Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
35,9848
EURO
36,9197
IMKB
9.792,000
ALTIN
3.260,850
 
Hava Durumu ANKARA
2 / 11 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
KARADENİZ'DE 'TEMEL'EFSANESİ YOK OLUYOR!
KARADENİZ DE  TEMEL EFSANESİ YOK OLUYOR!
 
Karadeniz Bölgesi'ni gezen Milliyet yazarı Can Dündar'a göre bölgede son 5 yıldır kimse çoçuğuna Temel ve Fadime ismini artık koymuyor. İşte Karadeniz'in değişen yüzü.
 
31.7.2005 - 08:10

Son dönem hep manşetlerde, hep gündemde Karadeniz...
Ya kanserle...
Ya milliyetçilerin linç girişimiyle...
Ya sahil yoluyla...
Ya Nataşa salgınıyla...
15-20 yıl önce Karadeniz'e şimalden iki yel esti:
Biri Çernobil'in radyasyonunu getirdi; diğeri Rus hayat kadınlarını...
İkisi de Karadeniz'i altüst etti.
Sonra yel dindi. Geride derin izler, tortular, travmalar bıraktı.
Yeni yeni fark edilen bu tortuların kimi Karadeniz insanının derisinin altında, sağlığında ortaya çıkıyor; kimi sosyal yapısında...
Bölge içten içe kaynıyor. Ekolojik, sosyolojik, onkolojik dokusu değişiyor.
Siyaseti, ticareti, sağlığı, ekonomisi, açılım çabası, dipten gelen dönüşüm hırsıyla kımıldıyor Karadeniz...
Türküdeki gibi "çırpınıyor".
Trabzon'da Atatürk alanına çıkan Gazipaşa Caddesi gibi, Artvin'e çıkan dar virajlar gibi, Sümela'ya uzanan adımlar gibi, milliyetçilik, fuhuş, işsizlik, kanser, her şey sürekli ve hızla "tırmanıyor" bu bölgede... Bölgenin en yaygın isimlerinden "Volkan" gibi patlıyor.
Türkiye'nin en kozmopolit yörelerinden olmasına, en zengin sosyal yapısını barındırmasına rağmen zaman zaman en bağnaz, en dışlayıcı, en hırçın milliyetçiliğin peşine takılıyor, fevri linç girişimlerine bulaşıyor Karadeniz... Papaz avına çıkıyor. Saldırganlaşıyor.
Sonra tıpkı adını aldığı deniz gibi sakinleşiyor. Bir yayla horonunda barışıyor kendiyle... Politikada Başbakan çıkarıyor, dizide Deli Ziya oluyor, ses yarışında Zeynep Başkan...
Esnaf göçüyor, yabancı gelinler geliyor, melez nesiller doğuyor, sahil yolu doluyor, işsizlik, yoksulluk, öfke büyüyor.
Ama yine de dizinin güzelim fotoğraflarını çeken foto muhabirimiz Ercan Arslan'ın deyişiyle- "herkes her an koltuğunun altındaki ekmeğini bölüp vermeye hazır gibi" yaşıyor.
Böyle bir dönüşümün ortasında, bölgeyi ve kanaat önderlerini avucunun içi gibi bilen, becerikli yerel muhabirimiz Tekin Atay'ın mihmandarlığında dolaştık Karadeniz'i...
Gittiğimiz her yerde bizi dostça karşıladı Karadeniz insanı... Trabzon'da kanserliler koğuşunu gezdik. Artvin'de dünyanın en uzun burnunu gördük.
Yol boyu bir denizin katline tanık olduk.
TAYAD'lısıyla da, MHP'lisiyle de, doktoruyla da, hastasıyla da, boşananıyla da, evleneniyle de konuştuk.
Ve Çırpınan Karadeniz'in fotoğrafını çektik.

Karadeniz deyince aklınıza ne geliyor? Hamsi, taka, burun, çay, Temel, Fadime, fıkra, silah, deniz, kemençe, horon?..
Şimdi sıkı durun:
Karadeniz bunların hepsinden vazgeçmeye doğru gidiyor.
Bütün bölgeye genellemek yanlış olur, ama gözlemler, eğilimin bu yönde olduğunu gösteriyor.
Dipten gelen bir dalga, eski Karadeniz'i silip süpürüyor.
Karadenizli kendisiyle özdeşleştirilen bütün "alameti farikalar"ından tek tek sıyrılmaya çalışıyor. Çocuklarına koyageldiği adlardan, hakkında yazılmış fıkralardan, belinden ayırmadığı tabancadan, sofrasından eksik etmediği balıktan, o güzelim koylarından... Cayıyor birer birer...
Çok başlıklı bir Karadeniz gezisinin benim açımdan en çarpıcı sonucu buydu:
O yüzden onunla başlamak istedim.
Gelin şimdi bu teşhisin kanıtlarını koyalım ortaya:

