Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin "bastırılmasında" rol oynayan sivillere yargı muafiyeti getiren düzenleme için 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "kaygı verici", "gözden geçirilmeli" yorumlarında bulunmuştu. Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP kurucularından Bülent Arınç'ın da retweetleyerek desteklediği paylaşımlar için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Kendileri tarafından yapılan o açıklama, aldığı retweet’lerle süreci çok farklı bir yere doğru işletmiştir" demişti. Erdoğan, daha sonra "düzenlemenin son derece açık olduğunu" vurgulayarak "Yazıklar olsun" ifadesini kullanmıştı. Bunun üzerine açıklama yapan Gül, şunları söylemişti:
"Bir süredir basın yayın organları ve sosyal medya üzerinden bazı milletvekilleri ve ilgili troller tarafından şahsıma karşı yapılan saygısızlık, haraket ve ahlak sınırlarını aşan saldırıların son açıklamamdan sonra giderek arttığına dikkat çekiyorum. Partimizin kuruluş ilkelerinden biri olan düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan birisi olarak, gerekli gördüğüm durumlarda görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim."
Aydınlık'ta "Seçim trafiği" başlığıyla yayımlanan (2 Ocak 2017) haber şöyle:
Daha önce Abdullah Gül’ün 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlık yaptığı yönünde çokça bilgi paylaşılmış, değerlendirmeler yapılmıştı. Gül, hazırlık iddialarına uygun olarak, yoğun bir 2017 mesaisi yaptı. Yılın son üç ayında 4 yurtdışı ziyareti yapan Gül’ün yurtiçinde de yoğun faaliyet yürüttüğü öğrenildi. Siyaset sahnesinden çekildiğini söyleyen Gül’ün iç ve dış gezi programında yoğunlaşması, Batı başkentlerinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a alternatif bir seçenek oluşturma planı çerçevesinde değerlendiriliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Gül’le görüşmesi ve benzer kaygıları paylaştıklarını açıklaması, ardından HDP’nin Gül’ü sorumluluk almaya davet etmesi de Gül hakkındaki iddiaları kuvvetlendiriyor. Ayrıca Gül’ün Twitter mesajının Bülent Arınç, Sadullah Ergin’in de aralarında bulunduğu bazı isimler tarafından paylaşılması da dikkatlerden kaçmadı.
Emekli olmasına rağmen devletin 17 aracı ve beraberindeki bir ekiple sürekli eski bakanlar, gazeteciler, iş adamları ve eski büyükelçilerle bir araya gelen Gül’ün, 2017 faaliyetleri şöyleydi:
Katar ziyareti
Abdullah Gül, Katar’ın teröre destek verdiği iddiasıyla Suudi Arabistan öncülüğündeki kimi Arap ülkeleri tarafından yaptırımlara uğraması üzerine 3-4 Ağustos tarihlerinde “dayanışma ziyareti” adı altında başkent Doha’ya gitti. Kalabalık bir heyetle Doha’ya ulaşan Gül, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ve selefi olan babası Hamad bin Halife Al Sani’yle görüştü.
Gül’ün aktif görevde olmamasına rağmen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Katar ziyaretinden 11 gün sonra Doha’ya gitmesi, siyasi kulislerde tartışmalara neden olmuştu.
Suudi Arabistan ziyareti
Gül’ün geçen yıl içerisinde yaptığı en önemli yurtdışı temaslarından biri Suudi Arabistan ziyaretiydi. Eylül ayında düzenlenen ziyarette Gül, Suudi Arabistan’da Kral Selman bin Abdülaziz ile bir araya geldi. Türkiye ve Suudi Arabistan ilişkilerinin ele alındığı belirtilen ziyarete ilişkin ayrıntı verilmedi. Suudi Arabistan, Trump’ın başkanlığı gelişiyle birlikte ABD ve İsrail ile yakın ilişkilerini geliştirmiş, ülkenin önde gelen pek çok ismini yolsuzluk iddiasıyla tutuklamıştı. Gül’ün “Ilımlı İslam’a geçiyoruz” diyen ve tutuklamalar sürecini yöneten Veliaht Prens Selman’la görüşmesi de dikkat çekti.
İngiltere ziyareti
Abdullah Gül, Suudi Arabistan ziyaretinin ardından İngiltere’ye geçti. Burada Mütevelli Heyeti Üyesi olduğu Oxford İslam Araştırmaları Merkezi’nin toplantısına katılan Gül, çeşitli temaslarda bulundu. Ziyarete ilişkin Aydınlık’a konuşan bir kaynak şunları söylemişti:
“İngiltere Cumhurbaşkanı adayını belirledi: Abdullah Gül! Amerika itiraz etmiş. ‘Risk almaz, Cumhurbaşkanlığı’nı tepside ister’ demiş. İkna etmişler. Tereddüt gösterseler de ‘tamam’ demişler.
Gül yalnız değil. Davutoğlu’nun adı da Gül’le anılıyor. Ekonomi önemli. Ekonominin başına da Ali Babacan düşünülüyormuş. Yani, ABD’nin yedeklerine, ‘kaptan’ bulunmuş. Gül, CHP, HDP, Akşener’in partisi, Davutoğlu, Babacan, ... uyum içinde çalışırlar.”
Batı'yla dirsek teması
Abdullah Gül’ün 2017 yılı içerisinde resmi internet sitesine işlenmeyen bir İngiltere ziyareti daha oldu. Fatih Altaylı’nın bir yazısı üzerine yine Altaylı’ya açıklama yapan Gül’ün Özel Kalem Müdürü, 2017 yılında iki İngiltere ziyareti yapıldığını söyledi. 20-22 Şubat tarihleri arasında yapılan ilk ziyarette eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in kurduğu ‘Din ve Politika Vakfı’nın düzenlediği bir panele katılan Gül, burada ‘Küresel İstikrarda Türkiye’nin Rolü’ başlıklı bir konuşma yaptı.
Daha önce Akit TV’de yapılan bir haberde de Abdullah Gül’ün yeni bir partinin kurulması amacıyla Ürdün’de İngiliz siyasetçilerle buluştuğu iddia edilmiş, Gül’ün yeni partinin kurulması amacıyla “Batı’yla dirsek temasında” olduğu belirtilirken kanal, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’i ima etmişti.
Astana ve Çin ziyareti
Gül, Arabistan ve İngiltere’nin ardından 13-14 Kasım tarihlerinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da 3.’sü düzenlenen “Astana Club 2017” etkinliğine katılarak burada çeşitli görüşmeler yaptı. Aralık ayında ise Çin’in Wuhan şehrinde düzenlenen TOJOY Yatırım Forumu’na katılan Gül, burada da pek çok işadamıyla bir araya geldi. Gül’ün siyaset dışında iş dünyası ve kanaat önderleriyle de görüşmesi dikkat çekti.
Aşiret liderleriyle buluşma
Gül, yurtdışında olduğu kadar yurtiçinde de yoğun bir faaliyet yürütüyor. Forumlarda, konferanslarda, açılışlarda sık sık konuşan Gül’ün en dikkat çekici ziyareti ise geçen Ekim ayında Şanlıurfa’ya düzenlediği ziyaret oldu. Bu ziyarette Gül’ün, Doğu ve Güneydoğu bölgesinde etkili 28 aşiret reisiyle buluştuğu öğrenildi. Aydınlık’ın ortaya çıkardığı bu görüşme daha sonra Gül’e yakın isimler tarafından da teyit edildi.
Aydınlık/T24