2019 yerel seçimlerinde yaşanan sayım ve itiraz krizinin ardından 17 Nisan 2019'da ilk mazbatasını aldı ve 18 Nisan'da, seçimin iptal edileceği 6 Mayıs tarihine kadar sürecek görevine resmen başladı.
Tekrarlanan seçim nedeniyle iki kez İBB Başkanı seçilen İmamoğlu, ilk mazbatasını alıp göreve başlamasının birinci yıldönümünde SÖZCÜ'den Özlem Güvemli sorularını yanıtladı.
Geçen bir yılı ve tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüsü salgını sürecini değerlendiren İmamoğlu, engellenen yardım kampanyası ve Atatürk Havalimanı'nda yapımına başlanan sahra hastanesi ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
“BU DÖNEM DAHA ZOR”
İlk mazbatanızı almanızın üzerinden bir yıl geçti. O dönemde İstanbul yerel seçim sürecinde yaşananlar nedeniyle krizin merkeziydi. Bugün de salgın nedeniyle krizin merkezi. 2 dönemi karşılaştırdığınızda sizin için hangisi daha zorlayıcı? Siz o günlerde bir yıl sonrasını nasıl planlamıştınız?
Bu dönem, yola çıkma dönemimiz olacaktı. Bütçesiyle, sıkıntılarıyla, eksikleriyle ya da durmuş İstanbul şantiyeleri ile teslim aldığımız dönemden sonra o sıkıntıları aşmış ve şu anda yeni döneme başlangıç yapacağımız bir periyot olarak düşünüyorduk. Ama dünyanın hiç başına gelmeyen bir salgınla karşı karşıya kaldık. Zorluk açısından karşılaştırdığımda, bu dönem daha zor.
Geçtiğimiz yıl yaşanan Türkiye'nin demokrasi mücadelesiydi. Ayrı bir statüde değerlendirebiliriz. Ama bugün bahsettiğimiz şey bütün dünyayı ve bütün insanlığı ilgilendiren bir konu. Siyasetin tamamen dışında bir konu. Tarihi bir dönemin içindeyiz. Geçen yıl verdiğimiz mücadele Türkiye siyasi tarihi açısından, idari tarihi açısından önemli milatlarından birisiydi. Ama şu an konuştuğumuz şey insanlık tarihi açısından önemli bir konu.
“SİYASİ ACİZLİĞİN ZİRVESİ”
31 Mart'ta yapılan ilk yerel seçimin yıldönümünde de aynı gün salgınla mücadele için başlattığınız bağış kampanyası İçişleri Bakanlığı genelgesi ile engellendi. İkisi arasında bağ kurdunuz mu, yine o sıkıntılı sürece giriyoruz diye düşündünüz mü?
O sarmalın içinden hiç çıkamadık maalesef. Elbette benzer bir duyguyu hissettirmedi değil. Ama birisi siyasi bir saha mücadelesiydi ama bu yardıma muhtaç insanlara gönlünden kopan bağışı tamamen kanuni yöntemler ulaştırma çabasının önüne set çekmek, “iyilikte yarışalım” kültürünün parçası olduğumuz bu toprakların üzerinde böyle bir uygulama siyasi acizliğin zirvesi. Benzer bir duyguyu yaşattı ama aslında şu an yaşanan daha vahim ve trajik bir durum.
“BAKANLIK HAKKIMIZDA SORUŞTURMA BAŞLATTI”
Vakıfbank'ta bloke edilen hesaba yatırılan 900 bin TL'lik bağışın akıbeti ne oldu?
Şu anda hâlâ blokaj duruyor, hukuki başvurumuzu yaptık. Mahkeme valilikten yanıt istedi. 15 gün süre verildi. Süre henüz dolmadı. Bu eninde sonunda çözülecek. Şu anda bankaların yaptığı hukuksuz ve korkudan yapılmış bir işlem. Korkuyla yapılmış işlem de bankacılık tarihinin kara lekesidir.
Valiliğin yazdığı yazı da kara lekedir. Toplumun belediyeye yaptığı bağışın önünün bu şekilde kesilmesi utanç vericidir. O imzayı kim atmışsa utanmalı. Yanlış işlem görüyorsanız İBB Başkanı hakkında soruşturma açarsınız. Ama vatandaşın bağışını bloke edemezsiniz. Kaldı ki hakkımızda bir soruşturma açıldı.
Bağışla ilgili süreç hakkında soruşturma başlattı açtı İçişleri Bakanlığı. Bakanlıktan bir müfettiş geldi soruşturmayı yapıyor. Soruşturma yapabilirsiniz. Ama kalkıp vatandaşa ait bir parayı bankada bloke etmek çok aciz, çok zavallı bir tavırdır. Buna yukarıdan aşağı kim müdahale ettiyse, kim talimat verdiyse, kim imza atmışsa, o acizliğin o zavallılığın bir parçasıdır.
Soruşturma ne zaman başladı?
Geçen hafta cuma günü başlatıldı. Ankara'da da başlatıldığını duyduk. Muhtemelen kampanya düzenleyen diğer belediyelere de müfettiş gidecektir. Sadece bana açılmadı soruşturma.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin Haberinin devamı için Lütfen Tıklayınız