Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Uludağ İhracatçı Birlikleri Başkanı Ferit Sünneli, TOFAŞ Genel Müdürü Ali Pandır, Oyak Reault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Celal Kaya, Mercides Benz Türk A.Ş. ve Fort Otosan şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle, Dış Ticaret Müsteşarlığında bir araya geldi.
Otomotiv sektörü ihracat stratejisi ve elektrikli oto çalışmalarının ele alındığı toplantının basına açık bölümünde konuşan Bakan Çağlayan, otomotiv sektörü, taşıt araçları sektörünün istihdama, üretime, yatırıma ve ihracata yaptığı net katma değer ve Ar-Ge’yi kullanımıyla Türkiye için çok önemli sektörler olduğunu söyledi.
Küresel kriz nedeniyle 2008 yılında değer bazında 132 milyar dolar olan Türkiye ihracatının 102,2 milyar dolara düştüğünü ve 29 milyar dolar kaybın değer bazında 21 milyar dolarının Avrupa’dan kaynaklanan ihracat düşüşünden kaynaklandığını anlatan Çağlayan, 2008 yılı ihracatının ancak 2013 yılında sağlanacağı yönünde tahminler yapıldığını kaydetti.
Bu sene toplam ihracat hedefinin 107,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Çağlayan, “Ama ümit ediyorum ki inşallah 115 milyar doları zorlayacağız ve böyle bir psikolojik sınırı geçeceğiz” dedi. İhracatta en hızlı toparlanacak sektörün otomotiv sektörü olacağını tahmin ettiğini belirten Zafer Çağlayan, sektörün 2008 yılında 18 milyar dolar ihracatının bu yıl yakalanacağını tahmin ettiğini söyledi.
80 GÜNDE 4 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Otomotiv sektörünü gün gün izlediğini ve sektörün şu anda yakaladığı ihracat rakamlarının sevindirici olduğunu kaydeden Çağlayan, şöyle konuştu:
“1-21 Mart tarihleri arasında taşıt araçları ve yan sanayi ihracatı yaklaşık toplam 1,1 milyar dolar yaklaşık. Bu son derece sevindirici bir gelişme. Geçen sene aynı dönemde bu rakam 769 milyon dolardı. Yani yüzde 42,6’lık bir artış var. 1 Ocak-21 Mart tarihleri arasındaki 80 günlük dönem içerisinde ise toplam taşıt araçları ve yan sanayi ihracatımız 4 milyar 42 milyon dolar rakamına ulaşmış. Yani aylık ortalama 1,5 milyar dolarlık rakam. Böyle giderse yıl sonunda 17-18 milyar dolarlık bir ihracat hacmine ulaşırız.”
YENİ İHRACAT STRATEJİSİ
Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından geliştirilen yeni ihracat stratejisi konusunda da bilgi veren Bakan Çağlayan, yeni stratejisi ile sürdürülebilir ihracat için neler yapılabileceğinin ortaya konulacağını bildirdi.
Bunun için Türkiye’nin ihracat yapısını incelediklerini anlatan Devlet Bakanı, Türkiye’de ihracat yapan 48 bin 652 firmanın yaklaşık 23 bininin toplam 100 bin doların altında, 25 bine yakın firmanın ise 100 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. Çağlayan, Türkiye’nin ihracatının yüzde 39,9’unun ise sadece 108 firma tarafından yapıldığına dikkat çekti.
100 bin dolar altında ihracat yapanların büyük bölümünün tek bir ülkeye ihracat yaptığını ve ikinci yıl tekrar ihracat yapmadığını, 5’ten fazla ülkeye yapanların ise sürekli ihracatçı konumuna geldiğine işaret eden Çağlayan, “Bizim yeni stratejimiz çerçevesinde yapacağımız bir çalışma da ihracatçı sayısının artırılması” diye konuştu.
Strateji çerçevesinde “ihracat koçluğu” diye bir programı da başlattıklarını ifade eden Çağalayan, “Sadece basketbol koçluğu yapılmaz biliyorsunuz, ihracatta da koçluk yapılabilir. Bu çerçevede DTM ve birliklerimizle beraber önemli çalışmalar yapacağız” dedi.
