“Herkesin anası, babası, kardeşi veya çocuğu var. Dünyada hiç kimse yalnız değil. Eleştiri yaparken bunları düşünürsen herşeye alkış tutman lazım. Emre’nin annesi için üzüldüm. Kiminki olsa üzülürüm. Geçmişler olsun ama eleştirilerim Emre için olsun, başkaları için olsun devam edecektir.
Emre'nin benim eleştirilerime cevabı varsa bu cevabı hareketleri, konuşmaları, davranışları ve sahadaki futboluyla verir. Biz de o zaman geçmişte olduğu gibi alkışlarız.. Şöyle dönün bakın.. Emre hakkında kaleme alınmış en parlak yazıları da zamanında ben yazdım. Benim düşüncelerim özgürdür. Doğruları da eğrileri de yazarım..
Terim kendisine baksın
Terim'in öyle bir imada bulunmasını da üzüntüyle karşıladım.. Terim’in TV’den yayınlanan Leeds-G.Saray maçında, milyonlarca kişinin önünde Emre’yi bir dövmediği kalmıştı.. Demek annesi o maçı izlemiyormuş... Yoksa kalp krizi filan geçirirdi..
Emre'yi kollamadığına dair söylediği sözleri okuduktan sonra Terim’e bir sorum var:
Euro 2008’de ve Ermenistan maçında Mevlüt’e yaptığını nasıl yorumluyor? Emre’yi 90 dakika oyunda tutmasının sebebi onu kazanmaksa Türk futbolunun geleceğinde futbolu biten Emre mi önemli, yoksa başlayan Mevlüt mü? Hangisi önce kazanılmalıdır? Bu konuların tartışılma şekli bu değil.. Fatih Hocam bu takımın sorumlusudur, düşündüklerini yapar.. Ben de eleştirmenim, düşündüklerimi söylerim.”