Türkiye gündemine, çıkar amaçlı organize suç örgütleri ve bunların faaliyetleri oturdu. Kılıçdaroğlu “Cumhur İttifakı'nı oluşturan iki parti var. Bir de yanında mafya var. Bu gerçek de çıktı ortaya. Bunu yapmaya, ülkemizin bu şekilde anılmasına sebep olmaya kimsenin hakkı yok” dedi.
Partisinin genel merkezinde, bazı il örgütleriyle bayramlaşmayı çevrim içi toplantı ile gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, bu sürecin açığa çıkarılmasında gazeteciliğin en güzel örneklerinin sergilendiğini söyledi.
SUÇ ÖRGÜTLERİ ALGISI
Kılıçdaroğlu, ülkemizin 5 temel sorunu bulunduğunu hatırlattı ve Sözcü'den Saygı Öztrük'ün sorularını şöyle cevaplandırdı:
Demokrasi, hukukun üstünlüğü askıya alınmış durumda.
Ekonomik sorunlar giderek büyüyor.
Eğitim tam bir felaket boyutunda. Eğitim alanında temel açmazlarımız var.
Güçlü bir sosyal devlet yaratamadık.
Dış politikada hem bölgemizde, hem dünyada yalnız kaldık.
Bugün geldiğimiz nokta, 19 yılda yaratılan ve derinleşerek sürdürülen yanlış ekonomik ve siyasal politikaların sonucudur. Hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı, anayasa ve yasaların askıya alındığı bir ortam, devleti yönetenlerin çıkar amaçlı organize suç örgütleriyle çalıştıkları algısını besler. Ne yazık ki, ülkenin geldiği nokta da bu.
ENGELLER ÇIKARILIYOR
Fotoğraf çekmek yasak. Bu ne demektir? Ben anayasanın 13. maddesini askıya aldım demektir. Bunun gibi yüzlerce örnek var. Genelgelerle, yasalara aykırı uygulamalar yapılıyor. Belediye başkanlarına, özellikle CHP'li belediye başkanlarına engeller çıkarılıyor. Belediyelerin milletin verdiği nakdi bağışlarla halka yardım yapması bile fiilen engelleniyor.
ÜÇÜNCÜ ORTAK
Devletin, adaletle yönetilmesi gerekir. Hukukun üstünlüğü mantığıyla, bilgiyle, birikimle, erdemle devlet yönetilir. Devlet kin ve öfkeyle yönetilmez. Cumhur İttifakı'nı oluşturan iki parti var. Bir de yanında mafya var. Bu gerçek de çıktı ortaya. Ak Partili yurttaşlarımız da, MHP'li yurttaşlarımız da bunları biliyor ve görüyor. Türkiye adeta insan kaçakçılığının, uyuşturucu kaçakçılığının merkezi oldu. İnsan kaçakçılığı da, uyuşturucu kaçakçılığı da büyük boyutlarda.
Kolombiya'da bir gemide 5 ton kokain yakalandı. Geminin varış yeri Türkiye. Milyarlarca dolar tutarındaki kokainin parasını kim ödüyor? Türkiye'ye geldiğinde hangi adrese gidecekti, bu uyuşturucu kimlere teslim edilecekti? Bunun üstüne giden var mı, araştıran var mı?
Aynı şekilde Mersin Limanı'nda 615 kilo kokain yakalandı. Kocaeli Dilovası'nda 540 kilo kokain yakalandı. Bunlar nereye, kime gidiyordu? Hiç tartışılmıyor, konuşulmuyor. Siyasi iktidarın bu olayların üzerine gittiği görüldü mü? Kokain çekerken görüntüleri ortaya çıkan ve AK Parti Genel Merkezi'nde görevli o gence, bunu nereden aldığını, kaç liraya aldığını sorsunlar. İktidar sahipleri, o gence nasıl bakıyor?
Türkiye böyle yönetilemez. O kadar zavallılar ki, bu olayların üzerine gitmek yerine muhalefeti suçluyorlar. Devleti siz mi yönetiyorsunuz, muhalefet partilerinin genel başkanları mı yönetiyor? Mafya patronlarıyla mücadele etmesi gereken güvenlik güçleri kime bağlı? Hükümet, liyakatsiz kadroları engellerse, güvenlik güçleri tüm bu sorunları aşar.”