Abdullah'ın oğulları
İsim meselesi önemli... Bir kentte ne olup bittiğini kentte yaşayanların isimlerinden "okumak" mümkün çünkü...
Princeton Üniversitesi öğretim üyelerinden tarihçi Prof. Heath W. Lowry, "Trabzon Şehrinin İslamlaşma ve Türkleşmesi (1461-1583)" başlıklı kitabında (B.Ü. Yayınevi, 2005) şehirdeki erkek isimlerinden yola çıkarak 1461'deki fetih sonrası Trabzon'un dönüşümünü kanıtlar.
Yöntemi basittir:
Osmanlı'da İslam dinine dönenlerin ("mühtedi"lerin) çoğunluğu baba adı olarak, babasının asıl adını vermek yerine "Abdullah"ı yazdırır. Yeni ismi, "Abdullah'ın oğlu" olarak kayda geçer.
Bu bilgiyle Prof. Lowry, 15 ve 16. yüzyıllara ait Trabzon Tahrir Defterleri'ni inceler, yetişkin evli erkek Müslümanların adlarını baba adlarıyla karşılaştırır.
Buna göre 1553 yılında Trabzon'da 570 yetişkin Müslüman erkekten yalnızca 2'sinin kendi adı Abdullah iken, 163'ünün baba adı Abdullah olarak kayıtlıdır.
30 yıl sonraki defterde durum şöyledir:


Şehirde 1134 evli erkek vardır. Bunlardan yalnızca 1'inin adı
Abdullah'tır. Ama 256'sının baba adı Abdullah olarak kayda geçilmiştir.
Prof. Lowry'ye göre bu, "Hıristiyan geçmişin hatırlatılmasının rahatsızlığından kaçınmak içindir."
1523'te yüzde 85'i Hıristiyan olan Trabzon, fetihten sonraki 120 yıl içinde büyük dönüşüm yaşamış, sürgün tehdidi karşısında kentin çoğu Rum nüfusu, doğup büyüdükleri kenti terk etmektense İslama dönmeyi tercih etmiştir.
Nitekim 1523'ten 30 yıl sonra kent sakinlerinin yaklaşık yarısı Müslüman olmuştur.
Belki de bu travma, onları milliyetçilikte en ileri saflara taşımış, bölgeye gelen papazları kovalayacak bir nefrete dönüşmüştür.
Fetih sonrası yaşanan "isim ihtilali"nin bir benzerine tanık oluyoruz bugün...
Karadeniz, yüzyıllardır en popüler olan, fıkraları dillerde dolaşan isimlerini değiştiriyor artık...
Trabzon Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre, 2000'den bu yana yani son 5 yıldır şehirde çocuğuna Fadime ismi koyan tek bir aile yok.

Temel yok, Temelcan var
Temel adı koyan, sadece 1 aile var.
6 çocuk ise "geçiş dönemi takılarıyla" adlandırılmış:
Temelcan, Temelefe, Temel Mehmet, Temel Serhat, Temel Berkcan ve Temel Ersin...
Peki "Temel" yerine verilen isimler neler?
Murat, Berk, Efe, Mustafa...
Tayyip?
Hiç yok. 2004'te bir "Tayyip Yasin" var, hepsi o...
En popüler kız isimleri ise şunlar:
Ece, Şule, Şiir, Esra, Gamze...
Bu tepki, bir modernleşme alameti olduğu gibi "Temel bir gün..." diye başlayan fıkraların yarattığı bıkkınlığın neticesi de olabilir.
Artık zekâsıyla dalga geçen bir fıkra başladığında Karadeniz'de üzerine alınan olmayacaktır. Trabzon'da kasetçilerde satılan skeçleştirilmiş Karadeniz fıkralarının alıcı bulmaması da bunu kanıtlıyor.

