Federasyona bağlı 76 basın meslek örgütü farklı illerde eşzamanlı basın açıklaması yaparak, kalemlerini İl Emniyet Müdürlükleri önüne bıraktı. İzmir Konak meydanında toplanan gazeteciler basın açıklamasını İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nün önünde yapmak istedi ancak görevli polis memurları gazetecilerin içeriye girmesine izin vermedi. Bu nedenle basın açıklaması ve kalem bırakma eylemi Valilik ve Emniyet Müdürlüğü ana girişinin önünde yapıldı.
İzmir’de gerçekleştirilen eylemde konuşan Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atilla Sertel, “Demokrasilerde ‘Sen buraya giremezsin, bunu yazamazsın’ gibi dayatmalar yoktur. Gazeteciler toplumun bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkı için kamu görevi görür. Bu genelge ile kamunun haber alma hakkının engelleniyor olmasını ne yazık ki tek kelime ile nitelendirebiliyoruz; o da sansürdür. Bu karar basın özgürlüğüne açık bir müdahaledir” dedi.
ZAMANLAMA MANİDAR
Ülke gündeminin ‘hırsızlık’, ‘yolsuzluk’ gibi son derece ağır ithamlarla meşgul olduğu bugünlerde yayımlanan genelgenin son derece “manidar” olduğunu belirten TGF Genel Başkanı ve İGC Başkanı Sertel, şöyle dedi:
“Türk basını 12 Eylül darbesi döneminde bile böylesine bir uygulamaya, dayatmaya maruz kalmamıştır. Toplumun gerçekleri görmeye, öğrenmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Ve hiçbir yönetim, halkın bilgisinden gerçekleri uzun süre saklayamaz. Her gerçek, gün ışığına çıkmaya mahkumdur. Bizler dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de halkın haber alma hakkı için yazmaya, gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz. Sansüre asla boyun eğmeyeceğiz. Basın özgürlüğüne yapılan müdahalelere asla göz yummayacağız!. Emniyet Müdürlükleri’nin kapılarının meslektaşlarımıza kapatılmasını, gazetecilerin ve dolayısıyla halkımızın sağlıklı bilgiye erişiminin ortadan kaldırılmasını şiddetle kınıyoruz. Bu açıklamayı Türkiye Gazeteciler Federasyonu’na bağlı 76 basın meslek örgütü olarak aynı anda ortak olarak yapıyoruz. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de basın ve ifade özgürlüğü için yürüttüğümüz mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz.”
“İPTALİ İÇİN DAVA AÇACAĞIZ”
Genelge ile gazetecilerin bilgiye erişim hakkının gasp edildiğini vurgulayan Atilla Sertel, genelgenin iptali için diğer illerdeki basın meslek örgütleri ile birlikte ayrı ayrı dava açacaklarını söyledi. Gazetecilerin Emniyet Teşkilatı’na karşı bir tavrının olmadığını belirten Sertel, “Gazeteciler ve polisler bugüne kadar işbirliği içinde kamu adına görev görmüşlerdir. Bizim tavrımız Emniyet Teşkilatı’na değildir. Bizim tavrımız Emniyet teşkilatına da uygulanan baskılaradır. Onların hakkını da biz savunuyoruz, savunacağız. Bu gün kalemlerimizi bırakıyor olmamız, bir yenilginin ifadesi değil, sansüre karşı oluşan tepkimizin göstergesidir” diye konuştu.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu üyesi İzmir Gazeteciler Cemiyeti tarafından İzmir’de gerçekleştirilen eyleme, TGF Genel Başkanı Atilla Sertel’in yanı sıra, Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Halil Hüner, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği İzmir Temsilcisi Kadir Kemaloğlu, İGC yönetim kurulu üyeleri ve İzmirli gazeteciler katıldı.
Gazetecilerin ortak basın açıklaması:
"SANSÜRE ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!.
Saygıdeğer meslektaşlarım,
Hepinizin bildiği üzere; gazetecilere yönelik yasakçı uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelge ile Türkiye genelinde 22 Aralık 2013 tarihi itibariyle basın mensuplarının Emniyet Müdürlüğü hizmet binalarına giriş yapamayacakları duyuruldu. Genelgede ayrıca gazetecilerin bazı Emniyet Hizmet Binaları’nda yer alan basın odalarına giriş kartlarını iade etmeleri de istendi.
Demokrasilerde “Sen buraya giremezsin, bunu yazamazsın” gibi dayatmalar yoktur. Gazeteciler toplumun bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkı için kamu görevi görür. Ve bu nedenle sade vatandaştan farklı olarak birçok kurum ve kuruluşa girebilir.
Ülke gündeminin ‘hırsızlık’, ‘yolsuzluk’ gibi son derece ağır ithamlarla meşgul olduğu bugünlerde yayımlanan genelge son derece manidardır.
Bu genelge ile kamunun haber alma hakkının engelleniyor olmasını ne yazık ki tek kelime ile nitelendirebiliyoruz; “Sansür”. Bu karar sansürdür, basın özgürlüğüne açık bir müdahaledir.
Türk basını 12 Eylül darbesi döneminde bile böylesine bir uygulamaya, dayatmaya maruz kalmamıştır.
Değerli meslektaşlarım,
Toplumun gerçekleri görmeye, öğrenmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Ve hiçbir yönetim, halkın bilgisinden gerçekleri uzun süre saklayamaz. Her gerçek, gün ışığına çıkmaya mahkumdur.
Bizler dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de halkın haber alma hakkı için yazmaya, gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz.
Sansüre asla boyun eğmeyeceğiz.
Basın özgürlüğüne yapılan müdahalelere asla göz yummayacağız!.
Emniyet Müdürlükleri’nin kapılarının meslektaşlarımıza kapatılmasını, gazetecilerin ve dolayısıyla halkımızın sağlıklı bilgiye erişiminin ortadan kaldırılmasını şiddetle kınıyoruz.
Bu açıklamayı Türkiye Gazeteciler Federasyonu’na bağlı 76 basın meslek örgütü olarak aynı anda ortak olarak yapıyoruz.
Gazetecilerin bilgiye erişim hakkının gasp edilmesi nedeniyle avukatlarımız aracılığı ile genelgenin iptali için dava açacağımızı da buradan duyuruyoruz.
Bu gün kalemlerimizi bırakıyor olmamız, bir yenilginin ifadesi değil, sansüre karşı oluşan tepkimizin göstergesidir!
Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de basın ve ifade özgürlüğü için yürüttüğümüz mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz.
Şimdi kalemlerimizi Emniyet Müdürlüğü’nün önüne bırakıyoruz…"(medyatava)