Habertürk ekranlarının gözde programı 'Hülya Avşar Soruyor' dün akşam Cem Karaca'nın eşi İlkim Karaca'yı ağırladı. Ancak programa damgasını vuran ne Avşar, ne İlkim Karaca ne de Cem Karaca'ydı. Programa damgasını vuran isim Ruhi Su oldu.

1 / 4

Hülya Avşar konuğunu izleyiciye tanıtma amaçlı rutin sorularını soruyordu. Haliyle sanatçının isminin anlamını da sordu.

Hülya Avşar: İsminiz iklim değil İLKİM değil mi? Anlamı ne?

İlkim Karaca: Bir şeyin özü anlamına geliyor. Bana bu isim sonradan verildi. Koservatuarda ses eğitimi hocam olan Ruhi Su bu ismi bana verdi.

Hülya Avşar: Aa çok hoş. Biz burdan kendisine yaşıyorsa eğer...

(Buradan selamlarımızı gönderelim tarzı bir şey söylemeye niyetleniyor ama bir yandan da İşlim Karaca'yı bakarak bir ışık bekliyor.)

İlkim Karaca: Hayır 25 sene oldu...

Hülya Avşar: 25 sene mi?

İlkim Karaca: Evet 25 sene önce vefat etti.

Hülya Avşar: Vefat edeli mi 25 sene oldu?

(Alttaki resimde Avşar'ın gerçeği öğrendiği andaki tepkisini görüyoruz)

İlkim Karaca: Evet öyle.

Hülya Avşar: Nur içinde yatsın o zaman.

Yani Hülya Avşar Türkiye'nin en önemli sanatçılarından biri olan Ruhi Su'nun 25 sene önce öldüğünden habersiz olduğunu göstermiş oldu. Öyleki konuğunun müdahalesi olmasa az kalsın 'Buradan kendisine selamlarımız gönderiyoruz' diyecekti.

RUHİ SU KİMDİR?

Mehmet Ruhi Su, 1912'de Van'da doğdu. Hiç tanımadığı anne ve babasını "Ermeni tehciri" sırasında kaybettiği biliniyor. Çocukluğunu yanlarına verildiği yoksul bir aiIe ve öksüzleri yurdunda geçirdi. Bir ara İstanbul'da askeri okullarda okudu, ancak müzik sevgisi onu yeni arayışlara itti. Adana Öğretmen Okulu'nda okurken, Ankara'ya Müzik Öğretmen Okulu'na girmeyi başardı.

1935’de Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’na seçildi, konservetuarın opera bölümünde de okudu ve daha sonra da Devlet Operası'nda çalıştı, bir süre radyoda türkü söyledi. Söylediği bir türkü yüzünden radyodaki işine son verilen Ruhi Su, 1952-57 yılları arasında 1951 TKP tevkifatı dolayısı ile hapis yattı. 1960'ta İstanbul'da Taksim Belediye Gazinosu'nda sahneye çıkan Ruhi Su, bir yandan da halk türkülerini kaydedip, arşivleme görevini üstlendi.

Söylediği türkülerdeki siyasi vurgular yüzünden aleyhinde kampanyalar başlatılan ve işini kaybeden sanatçı, türküleri derleyip, yeniden yorumlama işine kendi başına devam etti. 1975'te Dostlar Korosu’nu kurdu. 1978'den sonra ürettiği kasetlerle halk müziğinin, yaygınlaşmasına büyük katkıda bulundu. Ruhi Su, 12 Eylül yönetiminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi şansı bulamadı ve 20 Eylül 1985'te öldü. Ruhi Su'nun cenaze törenine binlerce kişi katıldı ve cenaze 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisi haline dönüştü...