Japonya'nın ikinci ve üçüncü büyük otomobil üreticileri olan Honda ve Nissan, birleşme için masaya oturdu. Bu hamle, Toyota'ya karşı daha güçlü bir yerli rakip yaratmayı hedefliyor.
İlk olarak Nikkei gazetesinin bildirdiği görüşmeler, şirketlerin teknoloji alanında daha fazla iş birliği yapmasına ve Honda ile Nissan'ın daha güçlü bir iç rekabete imkan tanımasına izin verecek. Görüşmelerde bir holding şirketi kurma ihtimali de masada.
Ayrıca şirketler, Nissan'ın en büyük hissedarı (yüzde 24) olduğu Mitsubishi Motors ile iş birliği olasılıklarını da değerlendiriyor.
Henüz bir anlaşma duyurulmadı ama Nissan üç otomobil üreticisinin de gelecekte iş birliği fırsatlarını değerlendirdiklerini ifade etti.
ÜÇÜNCÜ EN BÜYÜK OLACAK
Birleşme gerçekleşirse, Honda ve Nissan birleşimi, Toyota ve Volkswagen'in ardından satış rakamlarına göre dünyanın üçüncü en büyük otomobil grubu haline gelecek. Mitsubishi de dahil olursa bu sıralama değişmeyecek.
Tokai Tokyo Intelligence Laboratory kıdemli analisti Seiji Sugiura, "Bu durum orta ve uzun vadede Japon otomobil endüstrisi için olumlu. Toyota'ya karşı yapıcı bir rekabet, Çinli otomobil üreticileri, Tesla ve diğerleriyle rekabet ederken durgunlaşan Japon otomobil endüstrisi için faydalı olacaktır." diyor.
HİSSELER SERT YÜKSELDİ
Nissan hisseleri Tokyo Borsası'nda yüzde 22'den fazla yükseldi, Honda hisseleri ise yüzde 2,3 düştü. Mitsubishi hisseleri ise yüzde 13 arttı.
Honda ve Nissan, son aylarda elektrikli araç pazarındaki değişime ayak uydurmak için yakınlaştı. Şirketler, elektrikli araçlar ve yapay zeka destekli otomobil yazılım platformları için kritik bileşenlerin üretiminde iş birliği yapmayı hedefliyor.
Geçen yıl Tesla ve Çinli BYD'nin başlattığı fiyat savaşı, yeni nesil elektrikli araçlarda para kaybeden tüm şirketler üzerindeki baskıyı artırdı. Bu durum, Honda ve Nissan gibi şirketleri maliyetleri düşürmenin ve araç geliştirmeyi hızlandırmanın yollarını aramaya zorluyor. Birleşmeler de bu yönde atılmış önemli bir adım.
Şiddetli rekabete ek olarak, otomobil üreticileri Avrupa ve ABD'de de durgunlaşan taleple karşı karşıya.