"Bilindiği üzere 3 Temmuz 2012 tarihinden beri ülkemiz gündeminin önemli konularından birisi de sporumuzu ve futbol camiamızı olumsuz yönde derinden etkileyen bazı kulüp ve yöneticileri hakkındaki şike ve teşvik primi iddialarıdır.

Galatasaray Spor Kulübü bu iddiaların muhatabı olmamasına rağmen, bu süreçte kesin bir biçimde tarafsızlığını ve hukuka bağlılığını ortaya koymuş ve bireylerin adil yargılanma hakkına ve yargının adil yargılama yükümlülüğüne olan hassasiyetini sürekli olarak ifade etmiştir.

Hal böyle olmasına rağmen özellikle son günlerde, Sayın Başkan yardımcımız Adnan Öztürk'e yöneltilen ve bugün ifade alınması ile sonuçlanan “suç duyurusu” olmak üzere; kulübümüz ve yöneticilerinin hukuksal ve maddi dayanaktan yoksun, gerçekdışı birtakım isnatlar ve kurgular ile bu tartışmaların içine çekilmeye çalışıldığı gözlemlenmektedir.

Bu tür isnatların başta “suçlu olmadıkları bilindiği halde bireyler hakkında kovuşturma ve soruşturma makamlarına şikayet ya da ihbarda bulunularak, haklarında soruşturma başlatılmasını sağlayacak nitelikte hukuka aykırı bir fiil isnat etmek” şeklindeki TCK’nın 267. maddesinde düzenlenen “İFTİRA” ve 271. maddesinde düzenlenen “SUÇ UYDURMA” suçları olmak üzere sair suçları oluşturduğu her türlü kuşkudan aridir.

Bilinmelidir ki; bugünden itibaren kulübümüz yönetimi ve yöneticileri benzeri konularda gerçekdışı isnatlar ile kendilerini taciz etmeye çalışan ve haklarında soruşturma yapılmasını sağlamaya çalışan her birey ile bunların azmettiricilerinin ciddi ve ısrarlı takipçisi olacaktır.

Yönetimimiz bu olay ile bundan sonra gerçekleşecek benzeri asılsız suç isnatlarında bulunan ve bulunduranlar hakkında başta TCK m. 267 ve 271 olmak üzere ilgili ve benzer tüm suçlarda adli makamlara suç duyurusunda bulunma kararı almıştır.

Kamuoyumuz en kısa zamanda tepkimizi ve boyutunu görecektir.

Adaletin ne derece kararlı olarak yanında isek, aynı kararlılıkla adaletsizliğin karşısında olacağımız da bilinmelidir.

Saygılarımızla."