Eyüp Fatsa yanılıyor
Gelelim suçlara... Devlet İstatistik Enstitüsü'nün Doğu Karadeniz verilerine göre, 2003'te bölgeden 2681 kişi cezaevine düşmüş.
İşlenen suçlar listesi de bize, bir dönüşümün ipuçlarını veriyor. Geleneksel köy hayatına ait suçların yerini, modern kent hayatına özgü suçlar alıyor. En çok rastlanan suç, (1004 vaka) "İcra İflas Kanunu'na muhalefet"... Hırsızlıkla birlikte bu suçtan içeri girenler, diğer tüm suçluların toplamına yakın...
Irza geçme, sarkıntılık suçları Rusların gelişinden sonra çok azaldı. Yaralama, darp, cinayet ve ateşli silah taşıma geriden geliyor.
Silah taşımadan yatanların oranı sadece yüzde 2... Yani düğünde havaya kurşun sıkan Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın "Buralarda âdettir" bahanesi, artık geçerli değil.
Trabzon Emniyet Müdür Yardımcısı İbrahim Azcan, silahla ilgili suçlarda son dönem düşüş olduğunu doğrularken, "Çoğu olay gibi bunun nedeni de ekonomik" diyor:
"Çünkü artık kurşuna para yetmiyor."

Yayla şenliği yerine Televole

KARADENİZ'de bu eğilimle çakışan bir başka gelişme, kentleşmeyle birlikte yerel özelliklerin yitirilmesi...
Karadeniz sahil yoluyla, koyların kaybedilmesini, hamsi üretiminin gerilemesini, takaların denizden çekilmesini ayrı bir gün işleyeceğiz.
Rus akınıyla aile yapısının kökünden değişmesini de...
Ama başka birkaç ilginç ayrıntıdan bugün söz edelim:
Biri, yayla şenlikleri...
Karadeniz'in karakteristiği sayılan şenlikler birkaç yıldır popüler kültürün elinde can çekişiyor. Giresun Valisi Şükrü Kocatepe'nin de yakındığı gibi gurbette yaşayanlarla yöre halkını buluşturmayı amaçlayan şenlikler bir "sanatçı getirme yarışı"na dönüşmüş durumda... Kemençe çalınıp horon tepilen şenlikler gözden düşerken, Televole şarkıcılarını yaylaya çıkarmayı başaranlar en büyük ilgiyi görüyor.
Mesela bugünlerde en büyük kavga, Tarkan'ı baba ocağı Rize'ye getirebilmek için veriliyor. avea'dan izin alabilmek için Başbakan'ın devreye sokulduğu söyleniyor.

Ayda 40 burun ameliyatı

Karadenizliler, dünyaca ünlü burunlarını 'düzelttirmek' için ameliyata koşuyorlar. Estetik cerrah Karaçal: Trabzon'da her ay en az 40 burun düzeltildiğini rahatlıkla söyleyebilirim

"Karadenizli artık eski simgelerle anılmak istemiyor" dedik ya, bu "kendinden vazgeçme"nin en belirgin örneklerinden biri burun ameliyatları...
Burnuyla dünya çapında şöhret yapan Karadenizli, şimdilerde burun kemerini düzelttirmek için plastik cerrahlara koşuyor.
Trabzon'da plastik cerrahi 1986'da Operatör Dr. Yakup Kaya ile başlamış. 1990'larda Rusların ince küçük burunlarla çıkagelmelerinden sonra müthiş artmış. Sadece Kaya'nın 20 yılda 2500 burun yaptığı tahmin ediliyor.
Ardından KTÜ'ye plastik cerrahi ana bilim dalı açılmış ve öğretim üyeleri gelmiş.

Gelenlerin yarısı erkek
Şu anda kentte 5 plastik cerrah var. Yard. Doç. Naci Karaçal, 4 yıldır Trabzon'da görev yapıyor. KTÜ'de Plastik Cerrahi ana bilim dalı başkanı...
Burun operasyonlarını ona sordum:
-Kimler burun ameliyatı olmak istiyor?
-5-6 yıl öncesine kadar gelenlerin yüzde 55'i kadındı. Son dönemde eşitlendi.
-Neden değiştirmek istiyorlar?
-Eskiden "Nefes alamıyorum" filan gibi şikâyetlerle gelirlerdi. Artık doğrudan "Şeklini beğenmiyorum" diye geliyorlar.
-Nesini beğenmiyorlar?
-Aslında yeni nesilde koca kemerli Laz burnu yok. Ama yine de kemerleri küçültmek istiyorlar. Kemeri alıyoruz.
-Karadeniz sosyetesi mi geliyor daha çok?
-15-20 yıl önce daha çok sosyete geliyordu. Eğitim arttıkça plastik cerrahi de halka indi. Artık her kesimden insan geliyor.
-Kaça mal oluyor bir burun operasyonu?
-İlk zamanlar çok pahalıydı. Son 10 yılda ucuzladı. Bir ameliyat 1000 dolar.
-Kaç ameliyat yapıyorsunuz haftada?
- Ben haftada 4 ameliyat yapıyorum. 5 doktoruz. Trabzon'da her ay en az 40 burnun düzeltildiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
-Burun dışında da talepler oluyor mu?
- Artık yüz ve karın gerdirme, göğüs küçültme türü ameliyatlar da çoğaldı.
-Neden tırmandı bu eğilim..?
-Rusların gelişinin de etkisi var mutlaka, ama asıl etken medya... Televole'den etkileniyorlar. Çoğu ellerinde yıldızların resimleriyle geliyor. En çok Petek Dinçöz burnu istiyorlar.
-Siz ne diyorsunuz?
-Gelenlerin 6'da 1'ini "İhtiyacınız yok. Doğallığınızı bozar" diye vazgeçiriyorum.