YAN SANAYİ FİRMALARININ SATIN ALINMASI
Otomotiv sektörüne Türkiye’nin ihracat motoru dediklerini ve bu sektörü ilgisiz kalmalarının mümkün olmadığını vurgulayan Bakan Çağlayan, sektörle ilgili gerek tedarikçi, gerek yan sanayi arasındaki entegrasyonun sağlanmasına yönelik önümüzdeki dönem önemli çalışmalar yapacaklarını bildirdi.
Türkiye’de yan sanayinin geliştiğini ve gelişmeye de çok müsait olduğuna işaret eden Zafer Çağlayan, Türkiye’nin otomotiv üretim üssü olabilecek bir altyapıya sahip olduğunu söyledi.
Birçok Avrupa ülkesindeki yan sanayi firmalarının gençler olmadığı için işletmelerini bırakma durumunda kaldığını anlatan Çağlayan, şöyle konuştu:
“Bu şirketlerin Türk firmaları tarafından satın alınması veya ortaklık tesis edilerek hem bu şirketlerin isminden ve pazarlarından faydalanılması konusunda bir çalışma yaptık. Bu projeyi gerçekleştirmemiz lazım. Biz atlarsak başkası yapacak. Bu, Almanya’dan başlayacak, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde yaptığımız çalışma. Bu konuda DTM ve devlet olarak biz de neler yapabiliriz, ne tür destekler verebiliriz, bu konuyla ilgili çalışıyoruz. Sonra ihracatçı birliklerimizle bir araya gelerek konuyu değerlendireceğiz ve sonrada Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nun (EKK) gündemine getireceğiz. EKK’da bu çalışmayla beraber önemli bir mesafe kat edeceğiz. Bugün Ülker’in Godiva’yı alması, Koç Grubunun Grundig’i alması bana göre bu konuda belki gösterilebilecek örneklerin başında geliyor.”
ELEKTRİKLİ OTO KONUSU
Şu anda dünyada oto konusunda önemli çalışmalar yapıldığını da anlatan Çağlayan, Türkiye’nin de bu yarıştan kopmaması gerektiğini söyledi.
Çağlayan, “Birkaç gün önce İngiltere’deydim. Burada bir İngiliz sanayici burada yapmış olduğu bir kamyonetini bana gösterdi. Direksiyonun başına geçmem için bana çok ısrar etti. Dedim ki (Ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca. Sen bunu ne zaman Türkiye’de yaparsın o zaman direksiyonun başına geçer, camlarını da sileriz. Yeter ki siz bunu Türkiye’de yapın.)”
Bu konuda icraata geçme zamanı geldiğini ve konuyu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile de görüştüğünü belirten Çağlayan, EKK’de otomotiv sektörü temsilcilerinin katıldığı bir sunum yapılacağını ve elektrikli oto konusunun ne olduğunu, neler yapılması gerektiğini, altyapısının oluşturulması ve mevzuat düzenlemesi konularının görüşüleceğini bildirdi.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE VERGİ İNDİRİMİ
Otomotiv sektöründe bu yıl bir KDV, ÖTV veya hurda indirimi düşüncesi olup olmadığı yönündeki sorular üzerine Çağlayan, şu anda gündemde böyle bir konunun olmadığını söyledi.
Küresel ekonomi kriz nedeniyle hem piyasanın canlı tutulması, hem de istihdamın azaltılmaması noktasında geçen yıl sektörde KDV ve ÖTV indirimi teşviki yönünde bir uygulama yapıldığını hatırlatan Çağlayan, “Ama şunu ifade edeyim; bildiğiniz gibi bizim teşvik sistemimiz 2009-2010 yılını kapsayan bir teşvik sistemiydi. Bu yılın sonunda mevcut teşvik sistemimiz bitecek. TÜİK’in yapacağı ve bu yıl sonuna kadar bitireceği çalışmalarla, gerek iller, gerek bölgeler bazında yapacağı gelişmişlik endeksleri rakamlarıyla beraber yeni bir teşvik sistemine geçilecek 2011 itibariyle” dedi.