Kuruluş ve Kurtuluş'un şehri Samsun bu güne kadar pek fazla bilinmeyen özelliklere de sahip. Tarihi ve doğal onlarca değeri barındıran Kuruluş'un şehri Samsun'un bu özelliklerini Ahmet Zorluoğlu medyaspot için gitti, gördü ve yazdı:,
Zorluoğlu'nun Samsun izlenimleri şöyle:
"Parlamento Muhabirleri olarak 24.09.2023 tarihinde 2 Günlük ziyaret için Samsun Büyükşehir
Belediye Başkanı Sn.Mustafa Demir’in davetlisi olarak Ankara’dan yola çıktık.
İlk kez Samsun’u gören biri olarak şunu açıkça itiraf etmeliyim; çok düzenli,planlı,temiz ve iyi çalışan
bir belediye görüntüsü kaldı hafızamda.
Belediye başkanı ve ekibi bizlere Samsun merkezde yaptıkları yenilikleri, restorasyon ve
kamulaştırmaları gösterdiler.Hummalı bir çalışma içerisinde yeni seçim dönemine yaptıkları
yatırımlarını da bizzat görmüş olduk.
KIZILIRMAK DELTASI KUŞ CENNETİ
Sonraki günler ise Bafra Alaçam bölgesi Kızılırmak deltası UNESCO dünya mirası listesindeki Kuş
Cenneti ve Vezirköprü’ye eski tarihi yapıların olduğu bölgelere geçtik.
7 gramlık Söğüt Bülbülü kuşunun on binlerce kilometre yaptığı yolculuğu bizleri çok etkiledi.
Sayısı 6000 ‘i geçen Mandalara ev sahipliği yapan Delta’da Çakal,Manda,Deve,yabani ‘Yılkı atları’ ve
binlerce kuş ile yaban hayatı bizzat yaşayıp büyülendik.
VEZİRKÖPRÜ TARİHİ KERVANSARAY (TAŞHAN) VE ŞAHİNKAYA “AĞLAYAN” KANYON
Bir sonraki gün tur programımızda Vezirköprü ilçesi tarihi yapıları, Kervansaray (Taşhan) ve Şahinkaya
kanyonu vardı.
Vezirköprü’nün nispeten diğer ilçelere göre biraz daha ilgiye ve yatırıma muhtaç bir ilçe olduğunu
söylemeden geçmemek gerekir!
Tarihi bölgede gittiğimiz tam olarak yazılı bilgileri olmayan yaklaşık 17.YYdan kalma TAŞHAN denilen
Kervansaray (SBB)Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından restaurant’a çevrilerek işletmeye açıılmış.
Uzun bir müddet harabe haldeki yapının 2006 yılında Vakıflar GM tarafından esaslı bir restorasyonla
eski haline kavuşturulmuş. Şu anda Taşhan Otel ve Restaurant adıyla kullanılan oldukça etkileyici bir
yapıydı.
Şahinkaya Kanyonu yaklaşık 3.5 km uzunluğunda akarsu aşındırması neticesinde oluşmuş büyüleyici
bir kanyondur.Kanyonun su derinliği yer yer 110 metre derinliğe kadar ulaşmaktadır.
Yerli ve yabancı turistlerin çok ilgi gösterdiği kanyondaki dağlarda oluşan insan silüeti beni şaşkınlığa
düşürdü. Dağdaki ağlayan bir çift gözün insan görüntüsüne benzeyen kıvrımları sanki dağların dile
geldiği ve binlerce belki on binlerce yılın trajik öyküsünü anlatmaya çalıştığı izlenimi veriyordu.
Kimbilir ne savaşlar, ne yıkımlar ve acılara sahne oldu bu topraklar! Onların izlerini taşır gibi bir
görüntüsü vardı o yalçın dağdaki ilginç şekillerin
“Samsun’un geçmişinin hikâyesi nerde?” diye soran olursa kanyona gelip benim yeniden
isimlendirdiğim “AĞLAYAN KANYON” daki bu dağları ve o görüntüyü mutlaka görmesini isterim
AĞLAYAN HÜZÜNLÜ KANYON
ÇARŞAMBA GÖĞCELİ (GÖKÇELİ) CAMİİ
Gezimizin diğer durağı ve en ilginç olanı Çarşamba ilçesi sınırlarında bulunan1206 yılında Anadolu
Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde yapılmış fakat kim tarafından yapıldığı
bilinmeyen ülkemizin en büyük ahşap çivisiz camisidir.
Camii yaklaşık olarak 800 yılı aşkın süredir her türlü doğal etkilere karşı ayakta kalmayı başarmış
türünde ender örnek olan bir camii’dir.
Göğceli Camii imamı Ahmet Özköse’nin bizlere bizzat yaşayarak aktardığı (yazılı kaydı olmayan)
bilgiler çok ilginçti. Bir dönem Camii’ye korsanların saldırmış olduğu ve camii’nin duvarlarına
kendilerinin bazı şekiller ve yazılar yazdığını söylerek bunları bizlere gösterdi.
İmam Ahmet bey’in bize aktardığı en ilginç hikayede şuydu; bir ara Japon deprem uzmanları buralara
gelerek Göğceli Camii üzerinde incelemeler yapmışlar.
İncelemeler sonunda hayrete düşerek şunları paylaşmışlar: “Bizler depremler konusunda hareketli
bina sistemini ilk kez kendimiz bulduk sanıyorduk ,oysa sizler bu teknolojiyi asırlar önce bulmuşsunuz.
Yapılmış olan bu Camii 10 şiddetinde depreme bile dayanacak şekilde yapılmış hareketli temel sistemi
mantığıyla yapılmış. Bizler şaşkınlık içerisinde kaldık ,inanılmaz bir teknik kullanılmış.” diye