Dr. Çıray önergesinde, Başbakan’ın onbir yıl boyunca iktidarını sürekli kılacak mekanizmaların en önemlisini oluşturmak amacıyla Yeni “Medya Düzeni” kurma gayreti içinde olduğunu iddia etti.
Önergesinin girişinde “Yeni Medya Düzeni” ile Türk milletinin haber alma özgürlüğünü adeta yok edildiğini ifade eden Dr. Çıray devamla, “Unutulmamalıdır ki, haber alma özgürlüğü olmayan bir ülkede seçimlerin meşruiyeti bile tartışılır. Bu iktidar seçimlerde durdurulmazsa eğer, zorbalık ve taassubun sadece kamusal alanları değil, mahremiyetimizin en dokunulmaz köşelerini istila ve işgal ettiğini görürüz, ” dedi.
Bunun için şartların çoktandır hazırlandığını ve bugün Türk medyasının, 1860’da yayımlanmaya başlanan ilk Türk gazetesi Tercüman- Ahval’den bu güne kadar geçen bir buçuk asırlık tarihinin en karanlık, en korkunç baskılarını yaşadığını iddia ederek devamla şöyle dedi:
“Ancak Başbakan ve AKP’nin medyadaki kırım ve zorbalığı sadece halkımızın tanıdığı yazarlarla sınırlı değil. Ünlü kalemler gibi genç kalemler ve genç hayatlar da kırılmaktadır.”
“Medyaya yönelik müdahaleler bir darbe aracı olabilir mi?”
CHP İzmir Mv. Dr. Aytun Çıray Anayasa’nın 98. ve içtüzüğün 96. Maddesi gereği Başbakan’dan şu sorularına cevap istedi:
1. "28 Şubat’ta sermayenin, bazı gazetecilerin katkısı yok muydu? Bunlar neden yargılanmıyor ben merak ediyorum.” diyerek kimleri kastettiniz? Bu beyanınızla yargıya müdahale etmiş olmuyor musunuz?
2. Bu Mc Carthy üslûbu ile seçimler öncesi kimleri tehdit ediyorsunuz?
3. Yalanlamadığınız haberlere göre son olarak Yılmaz Özdil, M. Yakup Yılmaz ve Ertuğrul Özkök’ün de işten atılmalarını istemişsiniz, bu doğru mu?
4. Sizin şu veya bu şekilde hedef göstermeniz yüzünden iktidarınız döneminde medya mesleklerini yürütemez hale getirilen ve şu ya da bu şekilde işinden edilen toplam gazeteci sayısı kaçtır?
5. Darbeler sadece silâhla mı olur, yoksa medyaya ve adalet kurumlarına yönelik doğrudan ve dolaylı müdahaleler de darbe aracı olarak kullanılabilir mi?