4 Nisan tarihli bu köşede TBMM Şike Komisyonu'na bilgi veren Fenerbahçe'nin eski başkanlarından Ali Şen'in ifadeleri yer almıştı. Şen, ifadesinde spor basınının önemli isimleri hakkında ilginç şeyler söylemiş ve özellikle birisi hakkında ağır ifadeler kullanmıştı. Haber tamamdı... Konuşmanın, dolayısıyla da haberin bütün unsurları gerçekleşmişti. Ama, Politik Fiskos bir meslek büyüğümüzün rencide olmaması için Ali Şen'in ifadelerinin tamamını yine de yayınlamadı...
Olaylar bu noktaya gelmemiş, adı geçen yazar olayı hakaret boyutuna taşımamış olsa idi, biz de bu sözleri yayınlamak zorunda kalmayacaktık. Her gazeteci "eksik" ya da "hatali" bilgiden kaynaklanan sıkıntılar yaşayabilir. Özellikle, "perde arkasi" habercilikte her zaman maddi hata yapılabileceğini, ancak yanlışlığın farkına varılması halinde bunun da düzeltilebileceğini en başta bize örnek olması gereken kişilerin bilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Şen'in, "ben onlara iş buldum" dediği gazeteciler arasına, haber kaynağından kaynaklanan bir hatayla Hıncal Uluç'un da adı karışmıştı. Hata buydu ve biz de gereken düzeltmeyi 11 Nisan tarihli köşemizde yaptık.
Ancak Hıncal Uluç, buna rağmen hakaret etmeye devam etti. Yayınladığımız düzeltme ve özür notunu takip ettiğini bile sanmadığımız yazar, bir hafta sonra Yeni Şafak'a ve bu köşenin sahiplerine içinde sık sık "alçaklık" kelimesi geçen cümlelerle hakaret yağdırmaya başladı. Kendisine "kasti" bir haber yapmadığımız, aksine onu korumak için Ali Şen'in sözlerini dikkatle ayıkladığımız, Şen'in TBMM Şike Komisyonu tutanaklarında yer alan sözleriyle ortaya çıkacak. Yeni Şafak'ı okumadığını kendisi hakkında yazılanları dostlarından haber aldığını söylüyor. Aşağıdaki ifadelerden sonra, Hınca Uluç'un dostlarına bir kez daha iş düşecek. Bir de Uluç'un avukatlarına. Çünkü, Politik Fiskos, Uluç aleyhine ağır bir tazminat için mahkemeye de gidiyor.
İşte Ali Şen'in 22 sayfadan oluşan ifadelerinin Uluç'la ilgili olan ve "keşke hiç söylenmeseydi" dediğimiz bölümleri:
'En pespaye kelimeleri aradım'
"1986 yılında Sabah gazetesı çıktı. Gazetede rica ile yazdım. Daha sonra Fenerbahçe Başkanlığı bittikten sonra yine yazdım. Hürriyet Gazetesi'nde yazmamı Ertuğrul Özkök çok istedi. Sabah Gazetesi'nde yazı yazdım. İşte Hıncal Uluç Sabah'ta yazıyor. Ben de, 'Bu adam, seksüel prodüktör' dedim. 'Bu Hıncal Uluç, çok aşağılık bir adamdır' dedim. Gazeteci olmadığım için düşündüm düşündüm, kötü kelime arıyorum. Aklıma gelmiyor. Ona buna telefon açtım; Türk lisanında en kötü, pespaye kelime ne diye sordum? Ben bunların hepsini gazetemde yazdım. 'Bu çok aşağılık bir adamdır, pisliktir falan...' dedim. Herşeyi yazdım."
'Hakaret ettim, istifa edemedi'
"Ertesi gün pazar. Bodrum'da gazeteyi açıyorum yazıyı koymuşlar mı diye? Baktım koymuşlar. Adam gazeteci. Allah büyük konuşturmasın da 'koydurmam' diyorsa, o yazıyı koydurmaz. Gazetenin patronu, genel müdürü. Halbuki, adam orada gazeteci ise çıkıp demedi ki; 'Ali Şen gazeteci değildir. Biz bu adama, tukaka dedik. Yazıda ana avrat düz geçirmiş. Siz bu yazıyı koydunuz, haydi bana eyvallah istifa ediyorum' demedi. Bu sefer, iki ay sonra, bir daha yazdım buna. Ondan sonra, yazmamaya başladı."
'Para transferini evimde yaptılar'
"Şimdi televizyonun başında olanlar. Bugün kimler var sırayla say. Faik Çetiner TRT'de. Şansal... Bunlarin hepsi muhabirdi. Gazetenin başında kim var; Nezih Alkış. Kim varsa... Bu gazeteciler para transferini benim evimde yapmıştır. İlk Ahmet Özal yaptı. Özal işi bilmiyor. Kanal 6'yi kurdu. 'Kimi alayım' dedi. Dedim ki Şansal'ı al. Abi ben televizyonculuğu bilmem. 'Bilenler nerde biliyor öğren. Sen de öğrenirsin' dedim. Yalnız buna dikkat et, bu Ahmet Özal. Uçağı kaldırdı, nerde indirecek Allah bilir, belli değil. Daha işin başında Şansal'ı oraya aldıran benim. Güneş Gazetesi'ne geçti ben."
'Ben gidince patron bunlara para verir'
"Akşam Gazetesi'nin spor müdürü kim? Nezih Alkış. Oraya aldıran benim. Bunlar işsiz kaldıklarında, ilk arayan karıları olur. Evden gitmiyor. Saat 08.30 Ali Abi n'olur bana yardım et. Spor müdürü, Hürriyet'ten. Bunlar benim şey gibi... Seval arıyor, karısı. Karısıyla kavga ederler beni ararlar; dişçisiyle kavga ederler beni ararlar. Şimdi Aziz Yıldırım'ı şikayet ediyorlar. Aziz'in bunlarla o ilişkisi yok. Benim 40 yıldır var. Beşiktaşlısı Galatasaraylısı. Bunlara yaptığım iyilik doğru. Şimdi olsa, bunlara yardım etmeye yine devam ede-rim. Bunlar daha fazla para transferi yapmış mıdır? Ben gittiğim zaman patron bunlara para verir. Ali Şen iyi adamdır dediler. Bazıları nankörlük yaptı ama."