'Burnumuz kimliğimizdir'

Artvin'de Mehmet Özyürek karşıladı bizi... Hemen elimize kartvizitini tutuşturdu.
Kartta profilden çekilmiş bir fotoğrafı var. Üstünde şöyle yazıyor: "Guinness World Records/ Dünya Altın Burun Şampiyonu". Mehmet Bey ya da Artvin'deki adıyla "Şampiyon Amca", rekor yoksunu Türkiye'nin medar-ı iftiharı... Çünkü cebinde gezdirdiği sertifikasına göre, "Burun boyunun, ucundan bitiş noktasına kadar 8,8 santimetre olduğu saptandı ve Guinness Rekorlar Kitabı'na katıldı".
Kendisi 60 yaşında... Çocukken "burnu büyük" diye alay ederlermiş. Şimdi aynı burunla, alaycılarından intikam almış.
Rize Çay TV'de "Karadeniz Altın Burun Yarışması"na gırgır olsun diye katılmış. Birinciliği yakalamış. Kaliforniya'dan, Guinness yarışmasından aramışlar. Meğer burnunun ünü oraya kadar uzanmış. Kendisini kitaba alacaklarmış. Uzun temaslardan sonra uzmanlar gelmiş. "Şampiyon Amca", "Altın Burun" olarak tescillenmiş.
Şimdi Karadenizlilerin burun ameliyatlarından söz edince tepki gösteriyor."Burnumuz bizim kimliğimizdir. Vazgeçemeyiz" diyor: "Bana bakıp vazgeçsinler. Ben çirkin mi görünüyorum. Üstelik dünya rekorunu elimde tutuyorum."




Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


SON DAKİKA... ANKARA'DA DEPREM

DAHA 6 AYLIK AMA 14 KİLO!

KUMLUCA'DA HELİKOPTER DÜŞTÜ 2 KİŞİ ÖLDÜ, İKİ KİŞİ KAYIP
»  SEYDİŞEHİR İSYANDA
»  EMZİREN ANNE'NİN KOKUSU CİNSEL İSTEĞİ ARTTIRIYOR!
»  GÜZİN ABLA 'BAŞKA ERKEKTEN HAMİLE KALDIM' DİYEN KADIN'A NE DEDİ?
»  TATİL DENİLİNCE AKLA DENİZ VE KUMSAL GELİYOR!!
»  KADINLAR PARALI ERKEĞİ SEKSİ BULUYOR
»  HELGA,HASAN'DA NE BULUR? İŞTE RUS KIZLARININ SAMİMİ İTİRAFI!
»  SEYDİŞEHİR İŞÇİSİNDEN ŞİRKET PATRONLARINA ÖFKE
»  BEKARET VE NAMUS KONUSUNDA İKİ YÜZLÜYÜZ
»  HAC İÇİN REKOR BAŞVURU
»  SİGARA ZAMMINDAN SONRA DEVİR SARMA TÜTÜN DEVRİ OLDU!
»  YARGITAY'DAN KİRACIYA KÖTÜ HABER
»  EN SEKSİ İŞLER HANGİLERİ?
»  UCUZ KONUT'A 20 BİN BAŞVURU
»  TEFLON TAVALAR HEMEN ÇÖPE!
»  HAVADA PANİK
»  THY'NİN YENİ KIYAFETLERİ CEMİL İPEKÇİ'DEN
»  DOĞAYLA BARIŞIK DÜKKANLAR'A İLGİ BÜYÜK
»  EYÜP'TE YIKIM ÇATIŞMASI
»  HAŞEMA'YA İNCE AYAR
»  TÜRBANLI GÖBEK DANSI!
»  BAŞBAKANLIK KORUMALARINA SİVRİ BURUNLU AYAKKABI YASAĞI!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.