Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'ün statüsünün belirlenmesi için 2007 yılında yapılacağı ilan edilen referandum yaklaşırken, bölgede yaşayan gruplar da tavırlarını netleştiriyor.
Kerkük ve çevresinde yaşayan Sünni Araplar ve Türkmenler bugün bir araya gelerek, bu yılın sonunda yapılması halinde referanduma kesinlikle katılmayacaklarını duyurdu.
Kerkük Arap İstişare Meclisi ile Türkmen İstişare Meclisi bugün Kerkük'ün Vasit semtinde Meclis Es- Sağir salonunda bir toplantı düzenledi. Sünni Araplar ve Türkmenler Irak Anayasası'nın 140. maddesi gereği Kerkük'te 2007 yılı sonunda yapılacağı açıklanan referanduma kesinlikle katılmayacaklarını duyurdu. Sünni Arap ve Türkmenler, referandumun yapılmaması için izleyecekleri stratejiyi ele aldı.
Amerikan güçlerinin temsilcilerinin de katıldığı toplantıda ABD Başkanı George Bush'un yeni Irak stratejisi ışığında bölgedeki meseleler de ele alındı.
Toplantının ardından CİHAN muhabirinin sorularını cevaplandıran Arap İstişare Meclisi Üyesi Abdurrahman Hurşid El Asi, Sünni Araplar olarak 140. maddeyi kesinlikle kabul etmediklerini söyledi. El Asi, Kerkük'te hangi vatandaşa sorulursa sorulsun anayasaya zorla yerleştirilen bu maddeyi kabul etmeyeceğini öne şöyle konuştu: "Kerkük, bütün Irak'ındır. Kerkük küçük bir Irak'tır. Kerük'ün herhangi bir federe devlete bırakılması söz konusu olamaz. Bunu bütün dünya bilsin. Bağdat hükümeti bilsin. Komşu ülkeler bilsin."
Hurşid El Asi, kentte Araplar ve Türkmenlere yönelik haksız tutuklamalar olduğuna da değinerek, tutuklanan kişilerden haber alamadıklarını dile getirdi. El Asi, yetkililerden bunun önüne geçmelerini istediklerini vurguladı.
Türkmen İstişare Meclisi Koordinatörü Telal Kasapoğlu da Kerkük'teki referanduma katılmama konusunda Araplarla birlikte hareket ettiklerini söyledi. Kasapoğlu, sene sonunda referandumun yapılması konusunun da netleşmediğini ifade etti.
Kerkük'ün statüsünün bu yıl sonunda yapılacak bir referandumla belirlenmesine Türkiye de karşı çıkıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Kuzey Irak ve Kerkük'te referandum 'oldu bittisine' seyirci kalmayacağını söylemişti.