmuş, naylon şirket. Bunu unutmayın naylon şirket. Çünkü 1 sterlin sermayeli bir şirket. Türk parasıyla söylüyorum şirketin sermayesi 5 lira. 5 lira sizi buradan havaalanına götürmez. Peki bu şirketin diğer tarafında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın akrabaları var. Başkanımız salı günü bunu açıkladı, biz de konuyla ilgili önerge verdik; araştırılsın diye. Ama talebimiz AK Partili vekillerin oyuyla reddedildi. Dün TBMM'de parmak hesabı vicdan hesabını yendi.
Paylaşın paylaşın dediler, biz de şimdi paylaşıyoruz. Elimdeki dosyaların tamamını sizlere dağıtacağız. Demek ki ne yaptığımızı biliyoruz. Biz adım adım ilerledik. Bu 4 gün içinde ne oldu? Boğuntuya getirmeye çalıştılar ama getiremeyecekler. Bizi susturmaya güçleri yetmeyecek. Bütün dünyanın imkanlarını kullansan ve üzerimize gelsen de bizi susturmaya gücün yetmeyecek.
Önce dediler ki bu belgeler sahte. Sonra ticari ilişki var dediler. Sonra aslında çarşamba günü AK Pari Genel Başkanı Tayyip Erdoğan dedi ki bu şirket satışı aldığı para dedi. Şimdi olayı bir hatırlayalım. Man Adası'nda bir şirket kuruluyor. Şirketin ana sözleşmesi burada. 2 Ağustos 2010 tarihinde şirket kurulmuş.
Bir ortağı var; Sıdkı Ayan. Bir ortaklı, bir hisseli. Böyle bir şirketi Türkiye'de kurdururlar mı? Ayan 2 Ağustos tarihinde şirketi kurdurmuştu, bu hissesini 2.5 ay üzerinde tutmuş güya, 15 Kasım 2011 tarihinde Kazım Öztaş diye birisine devretmiş. Senaryonun isimleri bunlar. Bu isimler üzerinde yürüyen bir süreç. Kaça devretmiş, 1 sterline devretmiş. 1 ay sonra yani 15 Aralık 2011 tarihinden itibaren o söylenen para trafiği başlamış. 15 Aralık 2011 tarihi ile 4 Ocak 2012 tarihleri arasında 15 milyon dolarlık bir para trafiği var.
Şirketi kuruyorsun, birine devrediyorsun, bir ay sonra devraldığın kişiyle bir para trafiği başlıyor. Biz bunları açıkladık, olayı hatırladık. Şimdi bize dediler ki bu belgeler sahte. Sahte dedikleri dekontlar; Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont, bu mu sahte? Bitmedi, Ziya İlgen 1 milyon 250 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Bilal Erdoğan 1 milyon 450 bin dolarlık dekont bu mu sahte? Mustafa Gündoğan 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Hani sahteydi.
Osman Ketenci, dünürü 1 milyon 250 bin dolarlık dekont. Bu mu sahte? Yine Ketenci 1 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Mustafa Erdoğan 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Ve son olarak Ziya İlgen, enişte 2.5 milyon dolarlık dekont bu mu sahte? Hangisi sahte? Bunların tamamı orjinal belgeler. Şimdi bu belgelerin tamamını size dağıtacağım.
Bunlara sahte diyenlere sesleniyorum; Biz sahte işini bilmeyiz ama off shore adalarında iş tutmayı becerenler sahte işlemlerin nasıl yapılacağını çok iyi bilirler. Biz açık net her şeyi paylaşıyoruz. Bu süreçte burada sahte iddiası çöktü, savcılık da istiyormuş savcılığa da vereceğiz, onlar da baksınlar. Şimdi dediler ki şirket satışı için verildi bunlar; ee nasıl bir şirket satışı bu? AK Parti Genel Başkanı Erdoğan söyledi bunu. İyi ne güzel, biz para gitti diye konuşurken para geldiye döndü olay. Daha vahim. Şu sorunun cevabını vermek zorundalar; hangi şirketi sattılar? İkinci soru, bu şirketin ortakları kim? Kamuoyu bilecek. Üçüncüsü; sattıkları şirketin sermayesi ne kadar? Bu şirketin bilançosu ne? Bu şirketin varlıkları ne? 15 milyon edecek ne varlığı var bu şirketin? Şirket sattı diyorlar, devir senetleri nerede? Çıkarın onların üzerinden konuşalım.